I- GİRİŞ
İşverenler, daha az elemanla, daha az zamanda, daha fazla üretimin gerçekleştirilerek maliyetin azaltılması ve böylece rekabet gücünde artış sağlanması için zaman zaman kimi işçilerine kısmi süreli (Part-Time) çalışma yaptırmaktadırlar. Kısmi süreli çalışmanın, Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nda doğrudan tanımı yapılmamış olmasına rağmen uygulamada çok karşılaşılan bir durum olduğu için bazı maddelerdeki atıflarla mevzuat içine dahil edilmeye çalışılmıştı. Ancak söz konusu Kanun’u mülga eden ve genel olarak esnek çalışma modellerine dayalı istihdam türlerine yer veren 4857 sayılı İş Kanunu’nda kısmi süreli çalışmanın tanımı yapılmış ve kısmi süreli çalışanların hakları mevzuat açısında koruma altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre kısmi süreli (Part-Time) çalışma makalemizin konusunu oluşturmaktadır.
II- 4857 SAYILI İŞ KANUNU’NDA KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA
Uluslararası Çalışma Örgütü, kısmi süreli çalışmayı “işçi ve işveren arasında karşılıklı anlaşma ile oluşan ve normal iş süresinden daha az olan düzenli çalışma” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım çerçevesinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesinde; işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesi düzenleneceği belirtilmiş ve İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 6. maddesinde; kısmi süreli çalışmanın; “İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma kısmi süreli çalışmadır.” şeklinde tanımı yapılmıştır.
Bu sebeple kısmi çalışmanın üç unsuru olduğu anlaşılmaktadır:
1- Normal (tam süreli) çalışma süresinden az olması,
2- Bu çalışmanın düzenli ve sürekli olması ve
3- Kısmi süreli çalışmanın gönüllü olarak yapılmasıdır.
Görüldüğü üzere; Mevzuatımızda, kısmi süreli çalışma tam süreli çalışmaya nazaran az yapılan çalışma olarak tanımlandığı için kısmi süreli çalışmayı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde düzenlenen genel bakımdan iş süresinden daha az süreli çalışma olan “Normal Kısmi Çalışma” ve iş bölünmesi-iş paylaşımı veya çağrı üzerine çalışma gibi “Esnek Kısmi Çalışma” olarak iki kısımda değerlendirebiliriz(1).
III- 4857 SAYILI İŞ KANUNU’NA GÖRE KISMİ SÜRELİ ÇALIŞANLARIN HAKLARI
Kısmi süreli çalışan işçinin İş Kanunu’nda tanınan haklardan nasıl yararlanacağı hususu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesinin devamında; “Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.” şeklinde düzenlenerek, hakkın bölünebilir olup olmamasına göre ayrı değerlendirilmiştir. Buna göre;
A- KISMİ SÜRELİ ÇALIŞANLARIN BÖLÜNEMEYEN HAKLARI
4857 sayılı İş Kanunu’nda tam süreli işçi için tanınan hakların hepsi madde gereği, aynen kısmi süreli çalışan işçi de yararlanacaktır. Örneğin; Part-Time çalışan işçilerin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaları halinde, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesindeki, “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.” hükmüne istinaden ücretleri bir kat fazlasıyla ödenecektir.
Bununla beraber kısmi süreli çalışan işçinin yıllık ücretli izin ile ilgili Kanun’un, 53. maddesinde “işyerine girdiği günden başlayarak .... en az bir yıl çalışanlar” yıllık ücretli hak kazanır hükmü ile madde de haftanın her günü tam gün çalışanlar ile kısmi çalışanlar arasında bir ayrım yapılmamıştır. Bu nedenle, kısmi çalışanların da yıllık ücretli izin haklarından, izin süresinden indirim yapılmaksızın yararlandırılması gerekmektedir(2).
Kısmi süreli çalışan için değerlendirilmesi gereken diğer bir husus ise; işçinin kısmi süreli olarak birden fazla iş yerinde çalışması durumunda, İş Kanunu’na göre Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerde Çalışma Tebliği gereği toplam haftalık çalışma süresinin yasal çalışma süresi olan 45 saati aşmaması gerekir.
B- KISMİ SÜRELİ ÇALIŞANLARIN BÖLÜNEBİLİR HAKLARI
Kısmi süreli çalışanların ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödeneceği için; tam süreli çalışan için günlük çalışma süresinin nasıl hesaplanacağı bilinmelidir. Bu sebeple; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde, genel bakımdan iş süresi haftada en fazla 45 saat olarak belirlenmiş ve 46. maddesinde ise; 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verileceği belirtilmiş olduğundan haftalık tam süreli çalışan bir işçinin günlük çalışma süresinin 7,5 saat olduğu değerlendirilebilir.
Söz konusu değerlendirme sonrası -Kanun gereği Part-Time çalışan işçilerde dahil ödenecek ücretin asgari ücretin altında olmaması gerektiği için-, kısmi süreli çalışan işçilere ödenecek aylık asgari ücretin 30 güne bölünmesiyle günlük asgari ücret, günlük asgari ücretin 7,5 saat olan normal günlük çalışma süresine bölünmesiyle de saatlik asgari ücret hesaplanacaktır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bu konuyla ilgili verdiği bir Kararı’nda, “günlük asgari ücretin 7,5 saatlik çalışmanın karşılığı olduğuna dikkat çekilerek, öncelikle 1 saate düşen bölümü bulunmalı, sonradan 4 saat karşılığı olan miktar belirlendikten sonra davacıya ödenen meblağla karşılaştırılarak aleyhte bir fark bulunduğu takdirde bu fark baz alınarak eksik ödenen dönem için hesaplama yapılmalıdır.”(3) denilerek saatlik asgari ücretin ne şekilde hesaplanacağı açıklanmıştır.
Söz konusu hesaplama ışığında; part-time çalışan işçinin, haftanın tatilden önceki 6 iş gününde kısmi süreli olarak çalışması halinde ücretli hafta tatiline hak kazanacağını da belirtelim.
IV- SONUÇ
Sigorta hak ve yükümlülükleri 4-1/a bendi (SSK) kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren başladığı için kısmi süreli çalışanlar da işe başladıkları an sigortalılıkları başlar. Özel istisnai durumlar haricinde; kısmi süreli çalışanların sigorta bildirimleri tam süreli çalışan bir işçinin 7,5 saat olan günlük çalışma süresine göre hesap edilerek yapılır. Ancak burada sigortalı adına yapılacak SPEK bildiriminin 5510 sayılı Kanun’ca tespit edilen prime esas kazançların alt ve üst sınırları göz önünde bulundurularak prime tabi tutulması gerekmektedir. Buna göre;
Saat ücretli part-time çalışan personelin aylık sigortalılık süresi;
(Aylık çalışma gün sayısı = Ay içinde çalışma saati / 7,5)
şeklinde hesaplanacaktır.
Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda 7,5 saatin altındaki çalışmalar 1 güne tamamlanacaktır. Örneğin; ayda 60 saat çalışan ve buna göre ücret alan bir sigortalının ...... (7,5) saatlik çalışma süresinin bir gün kabul edilerek ayda 60/7,5=8 gün sigortalı olması gerekir. Burada işveren; kısmi süreli çalışanın ay içinde 30 günden az bildirimi ile ilgili müdürlüğe verilmesi gereken Ek-10 belgesinin ve eki belgelerin (sözleşme örneği) unutmaması gerekir. Bununla beraber işçi dilerse geri kalan süreyi kendisi 30 güne tamamlamak için 5510 sayılı Kanun’un 50. maddesi gereği isteğe bağlı sigortalı olarak ta ödeyebilir. Ayrıca, kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile bu Kanun’a göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalılar için eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin 30 güne tamamlanması zorunludur.
Ramazan YILDIZ*
Yaklaşım
* Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi
(1) Resul KURT, İş Hukuku ve Sosyal Sigorta Mevzuatında Usul ve Esaslar, İSMMMO Yayınları, 3. Baskı, s. 1328
(2) KURT, age, s. 1328
(3) Yrg. 9. HD.’nin, 03.07.1996 tarih ve E.1996/9759, K.1996/15333 sayılı Kararı. |