Veysi Seviğ - Bir spor abidesinin yaşantısı (17.11.2007) |
17 Kasım 2007 | |
O bir futbolcu. Tam 11 yıl Fenerbahçe'de solaçık oynadı. 120 gol attı. Yüksekokul mezunu. Futbol oynadığı dönemlerde seyircilerin hayranlığını kazanmış bir kişi. Meslek hayatında müdürlük yapmış bir İstanbul beyefendisi, aynı zamanda bir spor yazarı, 1922 doğumlu, 85 yaşında bir delikanlı. Bir zamanlar özellikle İstanbul'da liseler bir anlamda sporcu yetiştiren öğretim kurumlarıydı. Burada eğitim gören gençler bir yandan yükseköğrenime hazırlanırken bir yandan sporun her dalında ülke çapında yapılan yarışmalara ve daha açıkçası müsabakalara katılırlardı. O da kendi dönemininin gençleri gibi ünlü şampiyonluk kazandıran okul takımının en başarılı oyuncularından birisiydi. Fenerbahçe'de oynadığı yıllarda antrenmana geliş gidiş ücreti olarak kendilerine bir lira ödeniyordu. 1948 yılında dönemin dünyaca ünlü Ignace Molnar'ın antrenörlüğünü yaptığı Fenerbahçe hiç yenilmeden 14 maçta sadece bir beraberlik alarak ve ligde 49 gol atarak şampiyon olmuştu. Bir başka açıdan Fenerbahçe o yıl maç başına ortalama 3.5 gol atmıştı. Takımın soliçi ile solaçığı o yıl gol krallığı yarışına girmişlerdi. O tarihlerde Fenerbahçe'de soliç ünlü Lefter, solaçık ise Halit Deringör'dü. 1948 yılında şampiyon Fenerbahçe'nin kalesini Cihat Arman koruyordu. Bugün aramızda olmayan Cihat Arman bir kaleciden çok, bir beyefendi olarak herkesin kalbine taht kurmuştu. Cihat sadece Türkiye'de değil Avrupa'nın birçok ülkesinde de değer verilen bir sporcuydu. Onda akıl, eğitim, soğukkanlılık, futbol zekâsı, vücut suplesi, estetik görüntü adeta birleşmişti. Türk sporuna yıllarca hizmet eden bu ünlü kaleci bir başka açıdan kültür abidesiydi. Bundan yıllar önce bir kampta başımızda bulunan Cihat Arman (ağabey) bizlere de ders çalışmamız için imkân sağlarken "Sporcu kabiliyetini eğitimle birleştirirse anlamlı olur" derdi. O yılların Fenerbahçe takımında solaçık olarak oynayan Halit Deringör'ün ise ele avuca sığmayan bir görüntüsü vardı. Biz kırklı yılların sonunda daha küçük bir çocukken babamdan Fenerbahçe takımının efsane futbolcularının ismini duyar, onların yaşamlarını merak ederdim. Kadıköy Bostancı'da oturduğumuz için Fenerbahçe Stadı'na gider Fenerbahçe'nin antrenmanlarını büyük bir zevkle izlerdim. Belki çoğunuz inanmayacak ama 1940'lı ve 1950'li yıllarda futbolcular Kadıköy'den Taksim'e maça veya İstanbul yakasından Kadıköy'e vapurla giderler ve yolcularla zaman zaman sohbet ederlerdi. Halit Deringör diğer takım arkadaşları gibi forma aşkı ile yıllarca top koşturduktan sonra eğitimi ile iş hayatında da başarılı olan efsane futbolcuların başında geliyordu. O dönemi yakından bilen büyüklerimden de dinlediğim kadarıyla rüzgâr bile solaçık Halit'i yakalayamıyordu. Halit Deringör ile arkadaşları bizim çocukluk günlerimizin hatıraları arasında aklımızdan çıkmıyor. Ancak bir süre önce kendisinin bana vermiş bulunduğu hatıralarını içeren "Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları" başlıklı kitabı ile birdenbire yaklaşık 50-60 yıl geriye giderek onları seyretmenin keyfini bir defa daha hatırlayarak yaşadım. Efsane futbolcu Halit Deringör, formasına âşık olduğu Fenerbahçe'de tam 11 yıl solaçık oynamış, bu süre içinde milli olmuş ancak yine zaman zaman her türlü mali olanaktan yoksun kalmalarına rağmen formaları için ter akıtmışlardır. Halit Deringör oyuncu olarak futbolu bırakmasını söz konusu kitabında şöyle anlatıyor: "Ben 30 yaşındaydım ve üstelik o zamanlar bir çocuğum vardı. Top ayakkabılarımı teslim ederek allahaısmarladık bile demeden kulüpten ayrıldım. Değil para, bir buket karanfil bile almadan. Sadece 1945 yılında bir şampiyonluk ödülü olarak bana verilen bir cüzdan vardı ama içi boş bir cüzdandı bu." Halit Deringör bir süre antrenörlük yaptı, böylece yaşantısını futboldan koparmadan sürdürdü ancak futbolculuğu bıraktıktan sonra Tekel'de başladığı iş hayatında fabrika müdürlüğü yaptı. Uzun yıllar Tekel'e üst düzey görevlerde hizmet vererek emekli oldu. O bugün derin spor bilgisi ile yazarlık yapıyor. Dimdik ve onuru ile aramızda dolaşıyor. Sporcu kimliğini muhafaza ediyor. Geçmişin sporcularından günümüze gelen ve örnek olması gereken bir kişi, bir spor abidesi Halit Deringör. Ben Beşiktaşlıyım ancak Halit Ağabey'in kişilikli duruşu ve sporculuğu imrenilecek bir serüven.
|