I- GİRİŞ
Ülkemizde 5510 sayılı Kanun ile gerçekleştirilen sosyal güvenlik reformunun uygulanmaya başlamasının üzerinden zaman geçtikçe anlaşılabilirliği ve çerçevesi daha belirgin bir hal almaktadır. 5510 sayılı Yasa’nın bütün hükümleriyle birlikte yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008 tarihinden hemen sonraki zamanlarda reformun ana hatları hakkında kamuoyu bilgilendirilmeye çalışılmıştır.
5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmiştir. Aradan geçen zaman içinde artık reform yasasının genel hatlarının yanında okuyucularımız açısından bazı önemli ayrıntılarının açıklanması faydalı olacaktır.
Reform yasasıyla ilgili bilinmesi gerekli en önemli ayrıntılardan birisi de; askerliğini yapan kamu görevlileri (4/c sigortalıları) ile işçilerin (4/a sigortalıları), askerde oldukları devrede vergi mükellefiyetleri ya da şirket ortaklıkları varsa, bu durumda olanların askerlik yaptıkları süreleri askerlik borçlanması yaparak mı değerlendirecekleri, yoksa askerde oldukları devrede zorunlu 4/b sigortalısı olarak mı kabul edilecekleri hususudur. Bu çalışmamızda bu konu ile ilgili detay açıklamalarda bulunmaya çalışacağız.
II- ASKERLİK YAPANLARIN SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATINDAKİ SİGORTALILIK DURUMLARI
5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; “Askerlik hizmetini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,…sigortalı sayılmaz.” hükümleri bulunmaktadır.
28.08.2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 10. maddesi (ç) bendinde ise, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentleri kapsamında sigortalılıkları devam edenler hariç olmak üzere, muvazzaf askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencilerinin sigortalı sayılmayacakları hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bentleri kapsamında sigortalı sayılanlar; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolaysıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlardır. 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bentleri kapsamında sigortalı sayılanlar ise, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları ile diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortaklarıdır.
Kanun ve yönetmelik hükümlerini karşılaştıracak olduğumuzda, kanun maddesindeki metinde, hiçbir sosyal güvenlik statüsündeki kişi ya da kişiler istisna edilmeksizin, askerlik hizmetini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencilerinin sigortalı sayılmayacağı hüküm altına alınmışken, yönetmelik hükümlerinde gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlarla, şirket ortaklarının askerde oldukları devrede bile 5510 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılıklarının devam edeceği ifade edilmiştir.
Gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlarla şirket ortaklarının askerde oldukları dönemde vergi mükellefiyetleri ile şirket ortaklıkları devam ettiği müddetçe, askerdeyken sigortalılıklarının da devam etmesi gerektiğine dair hüküm ve ifadeler, 28.09.2008 tarihli ve 27011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 5510 sayılı Kanun Gereğince Sigortalı Sayılanlar, Sayılmayanlar, Sigortalılığın Başlangıcı, Kuruma Bildirilmesi ve Sona Ermesi Hakkında Tebliğde ve SGK’nın 2008/111 sayılı Genelge hükümlerinde de aynen mevcut bulunmaktadır.
III- KAMU GÖREVLİSİ VE İŞÇİLERİN ASKERLİKLERİNDE SİGORTALILIK AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN DURUM
28.08.2008 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ndeki hüküm gereği, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008’den günümüze kadar, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasından dolayı 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olan kişilerin askere gitme durumları söz konusu olduğunda, askerde oldukları dönemde vergi mükellefiyetleri ile şirket ortaklıkları devam ediyorsa, 4/b sigortalılıkları da devam etmekte ve sona erdirilmemektedir.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken husus, bütün 4/b sigortalılıklarının askerde oldukları dönemde sigortalılıklarının devam ettirilmeyip, bunlardan yalnızca askerdeyken vergi mükellefiyetleri ile şirket ortaklıkları devam eden sigortalıların sigortalılıklarının devam ettirilmesi gerekmektedir. Örnek olarak, sivil yaşamında gelir vergisinden muaf bir mesleği yaptığı için 4/b sigortalısı olanlar, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyet yaptığı için 4/b sigortalısı olanlar ve isteğe bağlı 4/b sigortalısı olan kişilerin, askerde iken eğer vergi mükellefiyetleri ile şirket ortaklıkları yoksa, askerde oldukları devrede sigortalılıklarının devam ettirilmesine imkan bulunmamaktadır.
Askerde iken vergi mükellefiyeti ve şirket ortaklığı devam eden kişilerin sigortalılıklarının da devam etmesi gerektiği hususu, konuyla ilgilenen bir çok kişi tarafından maalesef ve hatalı olarak, yalnızca 4/b sigortalılarına özgü bir durum imiş gibi değerlendirilip düşünülmektedir.
Ancak, 28.08.2008 Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 10. maddesi (ç) bendinde aynen; “ç) Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentleri kapsamında sigortalılıkları devam edenler hariç olmak üzere, muvazzaf askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri, … sigortalı sayılmazlar.” hükümleri bulunmaktadır.
Üstte madde metnini verdiğimiz yönetmelik hükümlerinde, askerdeyken sigortalılığı devam edecek kimseler sayılırken, 4/b sigortalısı olup ta askerde oldukları dönemde vergi mükellefiyeti ve şirket ortaklığı devam eden kişilerin sigortalılıklarının devam etmesi gerektiğine yönelik kısıtlayıcı ve yalnızca 4/b sigortalılarına münhasır yapılmış bir tanımlama yoktur.
Yönetmelik hükümlerinden çıkarılması gereken husus, 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi statüde (4/a sigortalısı, 4/b sigortalısı veya 4/c sigortalısı) sigortalı olunursa olunsun, askerde olunan dönemde vergi mükellefiyeti veya şirket ortaklığı olan kişilerin 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılıklarının devam etmesi gerekliliği ve zorunluluğudur.
Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 26.12.2008 tarih ve 2008/111 sayılı Genelgesi’nde; “Fiili askerlik hizmeti silah altına alınmakla başlayıp terhis tarihinde sona erdiğinden, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendine tabi olan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlarla (3) numaralı alt bendine tabi olan anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları ile diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının sigortalılıkları askerlik yaptıkları sürede de devam edebileceğinden, askerlik yaparken söz konusu sigortalılıkları devam edenlerin askerlik süreleri borçlandırılmayacaktır.” hükümleri bulunmaktadır.
Bahse konu Yönetmelik ve Genelge hükümlerinin gereği olarak, sosyal güvenlik il müdürlükleri günümüz itibariyle, 5510 sayılı Kanun kapsamında 4/b sigortalısı olanların yanında, kamu görevlisi olmalarından dolayı 4/c sigortalısı olanlar ile hizmet akdine istinaden işçi olmalarından dolayı 4/a sigortalısı olanların da, askerde oldukları dönemde vergi mükellefiyetleri ve şirket ortaklıkları varsa, bu durumda olanları zorunlu olarak 4/b sigortalısı saymakta ve bunlara prim borcu tahakkuk ettirmektedir.
5510 sayılı Kanunla 1 Ekim 2008’den itibaren hayatımıza giren bu uygulama sayesinde, 4/b sigortalılarının yanı sıra, 4/a sigortalısı olan işçilerle ve 4/c sigortalısı olan kamu görevlileri de askerde oldukları sürelerde, vergi mükellefiyetleri ve şirket ortaklıkları varsa, zorunlu olarak bu sürelerde 4/b sigortalısı olarak kabul edileceklerdir.
Bu durumda olan kişiler askerde oldukları dönemleri ihtiyari ve iradi olarak askerlik borçlanması yapmak suretiyle hizmet süresi olarak kazanmak yerine, zorunlu olarak sigortalı kabul edildiklerinden dolayı prim ödeyerek hizmet süresi olarak kazanmak durumunda kalmışlardır.
Ayrıca, askerde olunan dönemlerde vergi mükellefiyeti ya da şirket ortaklığından dolayı sigortalılığı devam eden kişilerin genel sağlık sigortalılığı da devam edeceğinden, askerde oldukları dönemde sivil hayattaki eş ve çocukları da genel sağlık sigortası yardımlarından yararlanmaya devam edeceklerdir.
Bilindiği üzere, 1 Ekim 2008’den önce kamu görevlisi olanlar 1 Ekim 2008’den sonraki bir tarihte borçlanma yapmak isteseler bile askerlik borçlanmasını mülga 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapmaktadırlar. Kendi nam ve hesabına çalışanlar ile işçiler ise askerlik borçlanmasını, sosyal güvenlik kapsamına ne zaman girdikleri fark etmeksizin 5510 sayılı Kanun’un 41. maddesi hükümlerine göre yapacaklardır.
Günümüz şartlarında 1 Ekim 2008’den önce memur olanların aylık ortalama askerlik borçlanması bedeli, 360 TL tutarındadır. Ancak, askerde iken vergi mükellefiyeti devam eden bir kamu görevlisinin asgari kazanç beyanı üzerinden 4/b sigortalılığına ödemesi gereken aylık prim miktarı ortalama 220 TL civarlarındadır. Görüldüğü üzere, bir memurun askerlik borçlanması yaparak elde edeceği hizmetin bedeli, 4/b sigortalısı sayılarak ödediği hizmet bedeli miktarından daha fazla olacağından, askerde iken sigortalı sayılmaktan dolayı elde edilecek hizmet mali yönden daha avantajlı olmaktadır.
IV- SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
1 Ekim 2008’den önceki Bağ-Kur uygulamalarında da vergi mükellefi ya da şirket ortağı olan kişiler askere gittiklerinde, askerde oldukları dönemde vergi mükellefiyetleri ve şirket ortaklıkları devam ediyorsa Bağ-Kur sigortalılıkları da devam ettirilmekteydi. Çünkü, Bağ-Kur sigortalılığı kişinin bizzat kendisinin yapması gerekmeyen, üçüncü kişiler eliyle de yürütülebilecek işleri kapsayan bir sigortalılık türüydü. Bağ-Kur’un bu uygulamasına ilişkin hükümler 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nda yer almasa da, genelge ve talimat gibi mevzuatlarında yer bulmaktaydı.
1 Ekim 2008’den önceki Bağ-Kur uygulamalarında yer alan bu husus, 1 Ekim 2008’den sonra 5510 sayılı Kanun uygulamalarında da aynen yer almış, üstelik bu defa uygulamaya ilişkin hükümler yönetmeliğe konularak dayanak noktası sağlamlaştırılmıştır.
Buna göre, 1 Ekim 2008’den sonraki SGK uygulamalarında, 4/a sigortalılarından, 4/b sigortalılarından ya da 4/c sigortalılarından kim askere giderse gitsin, askerde oldukları devrede şirket ortaklıkları ya da vergi mükellefiyetleri devam ediyorsa, bu kişilerin askerlik sürelerini borçlanarak hizmet kazanma imkanı olmayıp, bu durumda olan kişiler bu süreleri zorunlu olarak 4/b sigortalılığına prim ödeyerek hizmet olarak kazanabileceklerdir.
Yani, şirket ortağı ya da vergi mükellefi olmayan kişiler için askerlik borçlanması yaparak askerlik sürelerini hizmet olarak kazanmak isteğe bağlı bir durum iken, şirket ortağı ya da vergi mükellefi olan kişilerin askerlik sürelerini hizmet olarak değerlendirmeleri ve bu sürelerin primlerini ödemeleri 1 Ekim 2008’den sonra onlar için bir zorunluluk haline gelmiştir.
Askerde iken şirket ortaklıkları ya da vergi mükellefiyetleri devam eden kişilerin askerlikleri sona erdiğinde, hangi statüde sigortalılıkları devam edeceği problemine ise 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi hükümleri çerçevesinde çözüm bulunacaktır. Buna göre, askerde iken şirket ortaklığı veya vergi mükellefiyetinden dolayı 4/b sigortalısı olan bir kamu görevlisinin askerlik süresi bitince tekrar 4/c sigortalılığının başlatılması gerekmektedir. Askerden önce 4/a sigortalısı olan, ancak askerde iken şirket ortaklığı veya vergi mükellefiyetinden dolayı 4/b sigortalısı kabul edilen kişilerin ise, askerlikleri sona erse bile şirket ortaklığı veya vergi mükellefiyeti sona ermediği sürece, 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi birinci fıkrasına göre 4/a sigortalısı değil 4/b sigortalılığının devam etmesi gerekmektedir. 4/b sigortalılığı için ise hizmet çakışmaları anlamında bir sorun bulunmamaktadır.
Derda AKCAN(*)
Yaklaşım / Şubat 2010 / Sayı: 206
(*) Sosyal Güvenlik Uzmanı |