Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bumin Doğrusöz - Torba kanun tasarısı (12.02.09) PDF Yazdır e-Posta
12 Şubat 2009

Son yılların modası; çeşitli kanunlarda yapılacak değişiklikleri, tek bir kanunun içerisine toplayarak ve her maddede bir kanunun birçok maddesini değiştirerek gerçekleştirmek. Ancak tedvin tekniği ile bağdaştırılması mümkün olmayan bu modaya uygun olarak hazırlanan bir torba kanun tasarısı daha, geçen günlerde yasama organına sunuldu.

 

Tasarının adı, "İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı". Ancak tasarının adının bu şekilde olmasının anlamını çözmek mümkün değil. Çünkü tasarının sadece bir maddesi İşsizlik Sigortası Kanunu ile ilgili. 31 asıl ve 3 geçici maddeden oluşan tasarının 1. maddesi dışındaki maddeleri, başkaca kanunlarla ilgili. Örneğin tasarının 10. maddesi Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 10 maddesinde değişiklik yapıyor. Bu nedenle tasarının adı, "Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" şeklinde de olabilirdi. Aslında sadece "Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" denilmesi daha uygun olurdu.

 

Önce bu torba kanunla çeşitli değişiklikler yapılması öngörülen 29 kanunu sayalım : "İşsizlik Sigortası Kanunu", Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu", "Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu", "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Teşkilat Kanunu", "Dernekler Kanunu", "Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun", "İş Kanunu", "Gelir Vergisi Kanunu", "Kurumlar Vergisi Kanunu", "Katma Değer Vergisi Kanunu", "Özel Tüketim Vergisi Kanunu", "Gider Vergileri Kanunu", "Damga Vergisi Kanunu", "Harçlar Kanunu", "Şans Oyunları Hasılatından Alınan Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanun", "AR-GE Faaliyetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun", "Bazı Derneklerin ve Kurumların Bazı Vergilerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanun", "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun", "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun", "Türk Ticaret Kanunu", "Ahıska Türklerinin Türkiye'ye Kabulü ve İskânına Dair Kanun", "Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun", "Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu", "Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi Hakkında Kanun", "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun", "Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun", "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu", "Başbakanlık Teşkilatı Hakkında KHK'nın Kabulüne Dair Kanun" ve "Avukatlık Kanunu".

 

Değişiklikler, ekonomik krize karşı önlemler paketi gibi düşünülmemeli. Değişiklikler, krizden daha ziyade mevcut yasalardan kaynaklanan sorunların çözümü amaçlı. Bu değişikliklerin önemlilerini önümüzdeki günlerde sırasıyla irdeleyeceğiz. Şimdilik bu değişikliklerin önemlilerine satır başları ile değinelim.

 

Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alan ve ondan az kişi çalıştıranlara tanınmış olan üç ayda bir muhtasar beyanname verme yetkisi kaldırılıyor. Kaldırılıyor diyorum, çünkü Maliye Bakanlığı'na bu beyannameleri üç ay yerine aylık olarak alma yetkisi veriliyor. Yetki kullanılmayacak olsa, verilmez.

 

Kurumlar Vergisi Kanunu ile yatırım indirimi müessesesi, "İndirimli Kurumlar Vergisi" adı altında yeniden getiriliyor. Müessesenin adı ile birlikte yararlanma koşulları ve hesap tarzında bazı değişiklikler var. Bunları ileride yazacağız.

 

Yatırım indirimi kaldırılırken o zamanlarda yazdığımız Dünya gazetesindeki 27 Mart 2006 tarihli yazımızda aynen, "bizim inancımız bu müessesenin revize edilmiş ve ismi değişmiş ancak çok benzeri şekli ile de olsa kısa zamanda tekrar getirileceği yönündedir" demiştik. Yine haklı çıktık. Çünkü yatırım indiriminin kaldırılması bir hata idi. Şimdi hatadan dönülüyor.

 

Ancak bu konudaki pek çok belirlemenin bakanlar kuruluna bırakılması, yine gerek bu konunun gerekse diğer vergi kanunlarında yapılan düzenlemelerin pek çoğunda, uygulamaya ilişkin esasların belirlenmesi yetkisinin Maliye Bakanlığı'na bırakılması, pek çok düzenlemeyi "verginin yasallığı ilkesi" karşısında anayasaya aykırı kılıyor.

 

Öte yandan İndirimli Kurumlar Vergisi düzenlemesinde yürütme organına verilen belirleme yetkileri, hukuki istikrar ve güvenlik ilkesini de ortadan kaldırıyor. Kimse geleceğe ilişkin hukuki yapıyı net görmedikçe ve hukuki güvenceler olmadıkça, sadece bugünkü düzenlemeye bakıp yatırım yapmaz.

 

Öte yandan Tasarı Motorlu Taşıtlar Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, meslek odası aidatı gibi konularda vergi, ceza ve gecikme faizi afları da getiriyor.

 

Bir önemli teşvik de münhasıran tekstil, konfeksiyon, hazırgiyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunanlara geliyor. Bu sektördekilerin üretim tesislerini 31.12.2010 tarihine kadar bakanlar kurulunca belirlenecek illere taşıyan ve asgari 100 işçi çalıştıranlara, nakil tarihinden itibaren beş yıl boyunca Kurumlar Vergisi % 5'e kadar indirilerek uygulanabilecek. Ancak bu iller gibi, beş yıl boyunca uygulanacak vergi oranını da bakanlar kurulu, uygulama esaslarını ise Maliye Bakanlığı belirleyecek.

 

Verginin yasallığı ilkesine aykırı. Yani karar çıkacak, siz taşınacaksınız, iki sene sonra bakanlar kurulu kararını kaldıracak veya değiştirecek, mükellef ayazda kalacak.

 

Tasarıyı hazırlayanların, düzenlemeleri yasama organından geçirerek uygulama yerine, yürütme organına veya Maliye Bakanlığı'na sürekli yetki aktarmaya çalışmaları konusunda gösterdikleri özen ve ısrarı, hukuk adına anlamak mümkün değildir.

 

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=116716&YZR_KOD=156