Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Sigortalılığı PDF Yazdır e-Posta
21 Nisan 2010

Image
Ticari şirketlerin ortaklarının sigortalılıklarının ne zaman başladığı, kimlerin yararlanabildiği ve hangi hallerde sigortalılıklarının sona erdiği hususlarında gerek 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası’nda gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda açıkça belirlenmiştir.

Günümüzde ticari hayatı düzenleyen Türk Ticaret Kanunu gelişen şartlar ve ticari hayatın olağan akışı göz önüne alınarak birçok kez kapsamlı değişikliklere uğramıştır. Bu alanda ticari şirketlerin faaliyetlerini yasal zemin de gerçekleştirmeleri sağlanırken aynı zamanda birçok bürokratik ve idari engellerin ticari hayatı zorlaştırmasının önüne geçilmesine çalışılmıştır.

Gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu uygulamaları açısından hala ticari hayatın olağan akışını dikkate almaksızın bazı düzenlemeleri zorunlu olarak talep etmesi dikkat çekicidir.

Makalemizin ilerleyen safhalarında özellikle anonim şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin sigortalılığı Sosyal Güvenlik Reformu öncesindeki düzenlemeler ele alınarak ve Reform sonrası getirilen yeni düzenlemelerle karşılaştırılarak incelenecektir.

II- SOSYAL GÜVENLİK REFORMU ÖNCESİNDE 1479 SAYILI BAĞ-KUR KANUNU’NA GÖRE SİGORTALILIK DURUMU

Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi ortakları diye iki çeşit ortağı vardır. Anonim şirketlerin kurulabilmesi için, gerekli olan ayni ve nakdi şartlar yerine getirildikten sonra, ortaklar, aralarında yaptıkları şirket ana sözleşmesi ile birlikte ticaret sicil memurluğuna müracaat ederler. Ticaret sicil memurluğu tarafından bu kişilerin sicil memurluğuna müracaat (kayıt) tarihi ile aynı tarihte ticaret odasında da adlarına bireysel dosyalar açılır ve kayıtları yapılır. Anonim şirket kurmak isteyen bu kişilerin şirket ortaklığı bilgileri ve durumlarının ticaret sicil memurluğu tarafından duyurulması ve kamuoyuna bildirilmesi için, şirket ortaklığı ile ilgili durumları Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandıktan sonra anonim şirket resmi açıdan kurulmuş olarak kabul edilir.

Bu şekilde ticari hayata başlayan Anonim Şirketlerin Sosyal Güvenlik Reformu öncesinde 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinde, “ …Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları… sigortalı sayılırlar…” denilmek suretiyle anonim şirketlerin kurucu ortaklarının ve yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmasına imkan verilmiştir.

Uygulamada, anonim şirketlerin kurucu ortakları Bağ-Kur sigortalısı yapılırken, yani Bağ-Kur sigortalılıkları başlatılırken, Bağ-Kur İl Müdürlükleri tarafından bu kişilerin ortaklık durumlarının tespiti amacıyla kendilerine verilen İB formlarında aşağıda belirtilen üç tür kaydın istendiği görülmektedir.

- Vergi mükellefiyeti kayıtları,

- Ticaret sicil memurluğu kayıtları,

- Ticaret odası kayıtları.

Anonim şirketin kurucu ortağı olan bir kişinin Bağ-Kur sigortalılığının başlatılması aşamasında bu üç tür kayıt istenilmekle birlikte, bu kayıtlardan ticaret sicil kaydının başlangıç tarihi esas alınarak Bağ-Kur sigortalılığı başlatılmaktadır.

Bağ-Kur kapsamında zorunlu olarak sigortalı olması gereken anonim şirket ortaklarından birisi de, kurucu ortak olmayan yönetim kurulu üyesi olan ortaklardır. Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıkları başlatılırken, vergi mükellefiyeti kayıtları, ticaret sicil memurluğu kayıtları, ticaret odası kayıtları ve genel kurul tutanakları kayıtları istenilmekte ve bu kayıtlar arasından ticaret sicil kayıtları ile genel kurul tutanakları kayıtlarından hangisi daha önceki bir tarihi ihtiva ediyorsa o tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalılıkları başlatılmaktadır.

Uygulamada ise, anonim şirketlerin kurucu ortağı olmayan yönetim kurulu üyesi olan kişiler, önce şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçilmekte, daha sonra ise yönetim kurulu üyeliğine seçilen ortağın şirkette oluşan bu ortaklığı ticaret sicil memurluğunda kayıt altına alındığı için, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıkları, genel kurul tutanağındaki tarih esas alınarak başlatılmaktadır.

Yani herhangi bir anonim şirketin kurucu ortağı olmayan yönetim kurulu üyesi olan bir kişi, Bağ-Kur sigortalısı olmak için Bağ-Kur’a müracaat ettiğinde, bu kişiden Bağ-Kur sigortalılığı için vergi, ticaret odası, ticaret sicil ve genel kurul tutanakları kayıtları istenilmekte, ancak bu kayıtlar arasından ticaret sicil kaydı ve genel kurul tutanağı kaydından hangisi daha önceki bir tarihte başlamışsa, o tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu olarak başlatılmaktadır.

Şirket ortaklarının ve özellikle anonim şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıkları ile ilgili uygulamada en çok karşılaşılan sorun Bağ-Kur sigortalılıklarının sona erdirilmesi aşamasında görülmektedir.

Şirket ortaklarının ve dolayısıyla anonim şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıklarının nasıl sona erdirileceği, 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu’nun 02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile değişik 25. maddesinin (c) bendinde, “Şirketlerle ilgisi kalmayanların çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten itibaren… sigortalılıkları sona erer.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Madde metnindeki ilgili hükümlerden de görüleceği üzere, şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıklarının nasıl sona erdirileceği genel olarak belirlendiği ve bu sona erişin ayrıntılı koşulları belirtilmediği için, uygulamada en çok yaşanılan sorunlardan birisi, şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalılıklarının sona erdirilmesi ile ilgili konularda görülmüştür.

Uygulamada Bağ-Kur İl Müdürlükleri kurucu ortağın şirketten ayrılması veya şirketteki hissesini devrederek şirket ortaklığından çıkmasından dolayı Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilmesi durumu karşısından eğer anonim şirketin kurucu ortağı şirketten ayrılmış ise, bu kişinin şirket ortaklığından dolayı Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilmesi, ticaret sicil kayıtları, vergi mükellefiyeti kayıtları ve ticaret odası kayıtlarına göre yapılmakta ve ticaret sicil kaydının sona erdiği tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilmekteydi.

Şirketteki hissesini devrederek anonim şirketin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan kişinin Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilmesinde ise, ticaret sicil kayıtları, vergi mükellefiyeti kayıtları ve ticaret odası kayıtları ile ortaklık pay defteri (devir sözleşmesi) kayıtları istenmekte ve ticaret sicil kayıt tarihleri esas alınarak Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilmekteydi.

Yani anonim şirketin yönetim kurulu üyesi ortağı olan bir kişinin Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilirken, Bağ-Kur tarafından bu kişiden ticaret sicil kayıtları, vergi mükellefiyeti kayıtları ve ticaret odası kayıtları ile ortaklık pay defteri (devir sözleşmesi) kayıtları istenmekte ve bu kayıtlar arasından ticaret sicil kayıt tarihleri ile genel kurul tutanağının kayıt tarihinden hangisi daha sonraki bir tarihi ihtiva ediyorsa o tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilmekteydi.

III- 5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE GETİRİLEN YENİ DÜZENLEMELER

Sosyal Güvenlik Reformu ile Anonim Şirket Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi ortaklarının sigortalık hallerinde düzenlemeye gidilerek sadece yönetim kurulu üyesi ortakların zorunlu sigortalı olması düzenlenerek anonim şirket kurucu ortaklarının 01.10.2008 tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olması düzenlemesine son verilmiştir.

5510 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin (b) bendinde yer alan; “…Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları…” hükmü gereğince zorunlu sigortalılık kapsamına alınmıştır. Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının 4/b sigortalılıkları anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleri tarihten itibaren başlamaktadır.

1479 sayılı Kanun’un mülga 24. maddesi ile 01.10.2008 tarihinden önce anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılmakta iken, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 01.10.2008 tarihinden itibaren sadece anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları yönetim kuruluna seçildikleri tarih itibariyle sigortalı sayılmışlardır. Bu kapsamda sayılan kişiler, şirket yetkililerince yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde Kurum’a bildirilecektir.

Anonim şirketlerde şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyeleri 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılmayacaklardır.

Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları sona ermesi ise 5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesinin (b-3) bendinde yer alan; “…anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten itibaren …” hükmü gereğince sona erdirilmektedir.

Burada Sosyal Güvenlik Reformu ile getirilen en önemli yeniliğin anonim şirketlerin kurucu ortaklarının sigortalılık hallerinin kapsamdan çıkarılmasıdır. Yeni düzenleme ile sadece yönetim kurulu üyesi olan ortakların sigortalılığı söz konusu olmaktadır. Reform öncesindeki ve sonrası gerçekleştirilen düzenlemeler özellikle sigortalılığın başlangıcı ve sona erdirilmesi açısından herhangi bir değişiklik ihtiva etmemektedir.

1479 Sayılı Kanun

5510 Sayılı Kanun

Sigortalılığın Başlangıcı

Anonim Şirketlerin Kurucu Ortakları İle Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortakları… Sigortalı Sayılırlar…

Anonim Şirketlerin Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortaklarının Yönetim Kuruluna Seçildikleri Tarihten İtibaren

Sigortalılığın Sona Ermesi

Şirketlerle İlgisi Kalmayanların Çalışmalarına Son Verdikleri Veya İlgilerinin Kesildiği Tarihten İtibaren

Anonim Şirketlerin Yönetim Kurulu Üyesi Olan Ortaklarının Yönetim Kurulu Üyeliklerinin Sona Erdiği Tarihten İtibaren


5510 sayılı Yasa açısından uygulamaya yönelik olarak çıkarılan 2009/37 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Genelgesi’nde;

“…Sigortalılığın Bildirimi ve Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilme Süreleri;

İlk defa 01.10.2008 tarihinden sonra 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalı sayılanların bildirimi Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan sigortalı işe giriş bildirgesi ile bu sigortalıları bildirmekle yükümlü olan vergi daireleri, ticaret sicil memurlukları, esnaf ve sanatkar sicil müdürlükleri, şirket yetkilileri, ziraat odaları, Türkiye Jokey Kulübü ve diğer kurumlar tarafından bu Genelge’nin “3.2-Sigortalı Sayılanlar” bölümünde belirtilen sürede Kurum’a verilecektir.

Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıları bildirim yükümlülüğü bulunan ilgili kurum ve kuruluşlar sigortalı işe giriş bildirgesini elektronik alt yapı oluşturuluncaya kadar Kuruma kâğıt ortamında verebileceklerdir.

Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılarla ilgili bildirim yükümlülüğü bulunan kurum ve kuruluşlar, bildirimlerini merkez birimlerince yapmaları durumunda, bildirim zorunluluğu yerine getirilmiş sayılır.

01.10.2008 tarihinden önce 1479 ve 2926 sayılı Kanun’lara tabi sigortalılığı devam edenlerden ayrıca sigortalı işe giriş bildirgesi alınmayacaktır.

Sigortalıların 01.10.2008 tarihinden önceki işlemlerinde sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde bu tarihten önce kullanılan belgelerle işlem yapılacaktır.

01.10.2008 tarihi itibariyle ilk defa Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılığı başlatılacak olanların sigortalı işe giriş bildirgesi ile sigortalı işten ayrılış bildirgesinin Kuruma verilmemesi halinde belgeler Kurum’ca düzenlenir…

…Şirket Ortaklarının Sigortalığının Sona Ermesi;

Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları bu görevlerinin bittiği tarihte sona erer, bu tarih şirket yetkililerince ve sigortalılarca

· hisse devrine ilişkin alınan ortaklar kurulu kararı ile

· hissenin devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin ve

· devrin pay defterine işlendiği sayfanın birer suretlerinin birlikte ibraz edilmesi veya

· hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi

kaydıyla ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sona erer, bu tarih, sigortalılar ve şirket yetkililerince, on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kurum’a bildirilir.”


belirtilen bu hususlar doğrultusunda sigortalılığın başlangıcı ve sona ermesi açısından açıkça Reform öncesi ve sonrası istenilen belgeler açısından da herhangi bir farklılığın olmadığı görülmektedir.

IV- SONUÇ

Anonim Şirket yönetim kurulu üyesi ortakları açısından sigortalılığın başlangıcı ve sona ermesi hususunda yasa koyucu ticari hayatın olağan akışını ve ticari faaliyetlerin yürütülmesinde Devletin bu alandaki faaliyetleri düzenlerken kolaylaştırıcı olma özelliğini dikkate alarak gerek 1479 sayılı Yasa’da gerekse 5510 sayılı Yasa’da üyeliğe seçilme ve üyelikten ayrılma tarihlerinin dikkate alınmasını istemiştir.

Fakat uygulamada Reform öncesindeki düzenlemelere aynen yer verilerek ticari hayatta faaliyet gösteren şirketlerin sıkıntıları bir nebze göz ardı edilmiştir. Bu alanda yaşanılan en önemli sıkıntı uygulamada paralellik ilkesinin işletilmemesidir. Yani bir kişiyi hukuki bir kapsama alırken istenilen belgeler ile bu kapsamdan çıkarırken istenilen belgeler arasında tutarlılık olması gerekmektedir.

Anonim şirketlerin Türk Ticaret Kanunu açısından tutmakla yükümlü olduğu defterler arasında yer almayan veya tüzel kişiliğin ihtiyarına bırakılan ve tacir açısından lehine delil olma özelliği teşkil eden defterler ve belgelerin (pay defteri vs.) sigortalılığın sona erdirilmesinde istenilmesinin getirdiği sıkıntılar mevcuttur. Günümüzde şirketlerin bir çoğunluğu tutulması Kanun tarafından zorunlu kılınmayan bu tür defterlerin tertip edilmesinde gerekli özeni göstermemektedir.

Ticaret Sicil müessesesi hem anonim şirket yönetim kurulu üyeliğine seçilmede hem de yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmada kullanılmaktadır.

Örneğin 01.01.1999 - 31.12.2001 tarihleri arasında X A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olan Ahmet Beyin 31.12.2001 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı şirket pay defterine işlenmemiş, hisse devrine ilişkin noter devir sözleşmesi yapılmamış olsun bu kişi bu gün itibari ile geriye dönük sigorta borçlarını ödeme talebiyle Kurum’a müracaat etmektedir. Ahmet Bey prim borçlarını yatırmak istediğini kendisinin 31.12.2001 tarihinde X A.Ş.’nin yönetim kurulu ortaklığından ayrıldığını ve bunu 31.12.2001 tarihli Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan da yer alan bilgiler doğrultusunda (ilanda X A.Ş.’nin yönetim kurulunda yer alan ortakların isimleri ve 100 tam hissenin dağılımı yer almakta ve Ahmet Beyin olmadığı açıkça görülmektedir.) işlem tesis edilmesini talep etmekte olsun.

Mevcut düzenleme ışığında Ahmet Bey şirket pay defterindeki pay devrine ilişkin kaydı ibraz edemediği için hiçbir surette sigortalılığı sonlandırılmamaktadır.

Ahmet Bey için iki yol vardır. Birincisi mahkemeye başvurarak Ticaret Sicil Gazetesi bilgileri ışığında X A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığına dair bir karar alarak mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesis edilmesini talep etmek (Bu yol Ticaret Mahkemelerinin yoğunluğu düşünüldüğünde Ahmet Beyi uzunca bir zaman beklemektedir. Ve bu süre içerisinde Ahmet Beyin Sigortalılığı sonlandırılmadığı için prim borçları katlanmakta ve kesinlikle sağlık yardımlarından yararlanamamaktadır).

İkincisi ise sigortalılığı aktif olarak göründüğü için hiçbir şey olmamış gibi devam ederek primlerini ödeyebilir. Ve sağlık yardımlarından yararlanır. Bu yol ise başlangıçta zararsız gibi görünse de tehlikeli bir süreçtir. Zira Ahmet Beyin sigortalılığı yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı için kanunen sona ermiştir. Yani 31.12.2001 tarihinden sonraki günler için yatıracağı primler ve sigortalılık günleri reel değildir. Gerçek değildir. Bu süre zarfında yararlandığı sağlık harcamaları bir gün kendisinden talep edilecektir. Çünkü günün birinde Ahmet Bey emeklilik talebinde bulunacak ve Kurum Ahmet Beyin hizmetlerinin kontrolünü yaparken 31.12.2001 tarihinde Ahmet Beyin X A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını tespit edecek bunu Kuruma (Kurumun istediği belgelerle) bildirmediğini tespit edecek ve 31.12.2001 tarihinden sonra eğer başka bir sigortalılık hali mevcut değilse bu tarihten itibaren sigortalılık sürelerini iptal edecek, ödenen primleri iade edecek ve varsa sağlık yardımlarını (31.12.2001 tarihinden sonra) tahsil edecektir.

Örneğimizde olduğu gibi hem Ahmet Bey gibi olanları hem de bundan sonra oluşabilecek sıkıntıları gidermek açısından bir düzeleme yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yasa koyucu da gerek 1479 sayılı Yasa’da gerekse 5510 sayılı Yasa’da açıkça sigortalılığın başlangıcı için yönetim kurulu üyeliğine seçilme sigortalılığın sona erdirilmesinde de yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmanın yeterliği olduğu hükmüne yer vermektedir. Üyeliğe seçilme ve üyelikten ayrılma ticaret sicil gazetesinde şirketin tüm hisseleri payları itibari ile ne kadar ve hangi üyeler tarafından temsil edildiği açıkça ilan edilmektedir. Kurum, 2009/37 sayılı Genelgesi’nde istediği belgeleri ibraz edemeyen sigortalılar için bu belgelerin geriye dönük olarak düzenlenemeyeceğini göz önüne alarak “2009/37 sayılı Genelgede yer alan belgeler ibraz edilemiyorsa yönetim kurulu üyeliğine seçilme ve ayrılma fiillerinin ilan edildiği Ticaret Sicil Gazetesi’nin ilan tarihleri dikkate alınır.” denilmek suretiyle sigortalılar açısından büyük bir kolaylık sağlayabilir.

Selim AKDENİZ(*)
Yaklaşım
_____________________________________
(*) Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi