Esnek çalışmanın özü şu: İşçiye, dinlendiği ve bir işten bir işe geçerken, geçen zaman için para vermemektir.
Ayrıca, işçinin kendi emrettiği zamanlarda işe gelmesini sağlamak ve başka işverenlere gitmesini istememektir. Yani "Canım isterse geleceksin ama ben sana canımın istediği kadar para vereceğim, sen de sesini çıkarmayacaksın" demektir.
Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse, en uygunu metro büfesi olabilir.
Bir metro istasyonunda büfe çalıştıran bir işverenin en çok işi olduğu saatler, insanların sabah işlerine (07.00-09.00 saatlerinde) giderken 2 saat ve akşam evlerine (18.00-20.00 saatlerinde) dönerken 2 saatlik zaman dilimidir. İşveren, bir işçi alırken "Sadece sabah 2 saat işe geleceksin. Sonra git, akşam tekrar 2 saat işe gel. Ben de sana günlük 4 saat para vereceğim" demektedir. İşte bunu kabul ettirebilecek yasal altyapı oluşursa işçi esnek saatlerde çalışmış olacaktır.
Bu durumda işçinin alacağı para yarım yevmiyedir ama gün içinde iki kere işe gidip geleceği için ulaşım masrafı ikiye katlanacaktır. Öğle yemeğini de işveren değil işçi ödeyeceği için giderleri artacaktır.
Bu durum, işveren açısından az para vermek demektir. Bu örnekte işçi tam süreli olsa sabah 07.00'den akşam 20.00'ye kadar (öğlen bir saati düşersek) toplam 12 saat çalışmakta ve buna uygun olarak tam günlük ücretin yanında 4 saatlik de fazla mesai parası alması gerekmektedir. Fazla mesaisi de zamlı ödeneceği için işçi bir günde iki yevmiye alacaktır.
Ancak, iş esnek çalışma modeline düşerse bu defa sadece 4 saatlik çalışma parası, yani yarım yevmiye alacaktır. İşte işverenlerin istediği de budur.
İŞÇİNİN DİĞER GİDERLERİ ESNEMİYOR
Esnek çalışma modelinde işçilerin gelirleri azalırken, işverenlerin giderleri düşmektedir. Ancak, ne hikmetse geliri düşen esnek çalışan işçinin giderleri esnememektedir. Kira ödediği ev sahibine, "Ben gündüz evde yokum, akşamları yatmaya geliyorum, yarım kira vereyim" diyemediği gibi ulaşım ücretleri de ikiye katlanmaktadır.
MİLLİ GELİRDEN EMEĞİN ALDIĞI PAY AZALIRKEN, SERMAYENİNKİ ARTIYOR
Tıpkı, AK Parti hükümetinin ilk başladığı günlerde emeğin milli gelir içindeki payı yüzde 32 iken şimdi nasıl yüzde 17'ye düşmüşse, bu payı daha da azaltmanın yolu, esnek çalışma modeline geçmektir. Şayet patronlarımız, TBMM'den esnek çalışma modelini geçirebilirlerse emeğin milli gelirden aldığı payı, Çin'de olduğu gibi yüzde 10'a indirebilirler. Ancak, kendileri için örnek gösterdikleri AB ülkelerinde, emeğin milli gelir içindeki payının yüzde 40'lar düzeyinde olduğunu görmek istemezler. Yani, kendileri için AB'yi isterken, emeğin Çin'e gitmesini isterler.
ZAMANIN KONTROLÜ İŞVERENDE
Esnek çalışmada işçi ve "zaman" üzerinde işverenin hâkimiyet olanağı vardır. Öte yandan işverenler-patronlar, esnek çalışma diyerek, atipik çalışma modellerinin yaygınlaştırılmasını da istemektedirler.
Belirli süreli iş akitleri, part-time çalışma, çağrı üzerine çalışma, ödünç işçilik gibi. Bir de taşeronlaştırmayla işlerin firma dışına taşınarak işçilerin örgütlenmelerinin önüne geçmek de amaçlardan biridir.
Esnek çalışma modelleri, işgücü maliyetlerini giderek işçinin fiilen çalıştığı saatler için yapılan ödemelere yaklaştırmakta; fazla mesai, ikramiye, prim gibi ödemeleri ortadan kaldırdığı gibi belirli durumlarda potansiyel işgücü maliyetlerini -ihbar ve kıdem tazminatlarını- yok etmekte, iş güvencesi hükümlerini etkisiz kılmaktadır.
ESNEK ÇALIŞMA MODELİ
1- Örgütsüz işçi demek.
Esnek çalışma modellerini isteyen patronlar, esasen örgütsüz işçi istiyorlar ki diledikleri kadar az para verip, diledikleri gibi emeği sömürebilsinler.
2- Taşeronlaşma demek.
Bundan 15 yıl kadar önce işçi ile işveren, iş ile işçi arasına taşeronları sokarak daha az ücret, daha kötü ve örgütsüz çalışma koşulları oluşturan patronların bu uygulamaları yargının vicdanlı ve hukuk bazlı kararlarıyla yavaş yavaş çözüldükçe, yeni yeni uygulamalar getirilmeye çalışılıyor. Tıpkı, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla yeni köle yaratma çabalarında olduğu gibi.
3- Kölelik demek.
Bakın, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla işçi kiralamak için hükümetle birlikte nasıl yoğun çaba sarf ediyorlar. "Bir fırsatını bulsak da ÖİB'lerin işverenlere işçi kiralamasını uygulamaya sokabilsek" peşindeler. Çünkü, ÖİB aracılığıyla işçi alırlarsa, iş ile işçi arasına ÖİB girecek, işveren ile işçi arasına ÖİB girecek ve dikensiz gül bahçesi, çöpsüz üzüm olacak.
4- Kıdem tazminatı yok demek.
Esnek çalışma modellerinde kıdem tazminatı ya hiç olmuyor ya da ücretler düşük ödendiği için düşük oluyor.
Ali Tezel
http://www.haberturk.com/HTYazi.aspx?ID=8230 |