İbrahim Işıklı - İşletmelerde disiplin kurulunun kuruluşu ve işleyişi (14.11.2007) |
14 Kasım 2007 | |
Öncelikle işyerlerinde disiplin kurulu kurulmasının yasal bir zorunluluk olmadığını belirtelim. Disiplin kurulu esas olarak yasal mevzuat, işyeri iç yönetmelikleri veya iş sözleşmesinde belirlenen çalışma düzenine ilişkin hükümleri, işçilerin ortak çıkarlarını ilgilendiren ve aynı zamanda işyeri düzenine ilişkin kurallarla iş barışının bozulmasına yönelik davranışlara ilişkin yaptırımları belirlemektedir. Disiplin kurulu, genellikle sendikal faaliyetlerin bulunduğu işyerleri ile toplu iş sözleşmesi yapılan işyerlerinde söz konusu olmakla birlikte, bireysel iş sözleşmesi uygulanan işyerlerinin de bu yönde çalışmalarının olduğu görülmektedir. Disiplin kurulunun, hem toplu iş sözleşmesi uygulanan işyerlerinde, hem de bireysel iş sözleşmesi bulunan işyerlerinde kurulabilecektir. Disiplin kurulu, sendikalı ve sendikasız işçi ayrımı yapılmaksızın tüm işçilere uygulanması gereklidir. Disiplin kurullarının, işyeri disiplinine aykırı davranışların önlenmesi, işyeri disiplinine aykırı davrananların cezalandırılması ve işyerinde düzenin korunması ve sürekliliğin sağlanması gibi yararları bulunmaktadır. Özellikle, iş güvencesine ilişkin koruyucu hükümler, işletmeleri kurumsallaşma ve işyerlerinde personel/insan kaynakları/disiplin yönetmeliklerinin hazırlanarak işe alım sürecinden işyerindeki çalışma koşullarına ve işyerinde disiplin kurullarının kurulmasından, uygulanacak disipline cezalarına kadar birçok konunun düzenlenmesi yönünde zorlamaktadır. Disiplin kurulları, yüksek para cezaları, tazminat ve diğer ödemelerle karşılaşmak istemeyen işverenlerin olanakların elverdiği ölçüde kurumsallaşma ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. İşyeri disiplin kurullarının ne şekilde kurulması gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme olmamasına rağmen, gerek toplu iş sözleşmelerinde gerekse de işyeri yönetmelikleri ile disiplin kurulunun kaç kişiden oluşacağı, toplantı yeter sayısı ve karar çoğunluğu ile cezalar belirlenmektedir. Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Derhal Fesih Hakkını Kullanma Süresi" başlıklı 26. maddesinde; "24 ve 25'inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz. Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır" hükmü bulunmaktadır. Disiplin cezasını gerektiren, işçinin hal ve hareketlerinin meydana geldiğini öğrenen işveren veya işveren vekili, olayı disiplin kuruluna, öğrendiği tarihten itibaren belirlenen süre içerisinde kovuşturma açılması için sevk ettirmelidir. Büyük işletmelerde işveren vekili durumu bağlı bulunduğu amire iletmekte ve bu kişide aynı şekilde belirli bir süre içerisinde kovuşturma açmak zorunda bulunmaktadır. Kovuşturmanın açılması için belirlenen süreler incelendiğinde, bu sürelerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesinde belirtilen altı iş günlük süreyi aştığı görülmektedir. Ancak, İK. m. 26'daki "İki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak" cümlesinde ifade bulan öğrenme anının basit bir olayın öğrenilmesi olarak anlamamak gerekir. Böyle bir düzenleme karşısında fesih için öngörülen sürenin, işçi veya işverenin ahlak ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan davranışlarının meydana geldiğinin belirtilen usul izlenerek kesinleşmesinden itibaren başlaması gerektiği şeklinde anlaşılmalıdır. Disiplin kurulu kararı, öğrenme tarihi olarak kabul edilecektir. İşyeri yönetmeliklerinde, kurallara aykırı fiil ve hareketlerde uygulanacak cezalar Disiplin Cezaları Başlığı altında düzenlenmektedir. Hizmetlerin bir disiplin içinde gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla genellikle işyerlerinde uyarma, kınama, ücretten kesme ve işten çıkarma cezaları uygulanmaktadır. Genellikle uygulamada, 1. Yazılı ihtar (uyarma), 2. Yazılı kınama, 3. Ücret kesme, 4. Yazılı ihtara rağmen aykırı fiilin tekrarında ve belirlenen diğer durumlarda tazminatsız işten çıkarma, olarak belirlenmektedir. Disiplin cezaları ilgiliye yazılı olarak bildirilir ve ilgili personelin sicil dosyasına işlenmektedir. Ayrıca gerekmesi durumunda iş sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi hükümlerine göre iş sözleşmesi feshedilebilmektedir.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=334145&dept_id=1043 |