Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
KOBİ'ere Sunulan Ar-Ge Destekleri PDF Yazdır e-Posta
04 Mayıs 2010

Image

28.02.2008 tarih ve 5746 sayılı Ar-Ge Faaliyetlerinin Teşviki Hakkındaki Yasa, çok çeşitli destek öğeleri ile Türkiye''''de faaliyet gösteren yerli ve yabancı sermayeli büyük firmaların yeniden kuracakları ayrı birim şeklinde örgütlenmiş ve en az 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden ve yeterli bilgi ve deney yeteneği olan Ar-Ge Merkezi modeline göre dizayn edilmiştir.

Bu nedenle KOBİ dediğimiz Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, organizasyon, personel ve finansman yapılarının zayıflığı ve yetersizliği yüzünden bu modelin dışında kalmışlardır. Halbuki Türkiye''''de sayıları yüzbinleri aşan bu tür işletmeler Ar-Ge çalışmalarını, kısmen kendi olanakları ile kısmen de kamu ve özel kesim tarafından kurulan TÜBİTAK, KOSGEB, TTGV ve Hazine destekleri ile yapmayı sürdürmek durumundadırlar.

2008 yılından beri yaşanan ekonomik bunalımdan en çok zarar gören kesimlerden biri de KOBİ''''ler olmuştur. Bu yüzden mali bünyeleri zayıf, şoklara karşı dayanıksız olan onbinlerce KOBİ, kriz döneminde kapanmak zorunda kalmıştır. Tutunup yaşayabilen bir kısım KOBİ''''ler kurtuluşu Ar-Ge ve yenilikte bulmuşlar, önce birbirinden görerek sonra da kendi olanakları ile Ar-Ge çalışmalarına başlamışlardır. Bu ara yukarıda adlarını sıraladığımız kamu ve özel sektör kuruluşlarının mali, teknolojik ve eğitici destekleri de imdatlarına yetişmiştir.

KOBİ''''lerin ekonomik krize karşı giriştikleri birleşmeler, yabancı ortakla işbirliği, yurt dışına açılma, ihracat ve yeni pazarlar arama gibi yardımcı önlemler, küçük ve orta boy işletmelerin ayakta kalmasını sağlamıştır.

Uygulamada görüldüğü gibi, KOBİ''''lere yapılan destek ve yardımlar kaynaklarına, amaçlarına, türlerine göre değişik şekiller alabilmektedir.

Önce bu yardım ve destekler yurt içi-yerli ve dış kaynaklı-yabancı olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Yurt içi KOBİ destek ve yardımları ülkelerin siyasal ve ekonomik yapısına göre değişebilmektedir. Dış kaynaklı destek ve yardımlara gelince, bunlar genellikle BM: Birleşmiş Milletler, OECD ve AB: Avrupa Birliği kaynaklı olup bütün dünya ülkelerine açık, uluslararası yardım ve destek şeklinde verilmektedir.

Yine bu tür destek ve yardımlar karşılıklı yani geri dönüşlü, düşük faizli kredi şeklinde veya karşılıksız hibe şeklinde olabilmektedir.

Bunların türlerine gelince, destek ve yardımlar ayni ve nakdi olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Ayni destek ve yardımlar, hammadde, malzeme, yedek parça, makine ve teçhizat şeklinde oldukça nadir görülen türlerdir. Nakdi destek ve yardımlar bazen hibe, çoğu zaman kredi şeklinde düşük faiz ve geri ödemeli olarak verilmektedir.

Fakat uygulamada KOBİ''''lere sunulan yardım türleri teknolojik bilgi, eğitim, danışmanlık şeklinde çok değişik şekiller alabilmekte ve bunlar son zamanlarda yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Aşağıda Türkiye''''de KOBİ''''lere sunulan kamu ve özel kesim kaynaklı, yerli ve yabancı KOBİ destek ve yardımlarının önemli olanlarının bir envanterini çıkarmaya çalıştık. Bunların büyük kısmının Ar-Ge ve yeniliğe yönelik olduğunu belirtmek isteriz.

I.28.02.2008 Tarih ve 5746 Sayılı Ar-Ge Teşvik Yasası ile Getirilen Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Desteği

Yukarıda tarih ve sayısı gösterilen Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi ile ilgili Teşvik Yasası, Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir düzeye kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, maliyetlerin düşürülmesini, teknolojik bilginin üretilmesini, verimliliğin artırılmasını hedefleyen ve en az 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge yeteneği ve birikimi olan Ar-Ge Merkezlerine göre dizayn edildiği için KOBİ''''leri ihmal eden bir teşvik sistemi getirmiştir. Bu yüzden yasa bir hayli eleştiri de almıştır.

Fakat bu yasa, içinde küçük ve orta ölçekli bir kaç işletmenin bir araya gelerek ortaklaşa Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri hazırlamaları koşulu ile, onlara da özel nitelikte bir teşvik öğesi sunmuştur. Yasanın tanımlarla ilgili 3/d maddesinde bu teşvik öğesi şöyle tanımlanmıştır:

"d) Rekabet öncesi işbirliği projeleri: Birden fazla kuruluşun; ölçek ekonomisinden yararlanmak suretiyle yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlayarak verimliliği artırmak ve mevcut duruma göre daha yüksek katma değer sağlamak üzere, rekabet öncesinde ortak parça veya sistem geliştirmek ya da platform kurabilmek amacıyla yürütecekleri, Ar-Ge faaliyetlerine yönelik olarak yapılan ve fizibiliteye dayanan işbirliği anlaşması kapsamında, bilimsel ve teknolojik niteliği olan projeleri,

ifade eder."

Bu destekten yararlanabilmek için birkaç KOBİ''''nin bir araya gelip bu amaçla bir Başvuru Dosyası hazırlaması ve bunu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı-Sanayi Araş. Geliş. Gen. Md.lüğü''''ne sunarak onay almaları gerekir. Bu dosya uzun, ayrıntılı ve belirli bir formata göre düzenlenmesi gereken bir belge olup uzman bir ekip tarafından hazırlanacaktır.

Bu zor çalışmanın sonuçlandırılması daha sonra şöyle bir sıra izleyecektir:

i) Başvuru dosyası ıslak imzalı olmak üzere 9 kopya ve 2 adet CD olacaktır.

ii) Dosyalar iki delikli klasör içinde, her bölüm separatör ile ayrılmış olacaktır.

iii) Yazılar Microsoft Word 11 veya 12 punto ile yazılacaktır.

iv) Rekabet Öncesi İşbirliği Projesinde birden fazla kuruluşun yer alması zorunludur.

v) Dosya aşağıdaki adrese elden teslim edilecek veya iadeli taahhütlü postalanacaktır.

Rekabet Öncesi İşbirliği Dosyasıdır

T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü
Eskişehir Yolu 7.km. 06100-ANKARA

e-mail: Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Dosyayı alan Bakanlık bu belgeyi noksanları tamamlandıktan sonra Değerlendirme ve Denetim Komisyonuna sevk edilecektir.

Başvurular en geç iki ay içinde, denetimler ise 45 gün içinde komisyon tarafından değerlendirilir. Karar olumlu ise sonuç Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı-Gelir İdaresi Başkanlığına ve talep sahibine bildirilir. Bu proje ile KOBİ''''ler sistemli Ar-Ge çalışmaları yapabileceklerdir.

II.Ekonomik Kriz Nedeniyle Devletçe Sağlanan KOBİ Destek Kredileri

2008 yılında başgösteren global kriz Türkiye''''yi etkisi altına alınca, 60. AKP Hükümeti KOBİ''''lerle ilgili olmak üzere iki ayrı destek programını yürürlüğe koymuştur. Bunları kısaca şöyle açıklayabiliriz:

1- KOBİ Destek Kredisi


Hükümet, Türkiye''''ye sıçrayan ekonomik kriz dolayısıyla KOBİ dediğimiz küçük ve orta boy işletmeleri desteklemek amacıyla Kasım/2009 tarihinden itibaren 100 bin KOBİ''''ye Destek Kredi Programı başlatmaya karar vermiştir.

Bu krediye 1 Şubat 2010 tarihine kadar 115.003 işyeri başvuruda bulunmuştur. Yine bu tarihe kadar başvuruda bulunan işletmelerin 73.474''''üne 1 milyar 758 milyon küsur TL kredi kullandırılmıştır.

Diğer yandan, 14.298 işletmenin 322,3 milyon TL tutarındaki kredi talebi de çeşitli nedenlerle reddedilmiştir.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ergün''''ün verdiği bilgiye göre en fazla başvuru 8.897 işletme ve 206 milyon TL kredi tutarı ile İstanbul''''dan yapılmıştır. Ankara''''dan 4.786 işletme 114 milyon TL, Bursa''''dan 3.275 işletme 78 milyon TL kredi kullanmıştır.

En az başvuru ise 8 işletme ve 200 bin TL kredi tutarı ile Bingöl''''den gerçekleşmiştir. Şırnak''''tan 21 işletme 525 bin TL, Kilis''''ten 22 işletme 521 bin TL kredi kullanmıştır.

Not: Bu bilgiler CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan''''ın TBMM''''ne sunduğu soru önergesi üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün''''ün vermiş olduğu cevaptan derlenmiştir.

2- Kredi Garanti Fonu (KGF)''''na 1 Milyar Dolarlık Hazine Desteği

2009 yılında yayımlanan bir Yasa ve bunu izleyen bir Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine, KGF''''ye 1 milyar dolarlık bir finansman sağlamış ve böylece bu kuruluşun kefalet olanakları genişletilmiştir. Bu ek kaynak piyasa çevrelerinde "can suyu" diye adlandırılmış ve KOBİ kredilerine canlılık getirmiştir.

Bu konuya tam yaklaşmak ve aydınlatmak amacıyla burada bir nebze durmak ve KGF kısaltması ile ifade edilen bu kuruluş hakkında okuyucularımıza kısa bir açıklama yapmak istiyoruz:

KOBİ dediğimiz küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ile esnaf ve sanatkarlar ve hizmet işletmelerinin kredi sağlamaktaki teminat ve kefalet sorunlarını çözümlemek, banka kredileri kullanma olanaklarını sağlamak amacıyla 1991 yılı Temmuz ayında anonim şirket statüsünde kurulmuş kamusal bir kurumdur.

KGF''''nin kuruluş amacı, küçük ve orta boy işletmeler için sağladığı kefaletle işletmelere destek vermek, yatırım ve işletmelerinin finansmanında banka kredilerine ulaşmalarını sağlamaktır.

Gerçekten de özellikle yeni ve küçük işletmelerin banka kredisine ulaşması çok güçlü bir teminatı gerekli kılmaktadır. Öte yandan KOBİ''''lerin uzun vadeli kredi kullanmalarında da bankaca talep edilen yüksek teminatlar önemli bir engel olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında KOBİ''''lerin işlerini büyütürken mevcut kredi limitlerinin artırılmasında bankaca talep edilen ek teminatlar çoğu kez işletme ve banka arasında çözülmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Aradan geçen 19 yıllık sürede KGF''''nin statüsü, ortakları, sermaye yapısı ve organları ile çalışma düzeni büyük değişikliğe uğramıştır.

Kurucu ortakları, başta TOBB, KOSGEB ve TESK gibi meslek odaları ile sayıları 20''''yi bulan kamu ve özel bankalardan oluşmaktadır. İşletme yapısı ticari bankalar gibi organize edilmiştir.

Sermayesi esas itibariyle 240 milyon liraya ulaşmıştır. Ancak son Hazine desteği ile kaynakları 1.240 milyon lirayı aşmıştır. Büyük merkezlerde olmak üzere halen 17 şubesi bulunmaktadır.

KGF, A.Ş. statüsünde olmasına rağmen 1995 yılında bu kuruluşa önce kurumlar vergisi muafiyeti, sonra da 2003 yılında KDV ile Damga Vergisi istisnası sağlanmıştır.

KGF''''den Yararlanma ve Başvuru

Bu kuruluş tarafından yapılan açıklama aynen şöyledir:

Banka kredisi olanaklarına büyük işletmeler kadar kolay ulaşamayan küçük işletmelerin bu teminat problemi, KGF kefaleti ile giderilmekte, bu sayede KOBİ''''lerin de banka kredileri kullanma imkânı doğmaktadır. Çalışan sayısı 250''''den az olan işletmeler KOBİ olarak kabul edilmekte olup, imalat sanayi yanında hizmetler ve madencilik sektöründeki girişimcilerin de talepleri karşılanmaktadır.

Türkiye''''nin bütün yörelerindeki KOBİ''''ler, esnaf ve sanatkarlar, tarımsal işletmeler ve çiftçiler, kadın ve genç girişimciler KGF kefaleti için başvurabilirler.

KGF teminatından yararlanabilmek için; bankanıza, KGF kefaletinden yararlanmak istediğinizi bildirmeniz ve dosyanızın KGF''''na gönderilmesine muvafakat etmeniz yeterli olacaktır. Banka tarafından kredi başvurunuz uygun bulunduğu takdirde bize iletilen kefalet talebiniz yaklaşık 2 hafta içerisinde sonuçlandırılmaktadır.

Riskin paylaşımı ilkesine göre çalışan Kredi Garanti Fonu, kredinin en çok % 80''''ine kadar kefalet vermektedir.

Bir KOBİ için kefalet üst limiti 750.000,- TL, bu KOBİ''''nin doğrudan ya da dolaylı olarak risk grubu oluşturduğu işletmeler için ise kefalet üst limiti 1.000.000,- TL''''dir.

KGF''''den Teminat Almanın Koşulları

KGF Genel Müdürü Hikmet Kurnaz, Şubat 2010''''da DÜNYA Gazetesi''''ne vermiş olduğu bir demeçte, KGF''''den teminat almanın ön koşulunun "lekesiz sicil" olduğunu söylemiştir.

KOBİ''''lerin kredi desteğinden yararlanabilmeleri için "olmazsa olmaz" koşulunun "30 Haziran 2008 tarihinden önceki iki yıl içinde kredi sicillerinde "leke olmaması" olduğunu belirtmiştir. Bu arada yeniden yapılandırılmış vergi ve SSK borçlarının ise sorun yaratmayacağını söylemiştir.

KGF''''nin Çalışma Sonuçları

KGF 1991 yılında kurulmasına rağmen çeşitli güçlükler yüzünden ancak 1994 yılında çalışmaya başlayabilmiştir. Bu kuruluşun 1994-2008 arası faaliyet sonuçları internet sitesinde yayımlanmıştır. Beş döneme ayrılan bu çalışma sonuçları ve toplu sonuçlar şöyle özetlenebilir:

Veriler incelendiği zaman görülecektir ki, KGF 1994 yılından 2008 yılına kadar 14 yıllık bir sürede 523 milyon TL''''lık kefalet, 758 milyon TL''''lık kredi hacmi yaratmış ve bu kaynağı KOBİ''''lere sunmuştur.

Statüsündeki değişiklik ve çalışma düzenindeki yenilik ve ek kaynağın gelmesi ile faaliyet sonuçlarında bir sıçrama yaşanmış, 2009 yılı 10 aylık dönemde kurumun sağladığı kefalet tutarı 480 milyon liraya yükselmiştir. Bu yükselişin devam etmesi beklenmektedir.

Yeni dönemde KGF''''ye 500''''ün üzerinde kefalet talebi başvurusu yapılmış fakat formalitelerin artması nedeniyle kredi ve kefalet onay süreci maalesef uzamıştır.

1 Milyar Dolarlık Hazine Desteğinin KGF Tarafından Kullandırılması

KGF başlıklı kuruluş hakkında yaptığımız bu kısa açıklamayı burada bağladıktan sonra, Hazinece KGF emrine tahsis edilen 1 milyar dolarlık kaynağın uygulanmasına ve sicil konusunda çıkan pürüzler ile bunların giderilmesi için yapılan çalışmalara devam edebiliriz.

Bakanlar Kurulu Kararında KGF emrine tahsis edilen kaynağın özellikle KGF'''' nin vereceği kefaletlerde kullanılacağı belirtilmiştir. Devreye "Hazine kefaleti" girince KGF Yönetmeliği''''nde bu kaynağın kullanılış yöntemi de değiştirilmiştir.

15 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazete''''de yayımlanan bu değişikliğe göre, "Hazine desteğinin kullandırılmasına ilişkin usul ve esaslar"la ilgili 4. madde değişikliğe uğramış, Hazine kefaletinin kullanılmasını sıkı kayıt ve kurallara bağlamıştır. Önce Müsteşarlığın sağladığı bu desteğin münhasıran kefaletler için kullanılmasını emretmiş; sonra da kredi kullananlardan istenecek teminatta 5411 sayılı Bankacılık Kanununa yollama yaparak ticari sicil temizliği yerine adli sicil getirilmesini uygulamaya koymuştur. Böyle bir sicilin alınmasının güç, uzun bürokratik formaliteleri gerektirdiği için "can suyu kredisi" adli sicil barajına takılmış ve işler aksamıştır. Çünkü adli sicil sadece banka kurucularından aranacak ve sağlanması çok güç bir belgedir ve KOBİ işletmelerinin sahipleri için kefalet alabilme yolunu neredeyse kapatmıştır.

Şimdilik ekonomi basınında bu konunun tartışması bütün canlılığı ile sürmektedir. KOBİ çevreleri ve kredi veren bankalar adli sicil kaydının kaldırılmasını ve bu tür küçük kredilerde ticari sicilin yeterli olduğunu ve adli sicile gerek olmayacağını savunmakta aksi halde Hazine desteği kaynağının kullanılmasına olanak kalmayacağını ileri sürmektedirler.

Kefaleti verecek olan KGF yönetimi ise yönetmelik değişikliğini gerekçe göstererek "temiz sicil" veya "adli sicil" tezinde ısrar etmekte, sorun şimdilik düğümlenmiş bulunmaktadır. Hükümetin devreye girip soruna çözüm getirmesi beklenmektedir.

KGF''''de Adli Sicil Koşulu Kalkıyor

KGF''''nin Hazine destekli yeni finansman sisteminin adli sicil koşulu yüzünden aksaması üzerine KOBİ ve esnafın haklı şikâyetleri yazılı ve görsel basına yansımış ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan''''ın soruna el koymasından sonra Hazine Müsteşarlığı harekete geçmiştir. Bunun üzerine Müsteşarlıkta başlatılan çalışmada yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin 4''''üncü maddesinde yer alan ve sistemden yararlanma koşullarını düzenleyen hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bakan Babacan''''ın talimatıyla hazırlanan yeni metin taslağı Mart 2010 tarihi itibariyle görüşü alınmak üzere Bankalar Birliği''''ne gönderilmiştir. Haber aldığımıza göre Hazine Müsteşarlığı''''ndaki çalışmalar devam ediyor. Düzenleme metni basına açıklanmamakla beraber, burada sorun yaratan adli sicil koşulunun bütünüyle kaldırılması bekleniyor.

III.TÜBİTAK''''ın Ar-Ge Destekleri

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu''''nun kuruluş statüsünde küçük ve orta boy işletmelere teknik, ekonomik ve mali destek sağlama görevi mevcuttur. Bu nedenle bu kamu kurumu daha başlangıcından itibaren KOBİ''''lere çeşitli şekillerde destek vermiş, bu küçük ve güçsüz işletmelerin gelişmesine yardımcı olmaya çalışmıştır.

Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz dolayısıyla sıkıntıya düşen KOBİ''''ler kurtuluşu biraz da Ar-Ge''''ye sarılarak gidermeye çalışmışlardır. Bu davranış kısmen işletmelerin birbirine bakarak, kısmen birinin diğerinden görerek aynı çalışmalara başlaması ile gelişmiştir.

Şurasını da belirtelim ki, TÜBİTAK''''ın başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş''''in bu konudaki olumlu girişim ve çalışmalarını da unutmamak gerekir.

Burada TÜBİTAK''''ın KOBİ''''lere sağladığı değişik türdeki destek programlarının başlıklarını vermek isteriz. TÜBİTAK''''ın TEYDEB: Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı bünyesinde yürütülen Ar-Ge destek programları, sektör ve büyüklüğe bakılmaksızın, proje hazırlayarak yapılıyor. Bunların başlıcalarının başlıklarını şöyle sıralayabiliriz:

-Yeni ürün üretilmesi,
-Ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi,
-Maliyet düşürücü ve standart yükseltici yeni tekniklerin geliştirilmesi,
-Yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi.

TÜBİTAK bu ara yeni bir program daha başlatmıştır. Bunun başlığı KOBİ Başlangıç Destek Programı''''dır. Başkanın söylediğine göre, bu programın amacı "KOBİ''''leri Ar-Ge''''ye teşvik" ve bununla rekabet gücünü artırmaktır.

KOBİ Başlangıç Destek Programı küçük ve orta büyüklükteki işletmeler tarafından olumlu karşılanmış ve başvuru sayısında büyük artış olmuştur. Çünkü KOBİ''''ler, Ar-Ge''''nin rekabetteki önem ve gücünü görmeye başlamışlardır.

KOBİ''''lerin bu yeni programa başvuruda bulunmaları için aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri gerekecektir.

1. Küçük ve orta boy işletmeler önce TÜBİTAK''''ın web sayfasını açarak buradaki açıklama ve notları dikkatle okuyup bilgi almaları ve bir ön hazırlık yapmaları gerekecektir.

2. Sonra da, TÜBİTAK''''ın istemiş olduğu belge ve bilgileri eksiksiz hazırlayarak Ar-Ge destekleri için bir Başvuru Dosyası''''nı TÜBİTAK''''a sunmaları gerekecektir.

Başvuruda bulunan işletmeler Ar-Ge teşviklerini sadece maddi bir destek olarak düşünmeyip, bunun gelecek için yol gösterici, yararlı bir süreç olduğunu yani Ar-Ge yapmayı öğrenebilmenin bir aracı olduğunu kavramaları gerekir.

KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı, TÜBİTAK tarafından 2007 yılında başlatılmıştır. Bu program için ayrılan kaynağın hangi kuruluştan sağlandığı hakkında bir bilgi mevcut olmadığı gibi, tutarı hakkında da bir veri elimize geçmedi.

2007 ve 2008 yılları bir yana bırakılacak olursa 2009 yılında 584 firma, 602 proje ile TÜBİTAK''''a başvuruda bulunmuş ve 104 milyon TL''''lık bir harcama bildirmiştir. Sözü edilen projelere Ekim 2009 itibariyle TÜBİTAK kaynaklarından 59 milyon TL hibe desteği sağlanmıştır.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün 2010 yılında KOBİ''''lerin ölçek büyüklüklerine ve dışa açılmalarına ve yeni ürünler geliştirmelerine, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını yapabilmelerine, fuarlara katılmalarına göre destek veren çalışmalara yoğunlaşacağını söylemiştir.

IV.TEKMER: Teknoloji Geliştirme Merkezleri Desteği

12.04.1990 tarih ve 3624 sayılı Yasa ile kısaca KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı başlığı altında yeni bir örgüt kurulmuştur. Bu örgütün görevleri sanayide Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek, bu faaliyetlerin uygulanması için teknoloji merkezleri, teknoparklar kurmak, kurulmasını sağlamak, üniversite ve sanayi işbirliğini geliştirmek vb. şeklinde sıralanmıştır. İşte TEKMER: Teknoloji Geliştirme Merkezleri bu yasaya göre kurulan örgütlerden biri olup KOSGEB bünyesinde yer almakta ve KOBİ''''lere çeşitli Ar-Ge destekleri vermektedir.

TEKMER desteklerinden yararlanmak için, KOBİ''''lerin bir proje hazırlayarak bu kuruluşa başvurmaları gerekiyor. Bu başvuru üzerine proje sahibine teşvik yasalarından farklı olarak, hammadde, malzeme, makine tesisat temini, danışmanlık, fuar ve sempozyumlara katılma gibi çok değişik destekler veriliyor. Görülüyor ki, TEKMER''''in Ar-Ge destekleri daha çok ayni nitelikte olmaktadır.

V.AB: Avrupa Birliği Kaynaklı KGF Destekleri

KGF''''nin Avrupa Birliği ile bağlantısı olan AECM: Avrupa Karşılıklı Garanti Kuruluşları Birliği ve AYF: Avrupa Yatırım Fonu başlıklı iki finansman garanti kuruluşu ile yaptığı anlaşmalar gereği, Türk KOBİ''''leri bu kuruluşların sağladıkları yardım ve destekten yararlanmaktadırlar.

Çalışmamızı bu kuruluşlar hakkında da ek bilgiler vermek suretiyle bağlamak istiyoruz. Böylece KOBİ''''ler dış kaynaklı bu finansman garanti desteğinden yararlanma olanağına kavuşmuşlardır.

1- AECM: Avrupa Karşılıklı Garanti Kuruluşları Birliği

1992 yılında kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak kurulan AECM, faaliyetlerini açık, demokratik ve herhangi bir siyasi veya finans kurumuna bağlı olmaksızın sürdürmektedir. Günümüzde AECM, Avrupa Ekonomik Bölgesinde 18 ülkede mevcut 34 garanti kuruluşu ve federasyonu temsil etmektedir.

AECM''''nin kendi tüzüğüne göre gerçekleştirmeye çalıştığı başlıca amaçlar şunlardır:

ßGarantilerin rolünü geliştirmek ve şeffaflaştırmak ve özellikle KOBİ''''lerin finansmana erişimini destekleyen ''''ortak garantileri'''' bir yatırım aracı olarak geliştirmek,

ßGaranti kuruluşlarının hukuksal çerçevesini uyumlaştırma çalışmalarını mali çalışma koşullarını desteklemek,

ßÜye kuruluşlar arasındaki bilgi akışını sağlamak ve güçlendirmek,

ßAB''''nin de içinde bulunduğu ekonomik politikaların oluşturulmasında rol alan farklı gruplar arasında önerilerin ve fikirlerin geliştirilmesine yardımcı olmak.

Halihazırda AECM''''ye üye garanti kuruluşları toplam 4 milyar Euro sermayeye dayalı yaklaşık 40 milyar Euro gücünü temsil etmektedir.

2- AYF: Avrupa Yatırım Fonu

AYF, Avrupa Yatırım Bankası''''nın bir iştiraki olup, Avrupa Birliği kararları çerçevesinde Birliğe üye ve aday ülkelerdeki kredi garanti fonlarını desteklemekte, ayrıca risk sermayesi konusunda da faaliyet göstermektedir. AYF, AAA reytingi olan bir kredi kuruluşudur.

18 Kasım 2004 tarihinde yapılan protokolle başlayan kontr-garanti uygulaması Aralık 2006''''da yenilenerek kapsamı genişletilmiştir. AYF ile KGF arasındaki bu işbirliği çerçevesinde ülkemizdeki KOBİ''''lere 2007 yılı sonuna kadar, 24 milyon Euro tutarında bir kefalet kullandırılması öngörülmektedir.

AYF, bu kapsamda Kredi Garanti Fonu''''nun (KGF) yatırım kredileri için üstlendiği kefaletlere % 50 nispetinde kontr-garanti sağlamaktadır. Bu program ile KOBİ''''lerin kredi ile büyümeleri ve ek istihdam yaratmaları amaçlanmaktadır.

Bu uygulamadan KOBİ''''ler, yatırım amaçlı olarak kullandıkları 3 yıldan daha uzun vadeli kredileri için yararlanmaktadırlar. Kuruluşumuz, AYF kontr-garantisini taşıyan kefaletler için daha düşük oranda kefalet komisyonu uygulamaktadır.

3- ABİGEM: Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi Destekleri

Kısaca ABİGEM şeklinde anılan bu kuruluş da KOBİ''''lere destek veren kuruluşlar arasında yer almaktadır. ABİGEM''''ler Kocaeli, İzmir ve Gaziantep gibi KOBİ''''lerin yoğun olarak yer aldığı illerde kurulmuş ve çalışmaya başlamıştır. Bu kuruluşun amacı, kısaca küçük ve orta boy işletmelere ihracatı öğretmektir. Bu hizmeti KOBİ''''lere eğitim vererek ve uygulama ile sağlamaktadır.

Konu başlıklarını şöyle sıralayabiliriz:

-Yeni pazarlara giriş,
-İhracat nedir?
-Uluslararası alanda büyüme için finansman sağlama yolları,
-Ortaklık araştırmaları,
-İş planı geliştirme,
-Teknik yardım ve know-how transferinin araştırılması,
-Hibe programları.

Bu konuda bilginin de nakdi destek kadar yararlı olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.

Değerlendirme

Günümüzde, otomotiv, uçak ve havacılık, gemi, inşa, makine, elektronik, uzay ve bilgisayar gibi ana sanayie yedek parça ve malzeme sağlama amacıyla kurulan ve kendi alanında uzmanlaşmış küçük ve orta ölçekli yan sanayi kuruluşları dünyada önem ve öncelik kazanmaya başlamışlardır. Şöyle ki örneğin gemi inşa sanayiinde 10 bin kadar, otomotivde 3 binden fazla yedek parça, aksesuar, malzeme kullanılmakta ve bunları KOBİ şeklindeki yan sanayi kolları üretmektedir. Unutmamak gerekir ki, bu devasa ana sanayi sektörleri bu tür sanayiin ürettiği yan ürünleri kullanmakta ve varlığını bu şekilde sürdürebilmektedir.

Bu yüzden, gerek gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde KOBİ''''leri çeşitli araç ve gereçlerle desteklemek ve bunları geliştirmek için hükümetler her türlü yardım ve desteği sağlamaktadır. Ayrıca, KOBİ''''lerin istihdam yaratıcı nitelikleri de ekonomiye katkı sağlamaktadır.

Memleketimizde de KOBİ''''ler başta Ar-Ge olmak üzere, kamu ve özel kesimin sağladığı çeşitli teşvik öğeleri ile desteklenmeye çalışılmaktadır.

Prof. Dr. Selahattin TUNCER
(E. Öğretim Üyesi – YMM)

Lebib Yalkın Yayımları