Mirasın açılmasıyla, miras (tereke) aktifi ve pasifiyle kendiliğinden mirasçılara geçer. Ancak bu durum, mirasçıların mirası kabul etmek zorunda oldukları anlamına gelmiyor. Yasal ya da atanmış (mansıp), mirasçılar mirası reddedebilirler. Mirasçıların, mirası reddetmesi iki nedenle söz konusu olabiliyor.
Birincisi, murisin (miras bırakan kişinin) borcunun, miras bıraktığı mallardan fazla olmasıdır. Bu durumda, mirasçı mirası reddetmediği takdirde, üste ödeme yapmak durumunda kalacaktır. İkincisi ise mirasçılardan bir ya da birkaçının kişisel borcunun olması, miras payına alacaklılarının el koyacak olması nedeniyle mirası reddetmeleridir. Bu durumda, mirası reddeden kişinin payının ne olacağı, yasal mirasçı veya atanmış mirasçı olmasına göre değişmektedir.
Mirasın reddi, ancak miras hakkının mirasçıya intikalinden sonra söz konusu olur. Mirasçı, iki halde ret hakkından mahrum olur. Bunlardan birincisi, mirasın açık veya kapalı kabulü halidir; ikincisi de üç aylık süre içinde ret hakkının kullanılmamış olmasıdır.
RET SÜRESİ
Medeni Kanun'un (MK) 606. maddesi gereğince miras, 'üç ay' içinde reddedilebilir. Ret hakkının kullanılması, murisin son yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine yapılacak yazılı veya sözlü bir beyanla olur. Bu süre içinde reddedilmediği takdirde, miras, mirasçı tarafından kabul ve kesin olarak iktisap edilmiş olur (MK m. 610).
Ayrıca mirası reddeden kişi, miras bırakanın ölüm olayını ve ölüm tarihini ispat etmek zorundadır. Mirası ret talebinde bulunan mutlaka sebep bildirmek zorunda değildir. Mirası ret talebi, şarta bağlanamaz.
Mahkeme, dilekçe geldikten sonra öncelikle ret talebinin zamanında yapılıp yapılmadığını inceler. Ayrıca ret talebinde bulunanın, mirasçılık sıfatının olup olmadığı ve hukuki menfaatinin olup olmadığı da incelenir.
REDDİN SONUÇLARI
Mirasın reddi halinde, mirası ret eden mirasçının mirasçılık hakları sona erer. Mirasın ret edilmesi sadece mirası ret eden kişiye yönelik sonuç ortaya çıkartır. Mirasın reddi halinde, reddeden kişinin yasal mirasçı veya atanmış mirasçı olması, reddeden mirasçıların sayısı gibi durumlara göre farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Aşağıda bu durumlara değinilmektedir.
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığında kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer. Örneğin, murisin 120.000 TL değerindeki mirası için kanuni mirasçıları eşi (E) ve 4 çocuğu (A, B, C, D) olsun. Miras reddedilmediğinde eş mirasın 1/4'ü olan 30.000 TL'yi alacak; çocuklar ise kalan 90.000 TL'yi 22,500 TL'lik paylar halinde alacaktır. Çocuklardan (D) mirası reddederse, mirası (D)'nin mirasçılarına geçecektir. (D) evli ve çocukluysa (D)'nin miras payı olan 22.500 TL (D)'nin eşiyle çocukları arasında paylaştırılacaktır (eşe 1/4'ü, kalan çocuklara). (D) evli ve çocuğu yoksa (D)'nin miras payı (D)'nin eşiyle (D)'nin üstsoyu arasında paylaştırılacaktır (eşe 1/2'si kalan (D)'nin annesine). Eğer (D) bekarsa, payının tamamı annesine geçecektir.
Mirası atanmış mirasçı reddederse; murisin aksi yönde iradesi olduğu anlaşılmadığı takdirde, mirası reddeden atanmış mirasçının payı murisin en yakın yasal mirasçılarına kalır.
Metin Taş/Sezgin Özcan
http://www.aksam.com.tr/2010/02/23/yazar/16418/metin_tas_sez... |