Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yapı kooperatifinde KDV ruhsata bağlı PDF Yazdır e-Posta
03 Şubat 2010

Image

Yapı kooperatifleri bina ruhsatını 3 Temmuz 2009 tarihinden önce almışlarsa konut teslimlerinde KDV'den bağışık durumdalar. Ancak bu tarihten itibaren alınan her ruhsat için üye konut teslimlerinde KDV ödenmek zorunda.

SORU: Yapı kooperatifi olarak 2009 Mart ayı içinde bina inşaat ruhsatı alarak inşaata başladık. Ancak bu arada imar planında yapılan tadilat nedeniyle ruhsatımız üzerinde, şerh verilmek suretiyle kooperatifimize ait tapulu arazimizle ilgili değişiklik işlendi. Bu değişiklik cüzi de olsa kooperatifimize ait inşaatı olumsuz etkiledi. Ancak buna karşılık vergi dairesi, "Siz artık Katma Değer Vergisi'ne tabisiniz" diye bizden beyanname istiyor. Nasıl bir davranış sergilememizde yarar vardır?

YANIT: 5904 sayılı yasanın 13'üncü maddesinin (b) bendi ile Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17/4-k maddesinde yer alan "konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri" ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı yasanın 16'ncı maddesiyle de Katma Değer Vergisi Yasası'na eklenen geçici 28'inci madde uyarınca da "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince, üyelerine yapılan konut teslimleri Katma Değer Vergisi'nden" bağışık tutulmuştur.

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 113 seri numaralı "Katma Değer Vergisi Genel Tebliği" ile yapılan açıklamalara göre de 5904 sayılı yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı 3 Temmuz 2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı almış olan yapı kooperatifleri tarafından, üyelerine yapılacak konut teslimleri, söz konusu konutlar için belirlenen oranlarda Katma Değer Vergisi'ne tabi tutulmaktadır.

Dolayısıyla 3 Temmuz 2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren Katma Değer Vergisi mükellefiyeti tesis edilmektedir. Söz konusu kooperatiflerin vergiye tabi işlemleri bulunmasa bile sözü edilen konut yapı kooperatiflerinin takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle Katma Değer Vergisi beyannamesi vermesi gerekmektedir.

Öte yandan, 3 Temmuz 2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe Katma Değer Vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Konuta ilişkin olarak 113 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde yer alan açıklamaya göre, 3 Temmuz 2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından üyelerine yapı teslimlerinde ise istisna uygulaması devam edecektir.

Katma Değer Vergisi Yasası'nda konut yapı kooperatiflerinde 5904 sayılı yasa ile Katma Değer Vergisi uygulamasında değişiklik yapılmasına yönelik olarak düzenleme yapan hükümler 3 Temmuz 2009 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Kooperatifiniz bu tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış bulunduğundan, istisnadan yararlanacaktır. Dolayısıyla ruhsat üzerine imar planında ortaya çıkan değişiklik nedeniyle konulan şerh ruhsat yenilemesi anlamına gelmeyeceğinden istisnadan yararlanmanız konusunda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. (V. Seviğ)

GAYRİMENKULÜN AYNİ SERMAYE KONULMASINDA KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASI


SORU: Kurumların aktifinde bulunan taşınmazları, devir tarihinde yapılacak değerleme sonucu belirlenecek bir bedelle, yeni kurulacak bir sermaye şirketine aynı sermaye olarak konulması veyahut da bir vakfın kuruluşunda vakfa devir halinde işletmenin aktifinde kayıtlı bedelle, devir sırasında tespit edilen bedel arasındaki fark Kurumlar Vergisi Kanunu gereği satış kazancı istisnasından yararlandırılamaz mı?

YANIT: Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5/1-e maddesi gereği olarak, "Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75'lik kısmı istisnadan yararlanabilmektedir.

Yasal düzenleme gereği bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanmakta ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması gerekmektedir. Diğer yandan yine yasal düzenleme gereği olarak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerekmektedir. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılmaktadır.

Mevcut yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere taşınmaz satışların doğan kazanca istisna uygulanabilmesi için bu taşınmazların satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerekmektedir. Bu nedenle söz konusu aktif kalemlerin yani taşınmazların para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, daha açıkçası trampa gibi işlemler istisna kapsamına girmemektedir.

Bir başka anlatımla "Kat karşılığında arsa devrinde olduğu gibi, bir mal veya hakkın başka bir mal veya hakla değiştirilmesini ifade eden trampa işlemlerinde de söz konusu istisna uygulanamayacaktır."

Öte yandan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası'nın 5/1-e maddesinin gerekçesinde de ifade edildiği üzere, elden çıkarılan taşınmaz veya iştirak hissesinden sağlanan likiditenin yine atıl hale dönüşmesine neden olacak şekilde fonksiyonel olarak benzer sabit kıymetlere kanalize edilmesi durumu, istisna uygulaması ile sağlanması öngörülen amaca uygun düşmeyecektir.

Yukarıda açıklamalar ve mevcut yasa hükmü uyarınca söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için taşınmazın nakit girişini sağlayacak şekilde satılmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla yasa maddesinde yer alan koşullar dışında işletmenin aktifinde yer alan taşınmazların değerlendirilmesi veyahut da ortaya çıkan değer farklarının istisnadan yararlandırılması mümkün değildir.(V. Seviğ)

YARGI KARARLARINDA

YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİ


1. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2004/7, K.2004/1631 sayı ve 2.7.2004 tarihli kararı
"Dava konusu işlemlerin geçici kabullerinin 2002 yılında ana yüklenici firma ile alt yüklenici olan davacı şirket tarafından yapılması nedeniyle bu işlere ilişkin gelirin yine bu yılda kurum kazancı olarak beyan edilmesi gerektiği belirtilmekte ise de 20.5.2002, 25.6.2002 günlü geçici kabul tutanaklarında, yapılan işlerin sözleşme, şartname ve projelerine uygun olarak tamamlandığı tespit edilerek 20.5.2001, 31.8.2001 tarihleri esas olmak üzere geçici kabullerinin yapılmasına karar verildiği belirtildiğinden bu tarihler esas alınarak iade işleminin yapılması gerekirken idari zaruretler nedeniyle geç düzenlendiği anlaşılan tutanak tarihlerinin esas alınmasında isabet görülmemiştir. Kaldı ki bu tarihlerden sonra işin devam ettiği, istihkak ödemesinde bulunulduğu yolunda herhangi bir tespit yapılmadığı gibi 2001dönemi için verilen beyanname idarece kabul edilerek tahakkuk işlemi yapılmadığına göre kesinti yoluyla ödenen vergilerin mahsubundan sonra kalan miktarın davacıya iadesi gerektiğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir."

2. Danıştay 3. Dairesi'nin E.2002/3459, K.2004/1151 sayı ve 22.4.2004 tarihli kararı

"İnşaat taahhüt işine ilişkin sözleşmeye ek olarak hazırlanan özel şartname ile müteahhidin bir takvim yılı içinde yapacağı işler için yıl sonunda yapılan tespit hak edişine göre kooperatife fatura vereceğine dair hüküm konulması, inşaat işinin yıllara yaygın olma özelliğini değiştirmeyeceği gibi işin yıllara yaygın olmaması nedeniyle kooperatif tarafından tevkifat yapılmayacağının açıklandığı şartname, VUK'un 8/3. maddesinde yer alan, vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel sözleşmelerin vergi dairelerini bağlamayacağı yolundaki kural karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Kaldı ki müteahhit firma yüklendiği inşaat işinin yıllara yaygın inşaat işi olduğundan bahisle 1999 yılı KV beyannamesini matrahsız vermiş ve kârını 2000 yılı beyannamesi ile beyan etmiştir. Bu durumda yapılan işten dolayı müteahhit firmaya yaptığı avans ve istihkak bedeli ödemelerinden tevkifat yapmayarak verginin zamanında ödenmemesine sebep olan kooperatife tatbik edilen vergi ziyaı cezasında yasaya aykırılık yoktur."

3. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2004/1155, K.2005/190 sayı ve 10.2.2005 tarihli kararı

"GVK'nın 44. maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın düzenlendiği tarihin, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin yıllara yaygın inşaat işinin bitim tarihi olarak kabul edileceğinin belirtildiği, vergi dairesince, davacı tarafından yapılan asfalt kaplama işine ait geçici kabul tutanağının 6.1.1998 tarihinde düzenlenmesi nedeniyle davacının 1997 dönemine ilişkin mahsup talebi kabul edilmemişse de dosyanın incelenmesinden 19.1.1996'da başlanan işin herhangi bir süre uzatımı olmaksızın 16.7.1997 tarihinde bitirilerek bu işe ait kazancın 1997 yılı Kurumlar Vergisi beyanına dahil edildiği anlaşıldığından mahsup işleminin yapılması gerekirken sadece kabul tutanağının 6.1.1998 tarihinde düzenlendiğinden bahisle mahsup talebinin reddinde isabet yoktur."

4. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2004/477, K.2004/2092 sayı ve 26.10.2004 tarihli kararı

"Şirket ortaklarının 1999 yılı içinde işletmeden çektikleri nakitler ve ortakların nam ve hesabına yapılan ödemler dolayısıyla tahakkuk ettirilen faiz gelirinin, yıllara yaygın inşaat işinden elde edilen gelirden ayrı olarak, ilgili yılda beyan edilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan geçici vergi aslına bağlı vergi ziyaı cezası tarhiyatının iptali talebi ile açılan davada, yılarlara yaygın inşaat işi ile uğraşan davacı şirketin ortaklar cari hesabının borç bakiyesi vermesi nedeniyle hesaplanan faiz gelirinin kaynağının inşaat işinden alınan hak edişler olması, dolayısıyla söz konusu işten elde edilen gelir niteliği bulunduğunun kabulünün gerekmesi, bu durumda hak edişin bir unsuru olarak değerlendirilen faiz gelirinin aynı hesapla ilişkilendirilmesi ve işin bitim tarihinde vergilendirilmesi gerekir."

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=158&H...