İşçinin iş sözleşmesinden doğan temel borcu iş görme olmakla birlikte, bu borcunu doğruluk ve güven kurallarına uygun bir şekilde yerine getirmek mecburiyetindedir.
I- GİRİŞ
İşçinin; işverene karşı dürüst şekilde davranmak, çalışma ilişkisinin gereği bilgisi dahilinde olan sırları saklamak işvereni için zararlı olabilecek hareketlerden kaçınmak, işverenin menfaatlerini gözetmek, işvereniyle rekabet etmemek şeklinde özetlenebilecek olan sadakat borcuna uyması bir zorunluluktur.
İş ilişkisi karşılıklı güven esasına dayanan sürekli bir borç ilişkisi olup, bu güvenin sarsıldığı durumlarda, taraflardan böyle bir ilişkiyi sürdürmesini beklemek işin doğasına uygun düşmez. İşçinin sadakat borcu işverenin işi ve işyeri ile ilgili hukuken haklı menfaatlerini korumak, zarar verici ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınmayı gerektirir(1).
II- İŞVERENİN TAZMİNATSIZ FESİH HAKKI
İş Kanunu’nun, 25. maddesinde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi belirtilmiştir.
Yasal düzenleme gereği ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller;
a- İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b- İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması.
c- İşçinin, işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d- İşçinin, işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi.
e- İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f- İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g- İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h- İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
i- İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III- YEMEK ARTANLARININ GÖTÜRÜLMESİ VE İŞTEN ÇIKARMA
Yargıtay “Davacının işyerinden çıkarken yapılan aramada çantasında iki ekmek bulunması nedeniyle hizmet akdi feshedilmiştir. Davalı işverenin 26.01.2006 günlü tanık listesinde bildirdiği davalı tanığı yemekhane görevlisi…; genel müdürlük yapan bir bayanın izin verdiğinin söylenmesi nedeniyle yemekhaneden artan yemek ve ekmeklerin uzunca bir süredir davacı ve bir çalışan tarafından götürüldüğünü, alınıp götürülmediği takdirde yemeklerin dökülmesi gerektiğini ifadesinde açıkça beyan etmiştir. Bu durum karşısında davacının eylemi 4857 sayılı İş Yasası’nın 25/II-e maddesine girmediğine göre davalı işverenin güvenini kötüye kullanmak yada hırsızlık söz konusu değildir. Davacının kıdem ihbar tazminatı isteklerinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.”(2) Kararı’nda dökülecek yemek artanlarının götürülmesi, işverenin güvenini kötüye kullanması veya hırsızlık olarak nitelendirilmemiştir.
İş Kanunu’nun 18. maddesine göre; otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Eğer işyerinde otuz veya daha fazla işçi çalıştırılmıyorsa kanaatimizce 18. madde kapsamında geçerli bir sebebin varlığı araştırılmayacaktır.
Yargıtay “4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen sebepler niteliğinde olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.”(3) Kararı’nda da belirtildiği üzere işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilecektir.
İşçinin; işvereni için zararlı olabilecek hareketlerden kaçınması, işverenin menfaatlerini koruması iş görme borcunun unsurlarındandır.
İşyeri yemek artanlarını (ekmek, yemek, meyve vb.) işçinin götürmesi işvereninin aksi bir talimatı olmadıkça işyerinde bir olumsuzluğu yol açmaz. Ancak işverenin bu uygulamaya izin vermeyen talimatına rağmen işçi bunu yapmakta ısrar ederse işverenin tazminatsız fesih hakkı doğar. Diğer bir ifadeyle işçinin aynı davranışları birden çok kez tekrarlaması kanaatimce işverene İş Kanunu’nun, 25/II-h maddesi gereği (İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi) iş sözleşmesini tazminatsız fesih hakkı verir.
IV- SONUÇ
İşçi; işverene karşı dürüst şekilde davranmak, çalışma ilişkisinde işvereni için zararlı olabilecek hareketlerden kaçınmak zorundadır.
İşverenin talimatı doğrultusunda işçinin işyeri yemek artanlarını (ekmek, yemek, meyve vb.) evine götürmesi halinde sorun yoktur. Ancak, işverenin talimatı olmadan bunu yapar ve yapmakta ısrar ederse işverenin tazminatsız fesih hakkı doğar.
Uyarılmasına rağmen dökülecek bile olsa yemek artanlarını (ekmek, yemek, meyve vb.) izinsiz götüren işçi, İş Kanunu’nun, 25/II-h maddesi gereği (İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi) tazminatsız işten çıkarılabilecektir.
Cumhur Sinan ÖZDEMİR*
Yaklaşım
* İş Müfettişi
(1) Yrg. 9. HD.’nin, 04.04.2005 tarih ve E.2005/04880, K.2005/12110 sayılı Kararı.
(2) Yrg. 9. HD.’nin, 23.11.2006 tarih ve E.2006/10146, K.2006/30926 sayılı Kararı.
(3) Yrg. 9. HD.’nin, 02.05.2005 tarih ve E.2005/12359, K.2005/15192 sayılı Kararı. |