Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hakan Üzeltürk - Kazı kazanla 'kaz'ı kazan (16.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
16 Kasım 2007
Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Vergiler konusunda söylenen binlerce sözden en fazla akılda kalanlardan bir tanesi de Fransa'da 14. Louis'nin Maliye Bakanı Jean-Baptiste Colbert (1619-1683) tarafından söylenendir: "Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır".

Bu durumda, kazı bağırtmadan mümkün olduğunca fazla tüy alanlar vergileme sanatını iyi icra edenlerdir. Görüldüğü gibi Colbert'e göre maharet vergi idaresinin mükellefin canını yakmadan mümkün olduğunca fazla vergi almasıdır. Bu durumu sanata, mükellefi kaza benzetmesi kişisel yorumu olmakla birlikte sonuçta mükellef bağırıyorsa idare de sanatını iyi icra edemiyor demektir. Sessiz kaz, sanatın icrası için en iyisidir. Kimsenin gürültüden başı ağrımaz.

Teşbihte hata olmaz. Biz de bu kavramla devam edeceğiz. Ülkemizde kazların canı yanmakta, bağırmaktadırlar. Bunun en son örneği yüzotuz bin kişinin banka hesaplarına el konmasıdır. Yapılan işlemle ilgili haksızlıkları, hukuka aykırılıkları ben de yazdım, diğer vergi yazarları da. Gelen tepkiler üzerine uygulamadan vazgeçildi. Bu uygulamayı önerenlere, ilgili metni hazırlayanlara sanat tarihi dersleri aldırmak gerek. Mükellefler avaz avaz bağırdığı için. Sorun çözümlendi mi? Tabii ki hayır. Bu uygulamanın etkileri devam ettiğinden, uzun süre de devam edeceğinden sesler kesilmiyor.

Konya Vergi Dairesi Başkanı, 13 Kasım tarihli Dünya Gazetesi'nde "toplu haciz uygulaması bir yönüyle Gelir İdaresi Başkanlığı'nın istihbarat ve teknolojik altyapısının eriştiği seviyeyi gösterdi" diyerek, uygulamadaki sorunların bankaların 6183 sayılı kanun uygulaması konusundaki bilgi eksikliklerinden kaynaklandığını belirtmektedir. Bankalar böyle mi düşünüyor bilinmez, ama konu aynı zamanda idarenin bir türlü ulaşamadığı hukuk seviyesini de açıkça göstermektedir.

Bizim ülkemizde kazlar sürekli bağırmaktadır. Kimisi vergi ziyaı, kimisi yatırım indirimi, kimisi vergi iadesi, kimisi oranlar, kimisi vergi yükü diye, ama aslında hepsinin ortak bağırması hukuk diye. Demek ki iş maharetle yapılmıyor. Bunun sonucunda kazlar da kümesten yavaş yavaş uçup başka diyarlara gidiyorlar. Sürekli bağırmaktan artık orada duramıyorlar. Kayıtdışının boyutları dikkate alındıkça kazların bu acıya artık dayanamadığı ortada. Herşeyden önce kümese yeni kazlar ve usta tüy yolucular gerekiyor.

Ülkemizde fiş-fatura toplama alışkanlığı bugüne kadar hiç olmadı. Vergi iadesi bahanesi ile belge toplayanlar da artık bundan vazgeçmiş durumda. Bu alışkanlık olmadan da kayıtdışı ekonomi ve vergi kaçakçılığı ile mücadele etmek de mümkün değildir. Kanunlarımızda vergi güvenlik kurumlarının olmaması da ayrı bir problemdir. Bu durumda yeni kurumların getirilmesi, yeni önlemlerin alınması gerekmektedir.

Şimdi gündemde fiş-fatura alışkanlığının oluşturulması için kazı kazan yöntemi var. Bu konu daha önce de çeşitli kereler gündeme geldi. Çin'de uygulandığı, bizde de uygulanabileceği en yetkili kişiler tarafından görüldü ve söylendi. Sayın Kızılot da geçtiğimiz çarşamba günü konuyu köşesinde bir kere daha yazdı. Konuyla ilgili biri olumlu, biri olumsuz iki husus bulunmaktadır.

Olumlu husus ülkemizin mükelleflerinin vergiler konusunda yeterli olmayan bu tür şans oyunlarına merakı ve hevesinin kazı kazan uygulamalarında da olabileceğidir. Bu nedenle bu tür bir uygulama ülkemizde başarı kazanabilir. Olumsuz tarafı ise bu tür şans oyunları ile vergi bilincinin oluşturulamayacağı gerçeğidir. Dün nasıl vergi iadesi kaldırılınca fiş-fatura toplama alışkanlığı bir anda sona erdiyse, yarın da verilen ödüllerin niteliği sebebiyle aynı durum sözkonusu olabilecektir.

İlköğretim öğrencileri için oluşturulan kampanyalarla, maalesef çocuklarımız bile şans oyunlarına yönlendirilmektedir. Bir ülkede kalıcı vergi bilinci önceden çalışılmış vergi politikaları, hukuka saygı ve iyi işleyen kurumlarla oluşturulur. Diğer yöntemler ancak vergiyi renklendirici önlemlerdir. Zaman bunu elbet gösterecektir.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=334416&dept_id=80