Resul Kurt - İşçi ücretinde haciz uygulanması (09.11.2007) |
09 Kasım 2007 | |
İşçiye yaptığı iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından nakden ödenen meblağ olan ücret, işçinin iş görme borcuna karşılık işveren tarafından verilmesi gereken en temel borçtur. Normal ücretin haricinde, fazla çalışma karşılığı ücret, hafta tatili ücreti, genel ve ulusal tatillerde ücret gibi ücretler bazı açıdan farklılık arz etmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun "ücretin saklı kısmı" başlıklı 35. maddesinde, işçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemeyeceği veya başkasına devir ve temlik olunamayacağı, ancak işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktarın bu paraya dahil olmadığı hükme bağlanmıştır. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır. Bu suretle ücretin dörtte üçü özel bir hükümle korunmuş olmaktadır. Ancak, işçinin bakmakla yükümlü olduğu ailesi üyelerine ödenecek ve miktarı hakim tarafından takdir edilecek paralar ile nafaka borcu bu sınırlamanın dışında tutulmuştur. İş Kanunu'nda telafi çalışması 4857 sayılı İş Kanunu'nun 64. maddesinde düzenlenen telafi çalışması, zorunlu nedenlerle işyerinde işin durması ve benzeri nedenlerle belirli zaman dilimi içinde haftalık çalışma saatleri tamamlanamadığı takdirde işçilere bu eksik çalışmalarını telafi ettirme süreci olarak tanımlanabilecektir. Özellikle ulusal bayram genel tatil günlerinden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi halinde daha sonraki günlerde yaptırılan telafi çalışmalarının hangi hallerde yaptırılabileceği belirtildikten sonra, bu telafi çalışmasının iki ay içinde ve bir günde en fazla üç saat olabileceği hüküm altına alınarak telafi çalışmalarına bir düzen getirilmesi amaçlanmıştır. Maddede ayrıca, telafi çalışmalarının fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayacağı açıkça belirtilmek suretiyle, uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütler giderilmek istenmiştir. İş Kanunu'na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 7. maddesine göre, zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma, telafi çalışmasıdır. Telafi çalışması yaptıracak işveren; bu çalışmanın 4857 sayılı İş Kanunu'nun 64'üncü maddesinde sayılan nedenlerden hangisine dayandığını açık olarak belirtmek, hangi tarihte çalışmaya başlanacağını, ilgili işçilere bildirmek zorundadır. Telafi çalışması, kaynağını oluşturan zorunlu nedenin ortadan kalkması ve işyerinin normal çalışma dönemine başlamasını takip eden 2 ay içerisinde yaptırılır. Telafi çalışması, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde 3 saatten fazla olamaz. Telafi çalışması, tatil günlerinde yaptırılamaz. Telafi çalışmasında işyerinde eksik çalışma söz konusu olmasına karşın işçinin ücret ve sigorta primleri ile SSK gün sayısı tam çalışılmış gibi tahakkuk ve tediyesi yapılmaktadır. Kanunun izin verdiği süre olan 2 aylık sürede eksik çalışıldığı halde ücreti tam olarak ödenen süreler telafi edilmektedir. Yani işverenin işçiden olan saat alacağı daha sonraki bir tarihte işçi tarafından yerine getirilmekte böylece işçi ücret ve sigorta yönünden korunmuş olmaktadır. Bu kanunun 64. maddesinde öngörülen hükümlere aykırı davranan işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için 2007 yılında 167.-YTL para cezası verilecektir.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=333583&dept_id=80 |