Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ahmet Yavuz - Mükellefi üzen Maliye hacizden istediğini aldı (12.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
12 Kasım 2007

 

Geçen ay Gelir İdaresi'nin tahakkuk etmiş vergi alacaklarını tahsil etmek için birçok tedbir aldığını duyurmuş ve kısa sürede birçok müeyyidenin uygulanacağını da haber vermiştim. Mükelleflerin; tatsız bir muameleye tâbi tutulmak istemiyorlarsa tahakkuk eden borçları için vergi dairelerine müracaat etmelerini, gerekirse bu borçları için tecil talebinde bulunmalarını tavsiye etmiştim.

İdarecilerden de kanunun kendilerine tanıdığı yetkileri kullanırken kuru-yaş ayrımına dikkat etmelerini istemiştim. İyi niyetli mükelleflere sağlanacak kolaylığın, karşıdaki muhatabı memnun ederken vergi tahsilatını artıracağını vurgulamıştım. Yazının üzerinden fazla zaman geçmeden 10 milyar YTL vergi borcu bulunan yaklaşık 130 bin mükellefin bankalardaki hesaplarına ihtiyati haciz konulduğu ortaya çıktı.

Kamu harcamalarını finanse etmek için en sağlam gelir kaynağı olan vergilerin bütçe dengesi bakımından, zamanında tahsil edilmesi önemli. Aksi takdirde devlet, borçlanmak ve borçlanmadan dolayı da faiz ödemek durumunda kalıyor. Bu yüzden vergi tahsilatının daha etkin bir şekilde yapılması hayati öneme sahip. Bunun için mükellefin, vergi ya da sosyal güvenlik primini ödemediği zaman yakalanacağını, yakalandığında ceza alacağını, aldığı cezayı da çekeceğini, birkaç yıl arka arkaya vergi kaçırıldığının anlaşılması durumunda da şirketin kapısına kilit vurulabileceğini düşünmesi gerekiyor. Gelir İdaresi de mükelleflere bunları düşündürmek için her türlü girişimi yapacak gibi görünüyor. Ayrıca, vergilerini ödemeyen mükelleflerin, aynı sektörde iş yapan ve vergisini zamanında ödeyen diğer mükelleflere karşı haksız rekabet elde ettiğini de gözden kaçırmamak gerek.

Binbir zorluk içerisinde bir şeyler üretmek veya ticaret yapmak isteyen kişilerin hesaplarına el konulması hoş değil. Kaldı ki, haciz işlemleri yapılırken bazı yanlışlıkların yapıldığı da aşikâr. Ödeme emri gönderilmeden haciz yapıldığı, bankada vergi borcundan fazla paranın haczedildiği, haczin çeklerin karşılıksız çıkması, senetlerin protesto edilmesine sebep olduğu iddiaları da var. Ayrıca bir mükellefin birden fazla bankada hesabı varsa hepsine haciz işlemi uygulandığı, mahsup talebi yerine getirilmediği için borçlu göründüğünden bu muameleye tâbi olan mükellefler bulunduğu ve ödendiği halde hesaplara işlenmeyen kimi alacaklar hakkında haciz uygulanması da yaşanan diğer olumsuzluklar.

Konu ile ilgili görüştüğüm Maliye yetkilileri, 130 bin mükellef hesabına birden haciz işlemi uygulandığından bazı yanlışlıklar yapılmış olabileceğini kabul ediyor. Haklı itirazların anında düzeltildiğini; fakat basında yer aldığı kadar hatalı işlem bulunmadığını söylüyorlar. Yetkililer, daha önce mükellefin hesap açtırma ihtimali bulunan bankalara yazı yazıldığını şimdi ise tespit edilen hesaplar için haciz konulduğunu, tebliğ saati de tespit edilen bu işlemlerle hesabın boşaltılmasının önüne geçildiğini ifade ediyor. Önceki yıllarda, haciz yazısı tebliğ edildiği gün saat yazılmadığı için bazı hesaplar boşaltılmış, dolayısıyla haciz işleminin bir faydası olmamış. Fakat bu sefer işi daha sıkı tuttukları için ciddi miktarda tahsilat gerçekleştirmişler.

Bankanın hesaptan tahsilatı Maliye'ye bildirmesi lazım

Bankalara gönderilen yazıda, mükellefin borç tutarı bildirilerek, hesabına haciz konulması ve hesapta yeterli miktarda para bulunması halinde vergi alacağı kadar tutarın vergi dairesi hesaplarına aktarılması isteniyor. Genel kural olarak, haczin konulduğu gün hesapta bulunan miktara haciz uygulanması gerekiyor. Bu, haczin konulduğu günden sonra hesaba giren para için ayrı bir haciz yazılması demek. Ancak POS cihazı ile ilgili anlaşmalar hariç. Böyle hesaplara bu kapsamda girecek paralar için haciz kararı geçerli oluyor. Yeni bir yazıya gerek yok.

Bankanın hesaptan vergi borcu kadar kısmı, vergi dairesinin hesabına aktardıktan sonra bunu daireye bildirmesi gerekiyor. Bu bilgi geldikten sonra vergi daireleri haczin kaldırılması yazısını yazıyor. Ancak birçok banka, ya mevzuatı atladıkları veya işlerine gelmediği için vergi tahsil edildikten sonra durumu bildirmiyor. Hesabından para çekmek isteyen mükelleflere de zorluklar çıkarıp vergi dairesinden borcu olmadığına dair yazı getirmesini istiyorlar.

Okurlarıma bundan sonra borçlarını zamanında ödemelerini, imkânları yoksa bile vergi dairesine müracaat ederek tecil talebinde bulunmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü Gelir İdaresi, veri bankasından daha fazla faydalanacak ve bu tür işlemlere fazlasıyla başvuracak gibi görünüyor. Şunu unutmayın! Tecilin normal gecikme zammına göre avantajlı yönü, aylık faiz oranının yüzde 2,5 değil de yüzde 2 olmasıdır. Haksız hacizlere karşı itiraz için de 30 gün içinde idari mahkemelerde yürütmeyi durdurma davası açılması gerekiyor.

.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=612448