Av.Ali YÜKSEL/ Av.Cihan AVCI - İşçinin fesihten önce başka bir işyeri ile iş görüşmesi yapması (29.05.09) |
|
|
|
29 Mayıs 2009 |
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/9262 E. ve 20.02.2008 tarihli kararında, işçinin fesihten önce başka bir işyeri ile iş görüşmesi yapmasının işçinin istifa ettiği yönünde karine olup olmayacağını değerlendirmiştir. Karar özellikle, iş akdinin sona ermesinden çok kısa bir zaman sonra başka bir yerde çalışmaya başlayan işçinin kıdem tazminatı talebinin samimiyeti noktasında çok önemli değerlendirmeler içermektedir.
İncelememize konu kararda davacı; iş akdinin davalı işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı ve bazı işçilik alacakları talebinde bulunmuştur. Davalı işveren ise davacının başka bir yerde iş bulduğu için iş akdini kendisinin feshettiğini savunmuştur. Yerel mahkeme davayı kabul etmiştir.
Yerel mahkeme kararının davalı işveren tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay dosyayı incelemiş ve yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kararını bozmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bozma kararının gerekçesinde, dosya içerisinde bulunan devam cetvelleri ve işe devam kontrol fişlerinden davacının, 23.06.2002 tarihine kadar işyerinde çalıştığının, 27.06.2002'de ise başka bir otel ile sözleşme yaptığının anlaşıldığını belirtmiştir. Yargıtay'a göre böyle bir durumda davacının dava dışı şirket ile ilk bağlantı kurduğu, ön görüşme yaptığı tarihin araştırılarak, bu tarih fesih tarihinden önce ise iş akdini başka yerde çalışmak için kendisinin feshettiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunun da doğal sonucu davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi olmak gerekecektir. Ayrıca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi aynı kararı, davalı işverenin ıslahtan sonra dermeyan ettiği zamanaşımı defiinin dikkate alınmaması sebebi ile de bozmuştur.
Bahse konu kararda önem arz eden başlıca husus, işçinin çalıştığı yerden ayrıldıktan hemen sonra, aynı alanda faaliyet gösteren bir başka işyerinde çalışmaya başlaması halinde, işinden başka yerde çalışabilmek için, istifa etmiş olabileceğinin kabul edilmesidir. Yargıtay böyle bir durumun varlığı halinde davacı işçinin yeni çalışmaya başladığı işyeri ile ilk görüşmesinin yapıldığı tarihin belirleyici olacağına dikkat çekmiştir. Eğer bu tarih iş akdi sona erdikten sonra ise bir sorun yoktur. Ancak ilk görüşme tarihi iş akdinin sona ermesinden önceki bir tarih ise işçinin başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmiş olabileceğinin kabulü gerekecektir. Öncelikle işçinin bir işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir yerde kısa bir süre sonra çalışmaya başladığının ne şekilde tespit edileceğine bakmak gerekmektedir. Olayda bu yeni işyeri ile yapılan iş akdinin mahkemeye sunulması ile sağlanmıştır. Ancak bu vakıa herhalde işçinin sigorta kayıtları ile de ispatlanabilecektir. Yargılama içerisinde işçinin sigorta kayıtlarının celbedilmesi durumunda davalı işyerinden ayrılır ayrılmaz bir başka yerde çalışmaya başladığı görülüyorsa; yine mahkemenin yeni işyeri ile ilk görüşme tarihini tespit etmesi ve iş akdinin işveren feshi ile mi işçi istifası ile mi sona erdiğini araştırması gerekebilecektir. Bu aşamada cevaplanması icap eden bir diğer husus ise, davacı işçinin yeni işyeri ile ilk görüşme ve mülakat tarihinin ne şekilde tespit edilebileceğidir. Açıkça ifade etmek gerekirse bu görüşmenin tarihinin net şekilde tespiti her zaman mümkün olamayacaktır. Malum olduğu üzere bu tip mülakatlar çoğu zaman sözlü veya basit karalamalara not alınarak yapılmaktadır. Ayrıca bu mülakatlara tanıklık edecek bir tanığın bulunabilmesi de her zaman mümkün değildir. Şu durumda yapılacak şey yeni işe başlanılan şirkete müzekkere yazılması ve davacının ilk görüşme tarihinin sorulmasıdır.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=117
|