Zeki Gündüz - Kayıt-içi ile mücadele (02.11.2007) |
02 Kasım 2007 | |
Değerli Dünya okurları, bugün sizlerle incelemelerde karşılaştığımız bazı sorunları/konuları paylaşarak dertleşmek istiyorum. Kayıtdışılığın oranları konusunda toto oynanan bir ortamda aşağıda vereceğim örneklerle karşılaşıyor olmak bir meslek mensubu olarak beni üzüyor. 1. Pişmanlıkla elektronik beyan Eksik beyanda bulunduğunu fark edip kendilerinden pişmanlıkla beyanda bulunan mükelleflerin bir kısmı ekranda eksik veya hatalı yeri işaretliyor oldukları fark ettiklerinde, aynı gün vergi dairelerine başvurup verdikleri beyanı pişmanlıkla verdiklerini yazılı olarak da bildirmelerine rağmen, cezalı uygulamalara muhatap oldular. Öncelikle belirtmek gerekir ki, "Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı" ceza tarh ettirmeden yapılan yanlışlığı başvuru üzerine düzeltti. Ama aynı yaklaşımı ne yazık ki tüm vergi dairelerinde görebilmek mümkün olmadı. Bu nedenle de konu uzlaşmalara taşındı, mükellefler hiç hak etmedikleri halde şu veya bu tutarda ceza da ödeyerek konuyu yargıya taşımadan kapattılar. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi'nin yaklaşımını tüm vergi dairelerinden beklemeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu tür haksız/hakkaniyete aykırı uygulamalar neticede katlanılan miktar ne olursa olsun mükellefiyet bilincini yaralayan bir tortu bırakıyor. 2. Mahsup yapma haciz yap Son günlerde banka hesaplarına doğrudan el atma uygulaması vergi dairesinden alacağı olan veya daha önce mahsup talebinde bulunmuş bir kısım mükelleflere haksız uygulamalar yapılması sonucuna yol açmış görünüyor. Haciz, banka hesaplarına el koyma mükelleflerin ticari itibarlarına da zarar veren, işlem düzeltilene kadar yaşanan dönemde belki bazı yükümlülüklerini aksatmalarına yol açan sonuçlar da yaratabilmekte. Bu nedenle bu uygulamada çok dikkatli olunmalı. 3. Teminat isteme uygulaması İnceleme neticesinde tarh edilen tutarlar esas alınarak şirketin geçmişi, yaratacağı mali yük ve sonuçlar göz ardı edilerek, uygulamada da bir birlik sağlanmadan teminat istenmesi, ihtiyati haciz uygulamasına gidilmesi ile karşılaşıyoruz. Bu müessesenin de yanlış uygulandığını, yorumlandığını düşünüyoruz. 4. Geçici verginin mahsubu Geçici vergi bilindiği üzere vergi incelemesi ve teminat gerektirmeksizin iade edilebilmekte. Ancak bazen mükellefler bu talepleri ayrı bir dilekçe ile yapmak yerine sehven sonraki yıl geçici vergi beyanlarında yapmaktalar. Basitçe vergi idaresince düzeltilmesi gereken bu uygulama yerine vergi daireleri mükelleflere yine gecikme zammı uygulamaya kalkmaktalar. 5. Yatırım indirimi stopajında yabancılara iade İkili anlaşma hükümleri çerçevesinde, k‰r dağıtımı yapan yabancı ortaklı şirketler, daha önce ödedikleri yüzde 19.8'lik yatırım indirimi stopajının bir kısmını (k‰r payı stopajı ile ilgili anlaşmada belirlenen oranı aşan kısım) iade alabilmekteyken, yapılan yeni bir yorumla cezalı uygulamalara muhatap kılındılar. Bu konuda yargıda davalar devam ederken bazı şirketlere de, inceleme sonucunda iadeler yapıldı. Dolayısıyla bir uygulama birliği dahi olmadan, "yatırım indirimi stopajı asgari kurumlar vergisidir" yaklaşımı ile uyuşmazlıklar yaratıldı. 6. Farklı görüş varsa Uygulamada karşılaştığımız ve yadırgadığımız bir tutumu da paylaşmak istiyorum. İnceleme elemanları bazen mukteza bazen tebliğ açıklamalarını, kendilerinin farklı düşündüğünden bahisle, dikkate almadan cezalı tarhiyatlar yapıyorlar. Oysa doğru olanı ve mali idarenin bir iç yazı ile inceleme elemanlarına duyurarak beklediği, konunun önce mali idare içinde çözümlenmesi ve varılan sonucun mükelleflere yansıtılması.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=332701&dept_id=80 |