Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Paranın tek isteği güvenli bir liman PDF Yazdır e-Posta
11 Nisan 2010

Türk vatandaşları 100 milyar doları bulduğu söylenen bir parayı neden yurtdışında tutuyor? Yurtiçindeki vatandaşların bir bölümü ise parasını neden bankacılık sistemi veya mali sisteme emanet etmeyip "yastık altı" denilen yöntemle değerlendirmeye çalışıyor? Yıllardır cevaplanamayan bu sorular "varlık barışı"ndaki 7.1 milyarlık gizemli milyarder ile vergi rekortmenleri listesindeki ismini açıklamak istemeyenlerin bolluğu ile yine gündeme geldi.

Vatandaşlar arasındaki söylentilere göre vergi rekortmeni listesindekilerin büyük çoğunluğu, mafyanın ilgi alanına girmemek veya fazla göz önünde olmamak için ismini gizli tutuyor! Peki işin uzmanları ne diyor? Uzmanlar paralarını yurtdışında tutanların birçok nedeni olduğunu tek tek sıralıyor. Bunların arasında yurtdışında şirket kurulup paranın orada değerlendirilmesi, gayrimenkul alma amaçlı, devlet memurlarının mal beyanından kaçınması gibi sebepler var. Ancak başı; yarın, yani gelecek kaygısı çekiyor. Yurtiçinde ise gelirlerini kayıtdışında tutanların en önemli gerekçesi vergiden kaçırma; karısından, babasından mal kaçırma gibi aile ve devletle ilgili nedenler yer alıyor.

10 milyon doların üçte biri yurtdışında

İsviçre dünyanın kasası. Gizliliğe verdiği önem nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinden gizli zenginin parası İsviçre'de. Hatta Almanya geçen aylarda, İsviçre'de hesabı bulunanların bilgilerini içeren CD'yi almak için para ödemeye bile razı olmuştu. Türklerin de İsviçre'de 60 milyar dolara yakın parası olduğu, dünya çapında ise bu paranın 100 milyar doları bulduğuna ilişkin tahminler var. Geçmişte "mali milat" ve "nereden buldun" uygulamasının mimarlarından olan eski Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygılıoğlu, Referans'a yurtdışındaki paralar için 4 önemli neden saydı.

1-Türkiye'de herhangi bir riske karşı kendini güvende hissetme,
2-Yurtdışında villa vb gibi her an bir gayrimenkul alma imkânı,
3-Bazı kayıtdışı ödemeler örneğin uyuşturucu gibi kaçak yasadışı yollardan elde edilen paralar,
4-Vergi planlaması çerçevesinde Türkiye'de yatırım yapan şirketlerin, yurtdışında da bir şirket kurması.

Ama bunlar içinde en baskın gerekçe, yurtdışında para tutanların herhangi bir riske karşı kendini güvende hissetme ihtiyacı. Saygılıoğlu, Türkiye'deki bir kişinin 10 milyon doları varsa, bu kişinin en azından 3 milyon dolarını dışarda tutma ihtiyacı hissettiğini söylerken son dönemlerde büyük şirketlerin ya da yeni büyümeye başlayan küçük şirketlerin yurtdışında mutlaka para tuttuğunu kaydetti. Bu şirketlerin Hollanda ya da off-shore ülkelerde şirket kurduğunu, bunun üzerinden ödemelerin gerçekleştiğine dikkat çeken Saygılıoğlu, "Yurtdışında şirket kurulduğunda kambiyo mevzuatı ve vergi açısından sorun olmuyor" dedi. Saygılıoğlu, bu işlemin vergiden kaçınma ya da vergi planlaması olarak adlandırılabileceğini dile getirdi.

Ya karısından gizliyor ya devletten kaçırıyor

Yurtiçinde insanların neden kayıtdışında kalmayı tercih ettiğine ilişkin olarak ise Saygılıoğlu, en önemli nedenin toplumsal nedenler ve vergi politikası olduğunu söyledi. Saygılıoğlu'nun tespitlerine göre bu kişiler ya "karısından, babasından, kardeşinden mal kaçırıyor" ya da "Devletten gelir gizliyor". Türkiye'de çoğunluğu aile şirketi olan şirketlerde, bir büyük hayatını kaybettiğinde yüzde 30'a varan Veraset İntikal Vergisi söz konusu. Bu da gelirleri gizlemenin en önemli nedenlerinden birisi.

Vergi Uzmanı Şükrü Kızılot ise bu tespitlere ek olarak, şirketlerin yurtdışı faaliyetlerinden sağladığı kazançların önemli bir kısmını yine yurtdışında bıraktığını söylüyor. Çünkü inşaat dışındaki faaliyetlerin yurtiçine sokulmasında vergi söz konusu. Yine şirketlerin off-shore aracılığıyla işlem yaptıklarını, maliyeti yüksek göstererek kazanç elde ettiklerini anlatan Kızılot, bazı sektörlerin vergi-komisyon ödemelerinden kaçınmak için de yurtdışında para tuttuklarını söyledi.

"Yarınlar ne olacak" endişesi gibi nedenlerin de yurtdışında para tutmakta önemli nedenlerden birisi olduğunu dile getiren Kızılot, bazı devlet memurlarının da yurtdışında para tuttuğunu ileri sürdü. Devlet memurlarının mal beyanında bulunmak zorunda olduğunu hatırlatan Kızılot, "Maaşları dışında kazancı olanlar bu gelirleri ya bir yakınlarının üstünde gösterecek -ki bu genelde olmuyor- ya da yurtdışında tutacak" dedi. Bir de yurtdışında yaşayan yerleşik Türklerin parası olduğunu söyleyen Kızılot, ancak bu paradan artık ümidin kesilmesi gerektiğini, paranın artık Türkiye'ye gelme ihtimalinin olmadığını söylüyor. Yurtiçinde de kayıtdışında kalmanın cazip olduğunu çünkü "Nereden buldun" sorusunun sorulamadığını vurgulayan Kızılot, "Bir üniversite öğrencisi otel alsa ya da özelleştirmeden bir tesis alsa hiç kimse ‘Bu parayı nereden buldun' diyemez" diye konuştu.

VARLIK BARIŞI İÇİN ‘KİRALANMIŞ PARA' İDDİASI
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in verdiği son bilgiye göre varlık barışında 48.1 milyarlık beyan yapıldı, 1 milyar 566 milyon liralık vergi tahakkuk etti ve 1 milyar 58 milyon liralık vergi geliri elde edildi. Ancak varlık barışından yararlanan 7.1 milyar liralık meçhul kişiyle ilgili sorular gün geçtikçe artıyor. Bu kişi 7.1 milyar liranın vergisini ödemesine rağmen, neden yasal süre geçtikten sonra parayı getirdi? Meçhul zenginin yüzde 2 stopajı 142 milyon lira yapıyor. Bu para tahsil edildi mi? Bu bile 2009 vergi rekortmeninin ödeyeceği verginin 8 katı. Son günlerde bir başka söylenti ise varlık barışı nedeniyle paranın kiralandığı yönünde. Varlık barışı çerçevesinde beyan edilen paranın aslında komisyon karşılığında kiralanmış olduğu, ertesi gün kiralanan sahibine teslim edildiği belirtiliyor. Kiralanan paranın daha sonra bir başka kişi üzerinden tekrar sisteme giriş-çıkış yaptığı dile getiriliyor. Böylece sisteme para sokan kişilerin, ilerideki bir denetimde, varlık barışını gerekçe gösterip kendilerini garantiye almaya çalıştığı konuşuluyor.


Referans