4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından fesh edilebilmesini belirli koşullara bağlamıştır.
Bu koşullar mevzuatta işçi ve işveren yönünden ayrı ayrı sayılmıştır. Uygulamada karşılaşılan bazı sorunlar var ki bu sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine ilişkin karşılığı mevzuatta bulunmamaktadır. Bunlardan biride çalışmış olduğu işyerindeki bir olaydan dolayı tanıklık yaptığı davada işverenin aleyhine davacı işçinin lehine sözler söyleyen işçilerin durumudur. Yargıtay işveren aleyhine tanıklık yapan işçinin işten çıkarılması durumunda işçiye kötü niyet tazminatının ödenmesine hükmetmiştir. Bu yazımızda bir davada tanıklık yapması nedeniyle iş sözleşmesi fesh edilen işçi ile ilgili Yargıtay. 9. Hukuk Dairesi’nin, Kararı(1) üzerinde durulacaktır.
II- YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ’NİN KARARI
Kararın Özeti: Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının işverene karşı dava açan diğer bir işçinin açmış olduğu davada tanıklık yaptığı ve bunun ardından işverence iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının diğer dosyada tanıklık yaptığı sabit olup, davacı tanıkları da tanıklık sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda kötü niyet tazminatının kabulüne karar verilmelidir(2).
“Dava: Taraflar arasındaki ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti, ikramiye, bayram, hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma telep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.05.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat E.TK ile karşı taraf adına Avukat H.K geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının işverene karşı dava açan diğer bir işçinin açmış olduğu davada tanıklık yaptığı ve bunun ardından işverence iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının diğer dosyada tanıklık yaptığı sabit olup, davacı tanıkları da tanıklık sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda kötüniyet tazminatının kabulüne karar verilmelidir.
3- Davacı işçi fazla çalışma ücreti ile bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini fesihten sonra düzenlenen iki ayrı ibranamede kabul etmiştir. Böyle olunca anılan isteklerin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 400 YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, davacı yararına takdir edilen 400 YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, oybirliği ile karar verildi.”
III- KÖTÜ NİYET TAZMİNATI
İşçinin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında ayrıca ödenen tazminata kötü niyet tazminatı denir(3). Kötü niyet tazminatı ödenen işçiye ayrıca ihbar tazminatı da ödenir.
İş Kanunu’nun 17. maddesine göre 18. maddenin birinci fıkrası uyarınca İş Kanunu’nun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca tazminat ödenmesini gerektirir.
Kötü niyet tazminatı ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında İş Kanunu’nun 32. maddesinin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanun’dan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.
IV- İŞVEREN ALEYHİNE TANIKLIK YAPAN İŞÇİYE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ
Yargıtay. 9. Hukuk Dairesi’nin, Kararı’na(4) konu olan davada işçinin çalışma süresi bir yıldan az olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Kararı’na konu olan davada işçinin çalışma süresi bir yıl ve üzerinde olmuş olsaydı işçi kıdem tazminatına hak kazanırdı. Ayrıca işçinin iş güvencesi kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü işçi iş güvencesi kapsamında olmuş olsaydı, Yargıtay kötü niyet tazminatına hükmetmezdi. Bunun yerine işe iade kararı vermesi gerekirdi.
V- SONUÇ
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin, konu olan kararı ile bir davada tanık olarak dinlenen işçi, işvereni aleyhine ifade vermesi nedeniyle iş sözleşmesi fesh edilirse işçinin çalışma süresi bir yıldan az ise işçiye ihbar tazminatı ve kötü niyet tazminatı ödenmesi gerekmektedir. İşçinin çalışma süresi bir yıl ve üzerinde ise işçiye kıdem tazminatı da ödenmesi gerekir.
İşverenlerin davalarda tanık olarak aleyhlerine ifade vermesi nedeniyle işçilerin iş sözleşmelerini fesh etmeleri haklı bir fesih nedeni değildir. Aksi halde işverenlerin haksız feshin sonuçlarına katlanmaları kaçınılmazdır.
Arif TEMİR*
Yaklaşım
* İş Müfettişi, Kamu Yönetimi Uzmanı
(1) Yrg. 9. HD.’nin, 03.05.2005 tarih ve E. 2004/21000, K. 2005/15399 sayılı Kararı.
(2) www.calismatoplum.org (Sayı:7)
(3) Arif TEMİR, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hukuk Sözlüğü, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2006, s.140
(4) Yrg. 9. HD.’nin, 03.05.2005 tarih ve E. 2004/21000, K. 2005/15399 sayılı Kararı.
|