Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Başka dilde kayıt tutma ve belge düzenleme konusu PDF Yazdır e-Posta
31 Mart 2010

I- GİRİŞ

Bilindiği üzere; 5228 sayılı “Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” (1) ile Vergi Usul Kanunu’nun 215. maddesinde yapılan değişiklikle, kanuni defterlere belirli şartlarda Türkçe dışındaki dillerden de kayıt yapılabilmesine ve yabancı para birimi üzerinden belge düzenlenmesine imkan sağlanmıştır.

İlgili şirketlerin kur riskinden vergisel açıdan korunabilmelerine imkan sağlayan bu düzenleme, yabancı sermayenin ülkemize gelmesinin önündeki engellerden birinin daha kaldırılması amacıyla yapılmıştır.

Yapılan düzenleme uyarınca belirli şartları sağlayıp, iktisadî kıymetlerin değerleri ile vergi matrahını kayıt yapılan para birimine göre tespit eden işletmelerde; matraha ilişkin değerler, beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilecektir. Vergi ödeme, mahsup ve iade işlemlerinde de Türk Lirası tutarların kullanılması gerekmektedir.

Bu makalenin ilerleyen bölümlerinde, Vergi Usul Kanunu’nun 5228 sayılı Kanun ile değişik “Türkçe Tutma ve Türk Parası Kullanma Zorunluluğu” başlıklı 215. maddesi hükümlerine ilişkin hususlar açıklanmıştır.

II- DEFTER TUTMA VE TEVSİK ZORUNLULUĞU

A- GENEL OLARAK


Vergi Usul Kanunu’nun 172. maddesi uyarınca, aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler bu Kanun esaslarına göre defter tutmaya mecburdurlar.

● Ticaret ve sanat erbabı,

● Ticaret şirketleri,

● İktisadi kamu müesseseleri,

● Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler,

● Serbest meslek erbabı,

● Çiftçiler.

Yine aynı maddeye göre, iktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabi olacaklardır.

Defter tutan mükelleflerin Vergi Usul Kanunu’nun 215 ila 219. maddelerinde yer alan kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu zorunluluklar defterlerin Türkçe tutulması, mürekkeple veya makine ile yazılması, yanlış kayıtların usulüne uygun olarak düzeltilmesi, kayıtlar arasında boş satır bırakılamaması, sayfaların yok edilememesi ve kayıtların zamanında yapılması gibi hususları kapsamaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 171. maddesi uyarınca, mükelleflerin bu Kanun’a göre tutacakları defterlerin vergi uygulaması bakımından aşağıdaki amaçları sağlamaları beklenir.

● Mükellefin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunu tespit etmek,

● Vergi ile ilgili işlemleri belli etmek ve faaliyet ve hesap neticelerini saptamak,

● Mükellefin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmek ve incelemek,

● Mükellefin hesap ve kayıtları yardımı ile üçüncü kişilerin vergi karşısındaki durumlarını (emanet niteliğindeki değerler dahil) kontrol etmek ve incelemek.

İlave olarak, defter tutulmasının diğer bir amacı da katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasında kendini göstermektedir. Nitekim, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “İndirimin Belgelendirilmesi” başlıklı 34. maddesine göre; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir.

Aynı madde uyarınca, katma değer vergisinin fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesine gerek görülmeyen işlemlerde vergi indiriminin nasıl belgelendirileceği hususu ise Maliye Bakanlığı’nca tespit olunacaktır.

Diğer taraftan; Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamına ilişkin 215. maddesinde, bu Kanun’a göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş; 227. maddesinde de “bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça bu Kanun’a göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almıştır.

Buna göre, söz konusu kayıtların aynı Kanun’un 229. ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

B- BAŞKA DİLDE DÜZENLENEN BELGELER AÇISINDAN TEVSİK


Bilindiği üzere, daha önceki uygulamada yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları geçerli belgeleri defterlerine gider veya maliyet olarak kaydedebilmek için, bu belgeleri yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçeye tercüme ve tasdik ettirmeleri gerekmekteydi.

Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(2) ile Vergi Usul Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanılarak, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçeye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır.

Bu şekilde, belirtilen belgelerin Türkçeye tercüme edilme ve tasdik işlemlerinin yurt dışı temsilciliklerimizde neden olduğu iş yığılmaları ve mükellefler bakımından da getirdiği ağır külfetler önlenmiştir.

Tebliğ hükümlerine göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider veya maliyet olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankası’nca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir.

Ancak inceleme sırasında inceleme elamanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.

III- BAŞKA DİLDE KAYIT TUTMA VE BELGE DÜZENLEME

A- GENEL OLARAK


Vergi Usul Kanunu’nun 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki “Türkçe Tutma Mecburiyeti” başlıklı 215. maddesine göre defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunluluğu bulunduğundan, kanuni defterlere Türkçe dışında herhangi bir dilden kayıt yapılması mümkün bulunmamaktaydı. Bu yasaklama, başka bir ülkenin para birimi üzerinden kayıt yapılmasını da kapsamaktaydı.

5228 sayılı “Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 7. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun 215. maddesi değiştirilerek, belirli şartlarda defterlere Türkçe dışındaki dillerden de kayıt yapılabilmesine ve yabancı para birimi üzerinden belge düzenlenmesine imkan sağlanmıştır.

Başlığı “Türkçe Tutma ve Türk Parası Kullanma Zorunluluğu” olarak değiştirilen 215. maddede; defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının zorunlu olduğu, ancak Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla başka dilden kayıt da olabileceği ve bu kayıtların vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabileceği öngörülmüştür.

Düzenleme ile yabancı para ile düzenlenen belgelerde uygulamanın nasıl olacağına açıklık kazandırılmıştır. Buna göre;

● Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır,

● Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir,

● Yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.

Düzenleme ile kayıt ve belgelerde Türk para biriminin kullanılmasının zorunlu olduğu; yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen ihracat belgeleri haricinde, yabancı para ile düzenlenen belgelerde aynı gündeki Türk parası karşılığının da yer alacağı hüküm altına alınmıştır.

B- BAKANLAR KURULU’NUN YETKİSİ

Madde hükmü uyarınca, aşağıda belirtilen her iki şartı da taşıyan işletmelere, kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına Bakanlar Kurulu’nca izin verilebilecektir.

● İlgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye’ye ayrılan ödenmiş sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası olması,

● Sermayesinin en az % 40’ı ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kişilere ait bulunması.

Bakanlar Kurulu, bu had ve nispeti sektörler itibarıyla ayrı ayrı yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya da yetkili bulunmaktadır

Madde hükmüne göre, ödenmiş sermayeye ilişkin şartın defter tasdik tarihi itibarı ile aranması gerekecektir. Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 221. maddesi uyarınca, yeni bir mükellefiyete giren mükelleflerin mükellefiyete girme tarihinden önce, öteden beri işe devam etmekte olanların ise defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda ilgili defterleri tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Bakanlar Kurulu’nun konu hakkındaki ilk kararını 2006 yılında vermiştir. Söz konusu 2006/10106 sayılı Karar(3) aşağıdaki gibidir.

“Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’nin, Türk para birimi veya başka bir yabancı para birimiyle yaptığı işlemlerde; işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevrilmesi, iktisadi işletmeye dahil kıymetler ile vergi matrahlarının kayıt yapılan para birimine göre tespit edilmesi, beyannamelerin (verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla) Türk parasına çevrilerek verilmesi ve hesap dönemi bitmeden kullanılan para biriminin değiştirilmemesi koşullarıyla defter kayıtlarını 01.01.2006 tarihinden itibaren Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutabilmesi; Maliye Bakanlığı’nın 27.01.2006 tarihli ve 4540 sayılı yazısı üzerine, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 215. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 03.02.2006 tarihinde kararlaştırılmıştır.”

Belirtilen karar uyarınca, başka dilde kayıt tutma konusundaki uygulama esasları aşağıdaki gibi olacaktır.

● Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevrilecektir.

● İktisadî kıymetlerin değerleri ile vergi matrahı kayıt yapılan para birimine göre tespit edilecek, beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilecektir.

● Vergi ödeme, mahsup ve iade işlemlerinde Türk Lirası tutarlar kullanılacaktır.

Diğer taraftan; ilgili mükellef diğer para birimiyle kayıt tuttuğu müddetçe, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi yapamayacaktır. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlaması halinde ise, üç yıl süreyle anılan madde hükmünden yararlanamayacaktır.

Salim KARADENİZ*
Yaklaşım


* Baş Hesap Uzmanı

(1) 31.07.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 22.01.1997 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) 14.03.2006 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.