Çalışma yaşamında eğitim, işgücü verimliliğinin arttırılması ve ona yeni nitelikler kazandırılması bakımından önemlidir.
Eğitim işveren tarafından, yasal zorunluluklardan kaynaklanabileceği gibi isteğe bağlıda düzenlenebilmektedir.
İşverenler ilk olarak işe aldığı personele, yapacağı iş konusunda bilgi verme amaçlı eğitime başlamakta; sonrasında oryantasyon, inovasyon amaçlı da gerçekleşebilmektedir. Eğitimler işveren dışında eğitim kuruluşları tarafından sağlanan organizasyonlarla da yapılabilmektedir.
Mesleki eğitim yerleri işyerinden sayılarak, işçilerin mesleki eğitimler sırasında burada bulunurken, iş kazalarında olduğu gibi iş hukukuna ilişkin haklardan yararlanılması öngörülmektedir (İK md.2/2). Mesleki eğitim yerleri için genellikle üretim veya hizmetin gerçekleştiği bina içinde bir odada dizayn edilebilmekte; bazı işyerlerinde bina dışında ama işyeri sınırları içinde farklı bir mekân oluşturulmaktadır. Her iki durumda da mesleki eğitim yerleri işyerinden sayılmaktadır.
İşçilerin, eğitimin verildiği yere gidip geldikleri süreler, eğitim sırasında geçirdikleri sürelerin çalışma sürelerinden sayılıp sayılmayacağı, ücrete hak kazanıp kazanmadığı, sigorta primine esas kazanca dâhil edilip edilemeyeceği çoğu zaman uygulamada sorun yaratmaktadır. Bu sebeple yazımızla, işveren ve işçilerin eğitim sürelerine ilişkin iş ve sosyal sigortalar hukuku bakımından, nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır.
II- İŞ HUKUKUNDA EĞİTİM ZORUNLULUĞU
A- EĞİTİM ZORUNLULUĞU
İş Kanunu’na (İK) göre; “işverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar” (İK md. 77/2). Yine, “geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçiye sağlık ve güvenlik risklerine karşı gerekli eğitimi vermekle yükümlüdür” (İK md. 7/1).
Ağır ve tehlikeli işler için mesleki eğitim zorunluluğu getirilerek; “Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ile çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamayacağı hükmedilmektedir.” (İK md. 85/1). Çalıştıran işverenler hakkında İK m.105/1-d maddesi hükmü gereği idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
İşverenlerce, işyerlerinde çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin usul ve esasları Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle (ÇİSGEUEHY) düzenlenmiştir. Anılan Yönetmelik işyerindeki çıraklara ve stajyerlere de uygulanmaktadır.
İşverenler, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının tesis edilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu amaçla işverenler, çalışanları yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, onların karşı karşıya bulundukları mesleki riskler ve bunlarla ilgili alınması gerekli tedbirler konusunda işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitim programlarını hazırlamak, eğitimlerin düzenlenmesini, çalışanların bu programlara katılmasını sağlamak ve verilecek eğitim için uygun yer, araç ve gereç temin etmekle yükümlüdürler. Asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, alt işverene ait çalışanların eğitimlerinden, asıl işveren, alt işverenle birlikte sorumludur. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, geçici iş ilişkisi ile çalışanlara gerekli eğitimi vermekle yükümlüdür. İşverenler, çalışanlarına, iş sözleşmesinin türüne bakılmaksızın gerekli eğitimi vermekle yükümlüdür (ÇİSGEUEHY md.4).
Çalışanlar sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının tesisi için işyerinde düzenlenecek olan iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine katılmak ve bu konudaki talimat ve prosedürlere uymakla yükümlüdürler (ÇİSGEUEHY md. 5).
Verilen eğitimler, çalışanlara herhangi bir mali yük getirmeyecek şekilde düzenlenir ve eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır (ÇİSGEUEHY md. 6).
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde; uzmanlık konularına göre, iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman ile işyeri hekiminden yararlanılacağı gibi, verilecek eğitimin çeşidine göre, bu hizmeti veren veya vermeye yetkili kurum, kuruluş ya da firmalardan, eğitim amaçlı merkezlerden, işçi veya işveren kuruluşlarınca kurulan eğitim vakıflarından, işveren ve işçi kuruluşları veya bunlar tarafından birlikte oluşturulan ortak eğitim merkez ve birimlerinden, iş sağlığı ve güvenliği konularında İş Müfettişi olarak görev yapmış olanlardan yararlanılabilir. Uzman kişi veya kuruluşlardan hizmet alınması durumunda çalışanlara verilecek eğitimin, bu Yönetmeliğin 4. maddesinde belirtilen hususları kapsayacak şekilde uygulanmasından işveren sorumludur (ÇİSGEUEHY md.15).
İşyerlerinde düzenlenen eğitimler belgelendirilir ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanır. Eğitim sonrası düzenlenecek belgede, eğitime katılan kişinin adı, soyadı, görev unvanı, eğitimin konusu, süresi, eğitimi verenin adı, soyadı, görev unvanı, imzası ve eğitimin tarihi yer alır (ÇİSGEUEHY md.17).
İşveren, çocuk ve genç işçilere, çalıştırmaya başlamadan önce işyerindeki riskler, işe uyum ve kanuni hakları ile işin niteliğine göre gerekli iş başı eğitimlerini verir.
İşveren, çocuk ve genç işçinin işe başlamasından önce veya çalışma esnasında, çalışma koşullarında değişiklik olması gerektiği hallerde, bu değişikliği yapabilmesi için aşağıdaki hususları göz önünde bulundurmalıdır;
a) İşyeri ve işin yapıldığı yerin uygunluğu ve tanzimi,
b) Kullanılan iş ekipmanlarının şekli, sırası ve bunların kullanılış biçimleri,
c) İş organizasyonları,
d) Çocuk ve genç işçilere verilen eğitimin ve talimatların düzeyi.
Değerlendirmeye göre çocuk ve genç işçilerin fiziki veya zihinsel gelişmeleri ile güvenlikleri yönünden risk tespit edilirse, en kısa sürede gerekli tıbbi kontrollerin yapılması gerekmektedir(ÇGİÇUHY m.13).
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca;
“…
b) Çalışan çocuk ve gençlere yönelik olarak çalışma ilişkileri, iş sağlığı ve güvenliği, yasal hakları ve benzeri konularda eğitim seminerleri düzenler ve çalışan çocuk ve gençlerin bu programlara katılımının sağlanması için gerekli tedbirleri alır.
c) Çocuk ve genç çalıştırılan işyerlerinde ve işlerde, kontrol ve denetim yetkisi bulunan kurum ve kuruluşlarda konu ile ilgili çalışanlara bu konudaki mevcut yasal düzenlemeler ve bunların uygulanması ile gerekli diğer hususlarda eğitim semineri verir”(ÇGİÇUHY md.14).
İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğe (İSGBOSGBY) göre; İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak üzere işin normal akışını aksatmamak şartıyla ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla, eğitim, danışmanlık ve bilgilendirme görevleri ile benzeri diğer görevleri yerine getirmekle yükümlüdür (İSGBOSGBY md.18).
İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimi; işçilerin iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini ve bilgilendirilmelerini sağlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü konuda danışmanlık yapar (İSGBOSGBY md. 21).
İşyeri hekimleri, iş sağlığı hizmetleri kapsamında verdiği eğitim, danışmanlık, bilgilendirme görevleri vardır (İSGBOSGBY md.32).
Böylece işverenlere, çalıştırdıkları işçilere iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirme ve eğitim yükümlülüğü getirilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği dışında kalan eğitim konularda işverene açık yasal bir yükümlülük verilmemektedir. Ancak yasal yükümlülük verilmemesi işverenin inovasyon ve oryantasyon eğitimi düzenlemeyeceği veya yasaklandığı anlamına gelmemektedir. Bilakis işçinin ve işgücünün gelişimini sağlayacak eğitim faaliyetleri düzenlemesi, işverenin yönetim ve gözetim ilkelerinin sorumluluğu gereğidir.
III- ÇALIŞMA SÜRESİ ve SİGORTA PRİMİ
A- İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİM SÜRELERİ
İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinde(İKİÇSY): “Çalışma süresi, işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir. İş Kanunu’nun 66. maddesinin birinci fıkrasında yazılı süreler de çalışma süresinden sayılır(İKİÇSY m.3/1). İş Kanunu’na göre: İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler çalışma süresinden sayılmaktadır(İK m.66/1-d). Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile dinlenme saatleri işyerlerinde işçilere uygun araçlarla duyurulur((İKİÇSY m.8/1). İşveren, işçilerin çalışma sürelerini uygun araçlarla belgelemek zorundadır(İKİÇSY m.9/1).
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte(ÇGİÇUHY), 4857 sayılı İş Kanunu’nun 66. maddesine göre çalışma süresinden sayılan hallerin yanısıra;
a) İşverenin vermesi gereken eğitimlerde geçen süreler,
b) İşverenin işyeri dışında gönderdiği kurslar ve toplantılarda geçen süreler ile yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen mesleki eğitim programlarında geçen süreler,
c) Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından çalışan çocuk ve gençler ile ilgili olarak düzenlenen konferans, kongre, komisyon ve benzeri toplantılara temsilci olarak katılmaları nedeniyle işlerine devam edemedikleri süreler,
çalışma süresinden sayılır(ÇGİÇUHY m.7).
Yukarıda açıklanan mevzuat çerçevede, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri yasal bir zorunluluktan kaynaklanması nedeniyle, eğitimde geçen süreler çalışma süresinden sayılmaktadır. Eğitim süresince, çalışma süresini aşan süreler için fazla mesaiye işçi hak kazanmaktadır. Çalışma süreleri ve fazla mesaiye ilişkin ücretlerin dışında işveren eğitim nedeniyle ayrıca işçiye eğitime katılım nedeniyle ödeme yapması söz konusu olabilir. Eğitim süresince ödenen, çalışma süreleri, fazla mesai, ödenmiş ise eğitim bedeli sigorta primine esas kazanca dâhil edilmelidir.
B- İŞ SÖZLEŞMESİNDE YER VERİLMESİ(İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DIŞINDA KALAN EĞİTİMLERE)
İş Kanunu’na göre; İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tabi değildir (İK md.8/1). Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur (İK md.8/3).
İş sözleşmeleri temelinde işçinin işverene bağımlı olarak iş görmesini, işvereninde yapılan iş karşılığında ücret ödenmesi esasına dayanmaktadır. İş sözleşmesinde, katılınacak eğitimin çalışma süresinden sayılmasına ilişkin hükümlere yer verilmesi durumunda, işverence görevlendirmek suretiyle işçilerin katıldığı eğitimler, işverenin yönetim ilkesi gereği işçilerin yerine getirmesi gerekir. Ancak iş sözleşmesine veya yasalara aykırı bir husus söz konusu ise işçi bu eğitim toplantısı görevini kabul etmeyebilir. İş sözleşmesi ve İş Kanunu hükümleri çerçevesinde işveren tarafından işçiye verilen talimat sonucu, bilgi ve performansını artırıcı mahiyette toplantıya işçinin katılması üzerine toplantıda geçen süreler çalışma süresinden sayılması gerekiyor. Böylece haftalık çalışma süresini aşan eğitim süreleri için fazla mesai ödemesi yapılması gerekmektedir.
İş sözleşmesinde eğitim süreleri çalışma sürelerinden sayılmadan, eğitimler için günlük veya tamamı üzerinden bir ödeme öngörülmüş olunabilmektedir. İşçiye, görevlendirilme gereği verilen eğitim bedeli, iş sözleşmesinde belirtilmiş ise sözleşme bedeli üzerinden ödenmeli; yapılan ödemeler sigorta primine dahil edilmelidir.
C- İŞ SÖZLEŞMESİNDE YER VERİLMEME HALİ(İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DIŞINDA KALAN EĞİTİMLERE)
İş sözleşmesinde eğitime ilişkin maddelere yer verilmemiş ise işçinin bilgi ve performansını arttırıcı eğitimlerde geçireceği süreler, çalışma sürelerinden sayılacak mıdır? Bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2007/6044, K. 2007/15197 ve 15.05.2007 tarihli Kararı’nda işveren tarafından, işçinin bilgi ve performansını artırıcı mahiyette düzenlenen toplantıların çalışma süresinden sayılıp sayılmayacağını değerlendirmiştir. Yerel mahkeme; davacı işçinin işverence şehir dışında yılda 3-4 defa düzenlenen toplantılara eğitim amaçlı olarak katıldığı gerekçesiyle bu süreye karşılık olmak üzere haftada 1 saat fazla çalışma ücreti hesaplamıştır. Yargıtay; davacı işçinin belirtilen süre içinde fiilen çalışmadığını ve işverene belirtilen anlamda bir fayda sağlamadığını belirterek, davacının bilgi ve performansını artırma amacıyla yapılan bu tür toplantılarda geçen sürenin, fazla çalışma olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir[1].
Yargıtay’ın kararına bakılacak olursa, eğer eğitimin amacı İş Kanunu ve ilgili mevzuatında sayılan iş sağlığı ve güvenliği mükellefiyeti mahiyetinde olan eğitim çalışması ise burada geçen sürenin çalışma süresinden sayılması gerekecektir. Ancak yapılan eğitim, iş sağlığı ve güvenliği düzleminde olmayıp, işçiye yeni bir program, sistem, organizasyon tanıtımı ve oryantasyonuna ilişkin olursa işte o durumda yapılan eğitimi işçinin bilgi ve performansını artırıcı eğitim olarak kabul etmek mümkün olacaktır[2].
Yargıtay dosyaya özgü verdiği karar, şehir dışında işçinin bilgi ve performansını artırıcı mahiyette toplantıya katılması haline yöneliktir. Olayın özüne gidildiğinde işçinin katıldığı toplantıya, işveren tarafından yapılan bir görevlendirme ile mi, yoksa kendi isteği ile mi katılıp katılmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. İşveren tarafından yapılan bir görevlendirme ile işçinin toplantıya katılması hali çalıştığı işle ilgili olmadığından çalışma süresi olarak sayılmamaktadır. Bu nedenle Yargıtay, işçinin fazla mesaiyi hak kazanmadığına hükmetmektedir.
Yargıtay Kararı içtihatlaşmadığı için bağlayıcılığından da söz edilememekle birlikte; hukuksal bakışı yansıtması bakımından son derece önemli sonuçlar doğurmakta. Yargıtay kararı doğrultusunda işlem yapılması halinde fazla mesai ödenmemesi gerekmektedir. Karar, işçinin işveren tarafından yapılan bir görevlendirme sonucunda sunulan hizmet karşılığını isteyemeyeceği anlamına gelmemektedir. İşçi, iş sözleşmesinde belirlenmese dahi, işveren adına gerçekleştirdiği görev karşılığı hak ettiği ücreti isteyebilir. Bu nitelikte yapılan ödemeler sigorta primine esas kazanca dahil edilmelidir.
İşveren tarafından yapılan görevlendirme üzerine, işçinin eğitime katılması ve katıldığı eğitim karşılığında işçinin her hangi bir ücret talebinde bulunmayacağını beyan etmesi halinde, işçi alacağından vazgeçtiğini kabul edilmelidir. Böylece işçiye fazla mesai ve eğitim bedeli ödenmesine gerek bulunmamaktadır.
D- YOLLUK
İşçiye, işverence görevlendirilme gereği verilen ulaşım, yemek, konaklama, eğitim bedeli(eğitim kurumuna) sigorta primine dahil edilmediğinden, sigorta primi kesilmeyecektir. Ödenecek tutar, iş sözleşmesinde belirtilmiş ise sözleşme üzerinden; iş sözleşmesinde belirlenmemiş ise tarafların kabul edebileceği uygun bir bedel üzerinden ödenmesi gerekmektedir.
E- İŞÇİNİN KENDİ İSTEĞİYLE İLE EĞİTİME KATILMASI
İşverenden bağımsız, görevlendirme yapılmadan, işçinin kendi isteği ile gittiği eğitim toplantısında, işçinin ücrete ilişkin herhangi bir isteği söz konusu değildir.
IV- SONUÇ
Yasal yükümlülükten kaynaklanan iş sağlığı ve güvenliği eğitim toplantı ve seminerlerine katılan işçilerin, eğitim süreleri çalışma sürelerinden sayılmaktadır. Bu nedenle, haftalık çalışma sürelerini aşan süreler için fazla mesai ücreti ödenmesi gerekmekte, fazla mesai ücretleri sigorta primine esas ücrete dâhil edilmelidir.
Yasal yükümlülük dışında işçinin bilgi ve performansını artırıcı mahiyette düzenlenen eğitim amaçlı toplantıların;
a) İş sözleşmesinde çalışma süresinden sayılması halinde, eğitim toplantıları çalışma sürelerinden sayılmalı, haftalık çalışma sürelerini aşan süreler için fazla mesai ücreti ödenmesi gerekmekte, fazla mesai ücretleri sigorta primine esas ücrete dâhil edilmelidir.
b) İş sözleşmesinde her hangi bir düzenleme yapılmamış ise işçiye işverence görevle eğitim toplantısına gönderilmesi nedeniyle, haftalık çalışma süresini aşan süreler için fazla mesai ücreti verilmeyecek, ancak eğitime katılma ücreti ödenmesi gerekir. Bu ücret sigorta primine esas kazanca dâhil edilmelidir.
İş sözleşmesinde eğitime ilişkin düzenleme bulunsun veya bulunmasın, işçinin eğitim süresinde işte çalışmadığı gerekçesiyle eksik gün, ücret kesintisi yapılmamalıdır. Zira işçi eğitimde işveren emrinde bulunmakta, iş sözleşmesi devam etmektedir. İşçi lehine yorumlama ilkesi gereği, eğitim süresini çalışmış kabul edilmesi değerlendirilmelidir. Yargıtay’ın vermiş olduğu karar fazla mesaiye ilişkin olup, çalışma süresini kapsamadığı düşünülmektedir. İşçiye verilen yolluklar sigorta primine dahil edilemeyecektir.
İşçinin katıldığı eğitimlere ilişkin yapılan ödemeler ve eğitimin içeriğine ilişkin belgelerin, işçinin dosyasına eklenmesi, ileride çıkabilecek uyuşmazlıklar için önemlidir.
İşverenin görevlendirmesi dışında, işçi kendi isteği ile eğitim toplantısına katılmış ise işverenden herhangi bir ücret talep edemeyecektir.
Ercüment ÖZTÜRK*
Yaklaşım
(*) SGK Başmüfettişi, Çalışma Ekonomisi Uzmanı
[1] Ali YÜKSEL - Cihan AVCI, “Personel Eğitiminde Geçen Zamanın Çalışma Süresinden Sayılmaması”, Dünya Gazetesi Personelin Eğitiminde Gecen Zamanın Çalışma Suresinden Sayılmaması
[2] YÜKSEL - AVCI, agm |