Aygün, yazılı açıklamasında, Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy ile bir telefon görüşmesi yaptığını, Ulusoy'dan ''banka hesaplarına haciz uygulamasından vazgeçilmesini talep ettiklerini'' belirtti. Ulusoy'dan, esnafın canını yakan usulsüz banka uygulamalarına son verilmesi için bankalara yazı yazıldığını öğrendiklerini kaydeden Aygün, ''Bugüne kadar yapılan usulsüz hacizlerin iadesi gerektiğini, aksi halde haksız olarak vatandaşın parasına el konulmuş olacağını'' ifade etti.
     Maliye Bakanlığı'nın kendi yayınladığı tebliğde, ihtiyati haciz ve haciz bildirilerinin, borçlunun tebliğ tarihinde banka hesaplarında mevcut olan varlıklarını kapsadığını dile getiren Aygün, şunları kaydetti:
     ''Yani Maliye'nin bir kişiyle ilgili bankaya bugün yaptığı haciz işleminin ertesi gün geçerliliği kalmaz. Geçerli olması için Maliye'nin yeni bir haciz işlemi yapması gerekir. Oysa bankalar yasa dışı olarak haciz işlemini sürekli kıldı. Hesapta o gün para yoksa, haciz işleminin bitmesi gerekirken, sonraki günlerde banka hesaplarına yatan paralara da el koydu. Blokeler hala çözülmüyordu. Bu yasal değildi. Bankalar sınır ötesi uygulama yapıyordu. Binlerce esnaf bu nedenle mağdur oldu. 130 bin esnaf çeklerini, senetlerini ödeyemediler. Birbiri ardına kara listeye düşüyorlar. Bundan sonra kredi kullanamayacaklar. Bunun sorumlusu olan bankalar şimdi ne yapacaklar? Maliye bankaları uyarmakta neden geç kaldı?''
     Sinan Aygün, banka hesaplarına haciz koyma uygulamasının derhal durdurulması gerektiğini bildirdi.
     Aygün, tebligat yoluyla vergi mükellefine ''borcunu öde'' çağrısı yapmadan, banka hesaplarının bloke edilmesinin, vergi literatüründe ''yumurta veren tavuğu kesmek ya da kazı bağırtarak yolmak'' olduğunu belirtti. A.A.