Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu kararlarının geçersiz olduğu durumlar PDF Yazdır e-Posta
02 Şubat 2010

I- GİRİŞ

Anonim şirketlerin yönetim kurullarının toplantılarına ve alınan kararların geçerliliğine ilişkin hükümler münhasıran 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 330. maddesinde düzenlenmiştir. Bunun yanında, yönetim kurulu kararlarının geçerli sayılamayacağı özel durumlar da, mezkûr kanun maddesinin devamında düzenlenmek suretiyle, yönetim kurulu kararların “geçersiz (batıl)” sayılacağı durumların sayma yolu ile tespiti yoluna gidilmiştir. Günlük ticari hayatta şirketlerin yürüttüğü işlemlere esas teşkil eden yönetim kurulu kararları, özellikle şirket pay sahiplerinin menfaatlerine aykırı düşen kararlar, taraflar arasında tartışmalara yol açmakta, bu durumda menfaati zarar görenlerce ilk önce kararların geçerli olup olmadığı sorgulanmakta, hatta bu kararlar yargıya konu edilmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu kararlarının geçersiz olması hallerinin bilinmesi ve anlaşılmasında fayda görüldüğünden, bunlardan ticari hayatta sıkça rastlanılan durumlara ilişkin değerlendirmeler ele alınacaktır.

II- HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Anonim şirketlerin yönetim kurullarının oluşumu, seçimi ve sayısı Türk Ticaret Kanunu’nun 312. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu Kanun hükmüne göre, yönetim kurulları en az 3 kişiden oluşan, genel kurul tarafından pay sahipleri arasından veya pay sahibi olmayanlardan seçilen(1) daimi karar ve yürütme organlarıdır. Bu durumda yönetim kurulu kararlarının geçerli olması, yönetim kurulunun teşekkülünün bu kanuni şartı sağlamasına bağlıdır. Aksi taktirde yönetim kurulunun varlığından söz edilemeyeceği için bunlar tarafından alınan kararların da geçerliliğinden söz etmek mümkün görülmemektedir.

Kanun’da belirtilen şartlara uygun olarak teşekkül eden yönetim kurullarının aldıkları kararların geçerliliği ise, Kanun’un 330. maddesinde şekil şartına bağlanmıştır. Bu Kanun maddesinde ilk dikkat çekici olan husus, toplantı ve karar almaya ilişkin düzenlemelerdir. Söz konusu düzenlemeye göre, şirket anasözleşmesinde aksine hüküm olmadığı taktirde, yönetim kurullarının bir karar verebilmesi için, üyelerden en az yarısından bir fazlasının toplantıda hazır olması, karar alabilmesi için mevcut üyelerin çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir(2).

Türk Ticaret Kanunu’nun 312. maddesine göre, yönetim kurulları için asgari üye sayısı 3’tür. Bu sayının altında bir yönetim kurulu teşkil etmesi hukuken mümkün değildir. Bu durumda, anonim şirketin 3 yönetim kurulu üyesi varsa, toplanması için yeter sayısı, üye sayısının yarıdan bir fazlası 3’tür(3). Bu şekilde, 3 kişiden oluşan yönetim kurulunun karar alabilmesi için, toplantıya katılan 3 üyenin çoğunluğunun, diğer bir ifade ile 2’sinin karar üzerinde mutabık olması şartı aranır(4). Nitekim yargı kararları da bu hususu desteklemektedir(5). Bu bağlamda, 4 üyeden müteşekkil yönetim kurulunun asgari 3 üye ile toplantı nisabına ulaşacağı, 2 üyenin karar üzerinde mutabakatı ile karar alabileceği, 5 üyeden müteşekkil yönetim kurulunun asgari 4 üye ile toplantı nisabına ulaşacağı, 3 üyenin karar üzerinde mutabakatı ile karar alabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır(6).

Ancak bu noktada, yönetim kurulunun toplantı ve karar alma yeter sayısına ilişkin olarak Yasa’da geçen “şirket anasözleşmesinde aksine bir hüküm olmadıkça” şartı göz önüne alınmak zorundadır. Zira, şirket anasözleşmesi ile yönetim kurulunun toplantı ve karar yeter sayıları belirlenebilir. Bu hususa ilişkin olarak hukukçular arasında görüş ayrılığı bulunmakla birlikte, bazı hukukçular Yargıtay kararlarında belirtilen 3 üye sayısın altında olmamak üzere toplantı ve karar yeter sayısının kanunun belirlediği sayının altında belirlenebileceğini düşünmektedirler. Bu durumda, 10 üyeden oluşan bir yönetim kurulunun, Kanunen 6 üye ile toplantı yapabilecek ve 4 üye ile karar alabilecek iken, anasözleşme ile 3 üye ile toplanabileceği ve 2 üyenin olumlu veya olumsuz oyu ile karar alınabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır(7).

Ancak bu konudaki görüşüm, muhtemel suiistimallere meydan vermemek, yönetim kurulunun bir kurul olduğu, ortak bir şekilde kararlar aldıkları ve kararlarından dolayı sorumlu oldukları göz önüne alındığında, kararın bu kurulda daha çok üye ile tartışılıp görüşüldükten sonra alınmasının gerekliliğinden hareketle, Kanun’da yer alan hükmün anasözleşme ile yönetim kurulunun toplantı ve karar yeter sayılarının daha ağır şartlara bağlanabileceği yönünde anlaşılmasıdır(8).

Bu tartışmalardan ayrı olarak, Kanun’un veya şirket anasözleşmesinin öngördüğü asgari toplantı ve karar yeter sayısına uyulmadan alınan yönetim kurulu kararları geçersizdir.

Yönetim kurulu kararları ile ilgili bir husus, yönetim kurulu kararlarının yazılı olması gerekir, aksi halde kararlar geçersizdir(9). Bu husus Kanun’un 330. maddesinde açık bir şekilde belirtilmiştir. Söz konusu madde metninde aynen, “kararların muteberliği yazılıp imza edilmiş olmasına bağlıdır.” denilmektedir. Bu durumda tartışma götürmeksizin yazılıp toplantıya katılan yönetim kurulu üyelerince imza altına alınmayan kararlar geçersizdir.

Bununla birlikte, yönetim kurulu üyeleri kendi kişisel yararlarına ilişkin hususların görüşülmesine katılamazlar. Aksi halde alınan karar geçersiz olur(10). Türk Ticaret Kanunu’nun 332. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin şahsi menfaatlerine veya bunların usul ve füruundan biriyle eşi ve üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının menfaatlerine ilişkin hususların müzakeresine iştirak edemeyecekleri açık bir şekilde belirtilmiştir.

Bu durumda, üyeler kendilerinin veya Kanun’da sayılan yakınlarının menfaatlerini ilgilendiren bir konuya ilişkin yönetim kurulu toplantısına katılıp oy kullanamazlar. Bunun aksi hallerde alınan kararlar yasaya aykırı olarak alınmış olur ki bu durumda yönetim kurulu kararının geçersiz olduğu söylenebilir. Kaldı ki, bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin Kararı’(11)na konu olmuş, bir A.Ş. yönetim kurulunda bulunan üyelerden (H.İ)’nin kendi çıkarları yönünde hareket ederek aldıkları kararın, Türk Ticaret Kanunu’nun 332. maddesine aykırı olduğu, zira yönetim kurulu kararına iştirak eden (H.İ)’nin kendi şahsi menfaati ile ilgili karara ilişkin oy kullandığı, bu durumda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi yönetim kurulu kararının geçersiz olduğu yönünde karar verilmesi gerektiği hususuna yer vermiştir. Yine aynı Daire’nin bu yönde verdiği kararla mevcuttur(12).

Bu hususa ilişkin son olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 334. maddesinde şirketle muamele yapma yasağına yer vermek gerektiğini düşünmekteyiz. Söz konusu madde 332. madde ile paralellik göstermektedir. Zira 334. maddede, yönetim kurulu üyelerinden birisinin genel kuruldan izin almadan kendi veya başkası namına bizzat veya dolaylı yollarla şirketle, şirket konusuna giren bir ticari muamele yapamayacağını hüküm altına almaktadır(13). Yasa koyucu burada yönetim kurulu üyesinin ortaklıktaki yetkilerini göz önüne alarak, bu yetkilerini kötüye kullanma olasılığından hareketle bu yasağı getirmiştir(14).

Bu durumda, genel kuruldan izin almaksızın, yönetim kurulu üyelerinden birisi şirketle kendisi veya bir başkası adına ticari bir işlem yapılmasına ilişkin karar almışsa, bu durumda, Kanun hükmüne açıkça aykırı bu kararın geçersiz olması gerekmektedir.

Yönetim kurulunun kararlarının geçersiz olmasına ilişkin haller elbette bu konularla sınırlı değildir. Örneğin yönetim kurulunda vekalet ile oy kullanılamayacak iken, vekaleten oy kullanılan yönetim kurulu kararlarının geçersiz olması gibi. Ancak, daha öncede belirttiğimiz gibi, günlük ticari hayatta sıklıkla rastladığımız durumlara buraya kadar yer verilmiştir.

Bununla birlikte, yönetim kurulu kararlarının geçersizliği hususuna ilişkin Kanun’da açık bir hüküm bulunmamakta, bu nedenle yönetim kurulu karalarının geçersiz olduğu haller toplu olarak bir yerde sıralanamamaktadır. Ancak, gerek öğretide gerekse baskın görüş olarak Yargıtay kararlarında bu uygulama kabul edilmektedir(15).

III- SONUÇ

Yönetim kurulu kararlarının geçersiz olduğu yönünde Kanun’da açık bir madde hükmü bulunmamaktadır; ancak, öğretide ve Yargıtay içtihatlarında bu uygulama kabul edilmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun maddeleri içerisinde dağınık olarak bulunan ve günlük ticari hayatta sıklıkla rastlanılan yönetim kurulu kararlarının geçersizlik halleri şunlardır:

● Türk Ticaret Kanunu’nun 312. maddesine uygun olarak teşekkül etmeyen yönetim kurullarının varlığından söz edilemeyeceği gibi aldıkları bunların aldıkları kararların geçerliliğinden söz edilemeyecektir.

● Türk Ticaret Kanunu’nun 330. maddesinin veya şirket anasözleşmesinin öngördüğü asgari toplantı ve karar yeter sayısına uyulmadan alınan yönetim kurulu kararları,

● Aynı Kanun maddesi uyarınca, yazılı olmayan yönetim kurulu kararları,

● Türk Ticaret Kanunu’nun 332. maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin şahsi menfaatlerine veya bunların usul ve füruundan biriyle eşi ve üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının menfaatlerine ilişkin hususların müzakeresine iştirak ettikleri kararlar,

● Türk Ticaret Kanunu’nun 334. maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinden birisinin genel kuruldan izin almadan kendi veya başkası namına bizzat veya dolaylı yollarla şirketle, şirket konusuna giren bir konuda ticari muamele yapmasına ilişkin kararlar

geçersizdir.



* Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi
(1) Türk Ticaret Kanunu’nun 312. maddesine göre, “…pay sahibi olmayan kimseler aza seçildikleri takdirde bunlar pay sahibi sıfatını kazandıktan sonra işe başlayabilirler.”
(2) Türk Ticaret Kanunu’nun 330. maddesinde yer almaktadır.
(3) Yrg. 11. HD.’nin, 21.03.1985 tarih ve E. 1162, K. 1587 sayılı Kararı.
(4) Yrg. 11. HD.’nin, 06.06.1986 tarih ve E. 2687, K. 3509 sayılı Kararı.
(5) Yrg. 11. HD.’nin, 21.03.1985 tarih ve E. 1162, K. 1587 sayılı; 06.06.1986 tarih ve E. 2687, K. 3509 sayılı; 30.01.1989 tarih ve E. 4388, K. 423 sayılı; 11.07.1994 tarih ve E. 2279, K. 6014 sayılı Kararları.
(6) Gönen ERİŞ, Anonim Şirketler Hukuku, 1. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 1995, s. 263
(7) ERİŞ, age, s.263
(8) Bu konuya ilişkin görüş yazara ait olup çalıştığı Bakanlığı bağlamamaktadır.
(9) Yrg. 11. HD.’nin, 27.03.1978 tarih ve E. 5613, K. 1473 sayılı Kararı.
(10) Yrg. 11. HD.’nin, 25.12.1986 tarih ve E. 6106, K. 6808 sayılı Kararı.
(11) Yrg. 11. HD.’nin, 25.12.1986 tarih ve E. 6106, K. 6808 sayılı Kararı.
(12) Yrg. 11. HD.’nin, 27.09.1988 tarih ve E. 2377, K. 5337 sayılı Kararı.
(13) Türk Ticaret Kanunu’nun 334. maddesinde yer almaktadır.
(14) ERİŞ, age, s. 282
(15) ERİŞ, age, s. 266