Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ücretsiz İzinlerin Yıllık İzin İle İlişkisi PDF Yazdır e-Posta
10 Mart 2010

I- GİRİŞ

Genel ekonomik krizlerin işyerlerini etkilemesi veya işyerinin ve işverenliğin yaşadığı sıkıntılar işverenleri çalıştırdıkları işçileri ücretsiz izne çıkarma uygulamasına götürmektedir. Ücretsiz izin uygulaması ile ilgili 4857 sayılı İş Yasası’nda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Yerleşik yargı ve idari kararlar bağlamında; ücretsiz iznin işveren tarafından talep edilmesine rağmen işçi tarafından kabul edilmiyor ise bu iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi anlamına gelecektir. Bu durumda işçi yasal ihbar ve en az bir yıllık kıdeminin bulunması durumunda kıdem tazminatına hak kazanacaktır. İşverenin ücretsiz izin talebi işçi tarafından kabul edilmesi durumunda ise iş sözleşmesi belirtilen süre içinde askıda kalacaktır.

Makalemizde ücretsiz izin ile birlikte ücretsiz izin sürelerinin yıllık ücretli izne hak kazanmak için geçmesi gereken hizmet süresine eklenip  eklenmeyeceğini incelemeye ve irdelemeye çalışacağız.
 
II- YASAL DÜZENLEME


4857 sayılı İş Yasası’nın 53-61. maddeleri yıllık ücretli izin ile ilgili usul ve esasları düzenlemiştir. Makalemizde konumuz ile ilgili yasal düzenlemelere yer vereceğiz.

“Yıllık Ücretli İzin Hakkı ve İzin Süreleri” başlıklı 53. maddesine göre;


“İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.”

“Yıllık Ücretli İzne Hak Kazanma ve İzni Kullanma Dönemi” başlıklı 54. maddesine göre;


“Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.

Bir yıllık süre içinde 55. maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin devamının kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet  süresi eklenir ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır.

İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra ve 55. madde hükümleri gereğince hesaplanır.”

“Yıllık İzin Bakımından Çalışılmış Gibi Sayılan Haller” başlıklı 55. maddesine göre ise;

“Aşağıdaki süreler yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır:

a) İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler (Ancak, 25. maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen süreden fazlası sayılmaz.),

b) Kadın işçilerin 74. madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler,

c) İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler (Bu sürenin yılda 90 günden fazlası sayılmaz.),

d) Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın on beş günü (işçinin yeniden işe başlaması şartıyla),

e) 66. maddede sözü geçen zamanlar,

f) Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri,

g) 3153 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan tüzüğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler,

h) İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler,

ı) İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler,

j) İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65. maddedeki kısa çalışma süreleri,

k) Bu Kanun’un uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi.”

4857 sayılı İş Yasası’nın 60. maddesine istinaden çıkarılan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nin “İzin Hakkının Belirlenmesi ve Kullanımı, Yıllık Ücretli İzine Hak Kazanma” başlıklı 4. maddesine göre ise;

“İş Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrası ile 54. maddesindeki esaslar ve 55. maddesindeki durumlar göz önünde tutularak her işçinin yıllık ücretli izne hak kazandığı tarih bu Yönetmeliğin 20. maddesinde sözü geçen yıllık ücretli izin kayıt belgesine yazılır.”

Yukarıda belirtilen Yasa ve Yönetmelik hükümleri irdelendiğinde işveren tarafından verilen ücretli ve ücretsiz izinler yıllık izin bakımından çalışmış gibi sayılan halleri düzenleyen 55. maddesinin (j) bendi içinde yer almakta olup, yıllık ücretli izne hak kazanma açısından işçinin çalışması gereken 1 yıllık süre kapsamında değerlendirilecektir İş Yasası’nın 54. maddesinin “Bir yıllık süre içinde 55. maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin devamının kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet  süresi eklenir ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır.” hükmü bu sonucu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Örneğin; işçi 01.01.2008 tarihinde işe başlamış, 01.03.2008 - 28.02.2008 döneminde işveren tarafından ücretsiz izne çıkarılmış ise, yıllık ücretli izne hak kazandığı tarih yine 01.01.2009 olacaktır. 01.01.2008 - 28.02.2008 dönemi çalışılmış gibi sayılacaktır. Bu nedenle ücretsiz iznin 01.01.2009 tarihine eklenerek yıllık ücretli izne hak kazandığı tarihin uzatılması mümkün olmayacaktır.

İşveren tarafından verilmeyen, işçinin kendi kusuru ve isteği ile  yaptığı devamsızlıklara ilişkin süreler ise, yıllık ücretli izne hak kazanmak için gereken bir yıllık süre hesabında, bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenmesini zorunluluğunu getirecektir.

III- SONUÇ


İş Yasası’nda ve ilgili mevzuatlarımızda bugün çalışma yaşamında uygulanan ücretsiz izin uygulaması ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Yasalarımızın açık bir eksiği olan, çalışma yaşamımızda yaşanan ve özellikle genel ekonomik krizlerde ve sektörel-işyeri olumsuzluklarında sıkça ortaya çıkan ücretsiz izin ile ilgili bir an önce yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Yerleşik yargı ve idari kararlar bağlamında; işverenlerimiz çalıştırdıkları işçileri ücret izne çıkarmak istemeleri durumunda, karşılıklı muvakkat ile bu uygulamaya geçilmesine, ücretsiz izin talebinin işçi tarafından gelmesine ve ücretsiz izin belgelerinde ücretsiz izin süresinin veya döneminin açıkça belirtilmesine dikkat etmeleri, aksi takdirde işçi iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi ve yasal ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi sonucunu ortaya çıkaracağını unutmamaları gerekmektedir. Ayrıca İş Yasası’nın 18. maddesinde belirtilen koşulların da bulunması durumunda işçi tarafından İşe İade davasının da açılabileceği ve işçi lehine sonuçlanma ihtimalinin kuvvetli olduğu aşikardır.

Makalemizde ücretsiz izin ile birlikte ücretsiz izin sürelerinin yıllık ücretli izin bağlamında nasıl değerlendirileceğini de incelemeye ve irdeleyeme çalıştık. Ücretsiz izin süreleri 4857 sayılı İş Yasası’nın özellikle 54 ve 55. maddeleri incelendiğinde yıllık ücretli izin bakımından çalışmış gibi sayılan haller içinde yer aldığı, yıllık ücretli izne hak kazanmak için geçmesi gereken 1 yıllık süre kapsamında kabul edileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

 
Erol GÜNER*
Yaklaşım

(*) İş Müfettişi, İş Teftiş Ankara Grup Başkan Yrd.