Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Satışlardaki Azalma Performans Düşüklüğüne Bağlanarak İşçi Tazminatsız İşten Çıkarılır mı? PDF Yazdır e-Posta
30 Nisan 2010

Image

Çalışma hayatında işçi ve işveren yönünden büyük bir öneme sahip olan değerlendirmelerden biride performans değerlendirmesidir.

Performans değerlendirmesi genellikle işçinin yaptığı işte birim zamanda göstermiş olduğu verimlilik göz önüne alınarak yapılmaktadır. Çalışanların yaptıkları bazı işler vardır ki bu işler işçinin performansı ile ilgili olduğu kadar bazen de işçinin performansından çok dışsal etkilere bağlıdır. Yargıtay vermiş olduğu bir kararda; satış üzerinden prim alan bir ilaç mümessilinin satışların azalması gerekçesi ile performans düşüklüğünü gerekçe göstererek işten çıkarılmasını yasaya aykırı bulmuştur. Bu yazımızda; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin, Kararı(1) üzerinde durulacaktır.

II- YARGITAY DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ’NİN KARARI(2)

“Kararın Özeti: Somut olayda prim sistemine göre bir çalışma söz konusu ise de, anılan sistemin de satışa bağlı olduğu açıktır. Salt satış oranına bağlı olarak belirlenen ve dış etkenleri dikkate almayan verimlilik değerlendirmesinin objektif bir değerlendirme olması mümkün değildir. Davacı işçi, ikametgahından çok uzaktaki bölgelerden sorumlu tutulduğunu, sorumluluk alanındaki mevcut bölgelerine Adapazarı ilinin de eklendiğini, yine Kocaeli’ndeki üniversitenin bölgesinden taşındığını, tanıtımını yaptığı bir kısım ilaçların uzman hekim tarafından yazılması şartının getirilmiş olması gibi dış etkenlerin performansını etkilediğini ileri sürmüştür. Mahkemece mütalaasına başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi ziyaret yükümlülüğünü eksiksiz yerine getiren davacının performans düşüklüğüne gerekçe gösterdiği ve performans değerlendirme sisteminde dikkate alınmayan dış etkenlerin performansın düşmesinde ciddi rol oynayabilecek nitelikte olduğu, ancak bu konuda hiçbir açıklama ve delil sunmayan davalının ispat yükünün gereğini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Böyle olunca, feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmelidir(3).

Dava: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı işveren iş sözleşmesinin davacının performansının düşük olması nedeni feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece fesih nedeni olarak gösterilen hususun davalı tarafından kanıtlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde, tıbbi ilaç mümessili olarak çalıştığı ve sorumluluğundaki bölgede işverenin satışa sunduğu ilaçların satışından çok, doktor ve hastane ziyaretleri ile tanıtımını yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının asıl görevi ilaç tanıtımıdır. Tanıtım sonrası ilaçların satılması, hasta sayısı, hastaların Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı olup olmaması, hastanın bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumu, doktorun tercihi, eczacı ve hastanelerin talebi gibi tanıtım dışındaki dış etkenlere bağlıdır. Somut olayda prim sistemine göre bir çalışma söz konusu ise de, anılan sistemin de satışa bağlı olduğu açıktır. Salt satış oranına bağlı olarak belirlenen ve dış etkenleri dikkate almayan verimlilik değerlendirmesinin objektif bir değerlendirme olması mümkün değildir. Davacı işçi, ikametgahından çok uzaktaki bölgelerden sorumlu tutulduğunu, sorumluluk alanındaki mevcut bölgelerine Adapazarı ilinin de eklendiğini, yine Kocaeli’ndeki üniversitenin bölgesinden taşındığını, tanıtımını yaptığı bir kısım ilaçların uzman hekim tarafından yazılması şartının getirilmiş olması gibi dış etkenlerin performansını etkilediğini ileri sürmüştür. Mahkemece mütalaasına başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi ziyaret yükümlülüğünü eksiksiz yerine getiren davacının performans düşüklüğüne gerekçe gösterdiği ve performans değerlendirme sisteminde dikkate alınmayan dış etkenlerin performansın düşmesinde ciddi rol oynayabilecek nitelikte olduğu, ancak bu konuda hiçbir açıklama ve delil sunmayan davalının ispat yükünün gereğini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Böyle olunca, feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmelidir. Yazılı şekilde davanın reddi hatalıdır.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1- İstanbul 7. İş Mahkemesi’nin, 17.08.2006 gün ve 956-625 sayılı Kararı’nın bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

3- Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

4- Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,

Davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,

5- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6- Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 450 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

7- Davacı tarafından yapılan (29) TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 18.12.2006 tarihinde karar verildi.”

III- SONUÇ


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bahsi geçen Kararı ile işçinin performans düşüklüğüne karar verilebilmesi için dışsal faktörlerinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Örneğin birim zamanda 10 birim mal satan bir satış elamanının belirli bir süre sonra 7 birim mal satması durumunda performans düşüklüğünün nedenleri arasında dışsal faktörlerde göz önünde bulundurularak satışların ekonomik krizden veya beklenmeyen olağanüstü olaylardan kaynaklanıp kaynaklanmadığına da bakılmalıdır. Günümüz koşullarında işyerleri ve çalışanların çevreden etkilenmemeleri söz konusu değildir. Bu nedenle işverenlerin işçilerinin performans düşüklüklerinin nedenlerini ararken işçi ile çevresel faktörleri birlikte değerlendirmeleri gerekir.

Arif TEMİR*
Yaklaşım

* Baş İş Müfettişi, Kamu Yönetimi Uzmanı

(1) Yrg. 9. HD.’nin, 18.12.2006 tarih ve E. 2006/26514, K. 2006/33393 sayılı Kararı.
(2) Yrg. 9. HD.’nin, 18.12.2006 tarih ve E. 2006/26514, K. 2006/33393 sayılı Kararı.
(3)
www.calismatoplum.org