Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ziya Perver - KEY ödemelerini düşünüp yüksek harcama yapmayın! (03.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
03 Kasım 2007

 

Nemaları ödeyen hükümet, konut edindirme yardımı (KEY) kesintileri için de kollarını sıvadı. Ücretinden kesinti yapılanlar merakla ne kadar alacağını hesaplarken, son günlerde çeşitli basın ve yayın organlarında KEY hesaplarında kişi başına 5-10 bin YTL para ödeneceği haberleri dolaşmaya başladı.

Bu bilgi kesinlikle doğru değil. Çünkü, 3320 sayılı 'Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun' 01.01.1987 itibarıyla uygulanmaya başlandı. Buna göre 9 kişiden fazla işçi çalıştıran işverenlerce işçileri için ve devlet memurları için devlet belli miktarda parayı kasaya koymaya başladı. Ödeme rakamları da yıllara göre aşağıdaki gibidir ve ilk başladığından bittiği 31.12.1995 gününe kadar aralıksız, adına KEY yardımı ödenmiş birisi için toplam tutar ancak 5 lira 38 kuruştur. Yukarıdaki rakamı telaffuz edenler, bu ana paranın hangi faizlerle nemalandırılacağını hesap ediyorlar acaba? Şayet, yüzde 5000 gibi faiz işletilse dahi kişi başına KEY ödemesi 200-250 YTL'ye kadar çıkar. Öte yandan daha hak sahiplerinin tamamı ortaya da çıkarılamadı. Bakanlık koridorlarında, 8 milyon kişi kadar olan KEY hesabı sahiplerinden sadece 2,5-3 milyonunun kayıt altında tutulduğu konuluşuluyor. Diğerlerinin kim olduğu bile belli değil. Eğer ödenecek tutar, kişi sayısına bağlı olacak olursa, hesap tarzı değişiyor. KEY hesaplarına ödenen paralar o tarihlerde Emlak Bankası'na verilmişti. Emlak Bankası, Ziraat Bankası'na devredilirken bu paralar şu an adı Emlak Konut GYO olan şirkete aktarıldı. Verilen paralar bu ortaklığın yüzde 61'inden oluşuyor. Yüzde 61 oranına tekabül eden hisse rakamının parasal değeri de şu an için 2 milyar YTL kadar. Bu tutar, bütün hesap sahipleri bulunabilirse, o sayıya bölünecek. O zaman da kişi başına düşecek rakam 285 YTL'yi buluyor.


Yeni Sosyal Güvenlik Reformu 'tüfekli-tüfeksiz' ayrımı yapıyor

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nı birleştiren 5502 sayılı kanun, 20.05.2006 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dolayısıyla artık şu an bunları çatısı altına alan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) var. Fakat, bu üç kurumun ayrı ayrı uyguladıkları sosyal sigorta kanunlarında birliktelik sağlayacak 5510 sayılı kanun Resmi Gazete'de 16. 06. 2006'da yayımlanmasına rağmen, 22 maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Dolayısıyla uygulamada birlik oluşmadı. Şimdi 5510 sayılı kanunun yenisi hazırlanmış durumda ve tasarı taslağı da kamuoyuna açılmadı. Ocak 2008'e kadar TBMM'den çıkacağı söyleniyor. Yeni 5510 ile eski 5510 arasında ise epey farklılıklar var. Eskisinin genel ilkeleri, işçi, memur, esnaf, amele ve çiftçi arasında 'nimet ve külfette eşitlik' ile 'haklardan en çoğu-külfetlerden en azı' idi. Yenisinin ise iki önemli ilkesi var, 'daha geç emeklilik ve daha az emekli aylığı' ile işçi, esnaf, amele ve çiftçi arasında 'fukaralıkta eşitlik'. Memurlar ile diğer kamu görevlileri (asker, öğretim üyesi, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı) ise ayrıcalıklı sınıf olarak az verip çok almaya devam edecek. Şöyle ki, tüfeği ve üniforması olmayana fiilî hizmet zammı (ilave sigortalılık süresi) yok. SSK'da ve Emekli Sandığı kapsamında çalışan bazı mesleklere verilen ilave sigortalılık süresi veya fiilî hizmet zamlarında ciddi değişiklikler yapılmış ve genelde elinde tüfek olanlar dışında kalan mesleklerin elindeki haklar geri alınmış.

Gazeteciler kaybedenler arasında

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun ek 5 ve ek 6'ncı maddelerine göre, gazetecilere, kamuda basın müşaviri olarak çalışanlara, basım ve matbaacılık işlerinde çalışanlara, gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanlardan bazılarına, her yıl için 90 günlük ilave sigortalılık süresi verilmekteydi. İlave sigortalılık süresini, prim ödeme gün sayısı ile karıştırmayın. Bu, kadınlar için 20 ve erkekler için 25 yıl olan sigortalılık süresi için ilave sigortalılık süresi verilmesini içeriyordu. Bu süre de emeklilik yaşından düşülüyordu. Aynı kanunun ek 6'ncı maddesi gereğince gazeteciler gibi yukarıda sayılan kişiler bu işlerde 3600 günü tamamlamış iseler ilave sigortalılık hakkından yararlanabiliyor. Söz konusu durumdakiler, www. ssk.gov.tr'deki hizmet cetvellerinde 2A veya 3A olarak görünen sürelerini toplayıp, hesaplayabilir. Yeni 5510 buna son veriyor. Yürürlüğe girdiğinde yukarıda saydığımız kimseler, 3600 günü tamamlarsa, eski hakları devam edecek. Ancak kanun TBMM'de aynen kabul görürse, bu süreyi doldurmayanlar ilave süre kazanamayacaklar. Bundan sonra gazeteciler fiilî hizmet zammı alamayacaklar ve bundan dolayı erkekler 60, kadınlar ise 58 yaşında emekli olacak. Yeni taslakta Fiili Hizmet Zammı'ndan yararlanacaklar ise şöyle: TSK subay, yedeksubay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar, emniyet görevlileri, MİT mensupları, itfaiyeciler, dalgıçlar ile cam, civa, çimento, kok, alüminyum, demir-çelik, döküm, asit fabrikaları gibi işyerlerindeki riskli işlerde çalışanlar (60-90 günle sınırlandırıldı). Maden yeraltı işlerinde çalışanlar (180 günle sınırlandırıldı).

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=608737