Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Veysi Seviğ - Vergi idaresine bilgi verme zorunluluğu (16.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
16 Kasım 2007

Vergi Usul Yasası'nın 148'inci maddesi uyarınca "kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzelkişiler, Maliye Bakanlığı'nın veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar."

Bu bağlamda zaman zaman inceleme elemanları gerek kamu kurum ve kuruluşlarından ve gerekse incelenen mükellefle ekonomik ilişkide bulunanlardan bazen yazılı olarak bazen de inceleme mahalline çağırmak suretiyle bilgi alabilmektedirler.

Diğer yandan bazı kurum ve kuruluşlardan yaptıkları işlemlerle ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından devamlı bilgi alınması öngörülmekte olup, alınan bu bilgiler belli bir tasnife tutularak vergi incelemelerinde kullanılmaktadır.

Yasal düzenleme gereği bilgiler yazılı veya sözlü olarak istenebilmektedir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir müddet verilmektedir. Uygulamada verilmesi öngörülen bu süre 15 günden az olmamaktadır. Çünkü yine aynı yasanın 14'üncü maddesi uyarınca yasada "açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla" mükelleflere bilgi vermek üzere süre verilmesi gerekmektedir.

Gerçekte; kamu idare müesseseleriyle kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar, gerçek ve tüzelkişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı'nın ve vergi dairesi tarafından kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli aralıklarla devamlı olarak yazı ile vermek zorundadırlar.

Söz konusu yasanın 150'nci maddesi gereği olarak aşağıda yazılı resmi makamlarla gerçek ve tüzelkişiler, her ay bilgileri dahilinde olan ölüm vakaları ile intikalleri ertesi ayın 15'inci günü akşamına kadar vergi dairesine yazı ile bildirmek zorundadırlar.

* Sulh yargıçları, icra, nüfus ve tapu memurları,

* Yabancı ülkelerdeki Türk konsolosları veya konsolosluk görevini yapanlar,

özellikle söz konusu görevliler memur oldukları yerde ölen Türk vatandaşının soyadı, adı ve sıfatları ile Türkiye'de ikametgâhlarını Maliye Bakanlığı'na bildirmekle yükümlüdürler.

* Mahalle ve köy muhtarları kendi mahalle ve köylerinde ölenleri bildirmek zorundadırlar.

* Banka, bankerler ve şirketler ile emanet kabul eden gerçek ve tüzelkişiler mevduat, şirket hissesi, emanet para ve eşya veya sair suretle alacak sahiplerinden birinin ölümü halinde, ölenin soyadını, adını, alacağının nev'ini ve miktarını bildirmekle yükümlüdürler.

Uygulamada özellikle finansman kuruluşları nezdinde bulunan tasarrufların vergi idaresince sorgulandığı bilinmektedir. Bu açıdan yine bazı hallerde verilen bilgilerin ya yeterli olmadığı veya yanıltıcı olduğu bu nedenle de söz konusu hesap sahiplerinin bazı haksızlıklarla karşı karşıya kaldıkları da gözlenmektedir.

Gerek Maliye Bakanlığı'nın ve gerekse inceleme elemanlarının almış oldukları bilgileri inceleme aşamasında, vergi matrahının belirlenmesinde delil olarak kullanabilmesi için doğruluğunun araştırılması ve bu konuda emin olunması gerekmektedir.

İnceleme elemanları bazı hallerde bilgisine başvurduğu kişileri inceleme mahallinde veya kendi görev yaptıkları birime davet ederek bilgi edinmekte ve bu bilgileri de tutanak düzenlemek suretiyle yazılı hale getirmektedirler.

Bu tür tutanaklarla edinilen bilgilere dayanılarak yapılan tespitler yine bazı hallerde yanıltıcı olabilmektedir. Dolayısıyla özellikle tutanakla alınan bilgilerin doğruluğu kesinlik kazanmadıkça delil olarak kabulü mümkün değildir.

Tutanakla alınan bilgilerin doğruluğunu araştırma görevi inceleme elemanına aittir. Bu bağlamda da inceleme elemanı yetkilerini kullanarak tutanakla almış olduğu bilginin doğruluğundan emin olduktan sonra söz konusu bilgileri değerlemeye alması gerekmektedir.

Uygulamada karşılaşılan bazı olaylar bu konuda yeteri kadar titiz davranılmadığını göstermektedir.

Diğer yandan konu ile ilgisi dolayısıyla olanların bazı hallerde bilgi vermekten imtina etmesi söz konusu olabilmektedir. Bu kişilere idari baskı uygulanması ve bilgi vermekten kaçındıkları için haklarında cezai işlem yapılması doğru değildir.

Vergi Usul Yasası'nın mevcut hükümleri çerçevesinde bilgi verme görevini yerine getirmeyen; 2007 yılında birinci sınıf tacirler ile meslek elemanlarına 1390 YTL, ikinci sınıf tacirlere 640 YTL, bunlar dışında kalanlara ise 300 YTL özel usulsüzlük cezası uygulanmaktadır.

Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen bilgi verme mecburiyetini yerine getirmeyenlere ek süre verilerek bu mecburiyeti yerine getirmeleri tebliğ edilmektedir. Buna rağmen bilgi verme mecburiyetine uymayanlara yukarıda belirtilen cezalar iki kat uygulanmaktadır.

 

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=83739