Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/32136 E. ve 10.12.2007 tarihli kararında, asıl işveren - alt işveren ilişkisi içerisinde, asıl işverenin alt işveren işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmasının şartlarını değerlendirmiştir. Bu karar özellikle alt işverenlik ilişkisinin kurulmuş olması ve sonuçlarını doğurması için gerekli şartlardan olan ''Münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışma'' esasının ne şekilde anlaşılması gerektiğini açıklaması sebebiyle büyük önem taşımaktadır. Kararda bu şartın hangi hallerde oluşmuş sayılacağı ve bu şartın oluşmaması halinde ne gibi hukuki sonuçların doğacağı gayet net biçimde belirtilmiştir.
İncelememize konu kararda, davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti ile bayram tatili gündeliğinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm davalı şirketçe temyiz edilmiş Yargıtay tarafından temyizen incelenmiştir.
Yargıtay, yerel mahkemenin kararını temyizen incelemiş ve kararı bozmuştur. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi bozma kararının gerekçesinde; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcudiyetinin, asıl işverenin alt işverenin işçilerinin hak kazanacakları alacaklardan sorumlu tutulabilmesi için yeterli olmadığını belirtmiştir. Yargıtay bu sorumluluk için, işçinin münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışması gerektiğini vurgulamış, davacı işçinin dönem içerisinde farklı işyerlerinden adına sigorta prim bildirgesi verilmesi sebebi ile de asıl işverenin sorumluluğunun doğamayacağını belirtmiştir. Yargıtay, yerel mahkemenin bu hususu araştırmayarak, eksik inceleme ile davacının tüm çalışma süresinden doğan alacaklarından davalı asıl işvereni de alt işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmasını hatalı olarak değerlendirmiştir.
Kararda da açık şekilde ifade edildiği üzere, alt işverenlik ilişkisinin vuku bulduğu işyerlerinde, asıl işverenin alt işveren işçilerinin ücret vesair işçilik haklarından sorumlu tutulabilmesi, kanunda sayılan birçok şartın yanında ''Münhasıran o işyerinde çalışma'' koşuluna bağlanmıştır. Bir diğer ifade ile alt işveren işçisinin ücret ve diğer işçilik alacaklarından asıl işverenin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için alt işveren işçisinin sadece ve sadece asıl işverenin işyerinde hizmet görmesi gerekmektedir. Eğer alt işveren işçisi, alt işverenin aldığı bir çok proje veya taşeronluk işinde çalışıyorsa yani bir gün X işyerinde, bir diğer gün Y işyerinde mesai yapıyorsa, artık ücret ve işçilik alacakları açısından tek başvuracağı adres alt işveren olabilecektir. Çünkü bu durumda kanunda belirtilen ''Münhasıran asıl işverenin işyerinde çalışma'' koşulu oluşmuş sayılmamaktadır. Bahse konu kararda Yargıtay, davacı işçinin belirttiği dönemde münhasıran davalı asıl işverenin işyerinde çalışmamış olduğunu, davacı işçi adına verilen işe giriş bildirgeleri sayesinde tespit etmiştir. Davalı işverenliğin savunması ile örtüşen bu belgeler marifeti ile davalı asıl işveren, davacı işçinin işçilik alacaklarından sorumlu olmak durumunda kalmamıştır.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=117
|