Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hissesini Devreden Limited Şirket Ortağının Ticaret Sicildeki kaydı devam ediyorsa Sigortalılığı ne olur? PDF Yazdır e-Posta
10 Mayıs 2010

Image

Eski adıyla Bağ-Kur sigortalılığı, yeni adıyla 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık (kısaca 4/b sigortalılığı) türünde, kişilerin hizmet süreleri sigortalılıklarında esas alınan kayıt ve belgelere göre tespit edilmektedir.

Ticaret hayatımızda en yaygın ve sayısı en fazla olan limited şirketlerin bütün ortakları, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında zorunlu olarak sigortalı kabul edildikleri için, limited şirket ortaklarının hizmet süreleri de, sigortalılıklarına dayanak teşkil eden kayıt ve belgelere göre belirlenmektedir.

5510 sayılı Sosyal Güvenlik Reform Yasası’nda ve bu yasaya istinaden çıkarılan yönetmelik, tüzük ve genelge gibi ikincil mevzuatlarda, limited şirketlerin sigortalılıklarının hangi kayıt ve belgelere göre başlatılıp hangi kayıt ve belgelere istinaden sona erdirileceği açıkça belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) söz konusu mevzuatlarında, hissesini devreden limited şirket ortağının ticaret sicildeki kaydı devam ediyorsa sigortalılığının ne olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu çalışmamızda, SGK mevzuatlarında yer almayan bu konunun açıklaması üzerinde durmaya çalışacağız.

II- LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ HİSSE DEVRİYLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR


6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 518. maddesinde limited şirket ortaklarının paylarını nasıl devredebilecekleri, 520. maddesinde ise, limited şirketlerde hisse devrinin hangi hallerde ve şartlarda yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 518. ve 520. maddesindeki esaslar dahilinde limited şirket ortağının şirketteki pay devrinin nasıl yapılacağını izah edelim.

Limited şirketlerdeki hisse devri için öncelikle devredecek ve devralacak ortak arasında yazılı bir sözleşme yapılmalı ve devir sözleşmesindeki imzalar notere tasdik ettirilmelidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesinde; “Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmez.” şeklindeki bu hükümden dolayı, pay devirlerinde şekil şartının yerine getirilmesi kanuni bir zorunluluktur. Pay devrinde bu şekil şartının yerine getirilmemesi durumunda devir, hem taraflar arasında hem de şirkete karşı bir hüküm ifade etmez.

Limited şirketlerdeki hisse devrinde ikinci aşama; devrin şirkete bildirilmesi ve pay defterine işlenmesidir. Devrin kimin tarafından şirkete bildirileceği konusunda net bir hüküm bulunmamakla birlikte, devir işlemi devreden ve devralan taraflardan her ikisini de bağlayacağı için, her iki tarafça yazılı olarak şirkete bildirilmesi yerinde olacaktır. Pay devrine ilişkin bildirim, yazılı olarak şirketin tüzel kişiliğine ve noter devir sözleşmesinin şirkete verilmesi suretiyle yapılmalıdır.

Şirkete yapılan bildirimin akabinde şirketteki ortaklar genel kurulunca devre muvafakât edilmesi halinde, hisse devrinin pay defterine kaydı yapılır. Hisse devri işlemi devrin pay defterine işlenmesinden sonra geçerli hale gelir. Devrin pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklar kurulu toplantısına, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerekir. Ortaklar kurulu karar tarihinin hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarih veya daha sonraki bir tarih olması gerekliliğine dikkat edilmelidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesinde; “Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder.” şeklindeki hükümden de anlaşılacağı üzere, hisse devrinin şirket açısından hüküm ifade edebilmesi için, şirkete bildirilmesi ve pay defterine kayıt edilmesi yasal bir zorunluluktur.

Alınan ortaklar kurulu kararı limited şirketin bağlı bulunduğu ticaret sicil memurluğunca tescil edilerek onaylanır ve bu aşamadan sonra pay devri işlemi resmi bir nitelik ve aleniyet kazanır. Kötü niyetli olmamak kaydıyla, pay devrine ilişkin üstte yaptığımız sıralı devir işlemlerindeki aşamaların sırasının değiştirilmesi pay devir sözleşmesinin geçerliliğini etkilemez.

Uygulamada, bazen limited şirket ortaklarının notere gidip birisi şu miktardaki hissesini devrettiğini diğeri de şu miktardaki hisseyi devraldığına yönelik sözleşme imzalamakta ve bundan başka pay devri ile ilgili herhangi bir işlem yapmamaktadırlar. Ancak üstte de belirttiğimiz gibi, Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesi I. fıkrasında; payın devrinin şirkete karşı ancak bildirilmesi ve pay defterine işlenmesi halinde geçerli sayılacağı hüküm altına alındığı için, pay devralan ve pay devreden kişilerin noterden bile olsa şirkete bildirilmeyen kendi aralarındaki pay devri işlemleri, hukuken geçersiz sayılmaktadır.

III- HİSSESİNİ DEVREDEN LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ SİGORTALILIĞININ SONA ERMESİ

Limited şirket ortaklarının 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008’den sonraki hisse devri durumlarında, sigortalılıklarıyla ilgili uygulanacak işlemler 5510 sayılı kanun hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.

5510 sayılı Kanun’un “Sigortalılığın Sona Ermesi” başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasında; “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; …b) 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların; …3) …Limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten,…itibaren sona erer.” hükümleri bulunmaktadır.

Hissesinin tamamını devreden limited şirket ortaklarının sigortalılıklarının hangi kayda göre ne şekilde sona erdirilmesiyle ilgili kanun metninde yer alan bu hüküm, 28.08.2008 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 14. maddesi ç-3 bendi ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 05.03.2009 tarihli ve 2009/37 sayılı Genelgesi’nin 3.5.3. başlıklı bölümünde daha tafsilatlı olarak ele alınıp ifade edilmiştir.

Söz konusu yönetmelik ve genelge hükümlerine göre, şirketteki hissesini devreden limited şirket ortaklarının 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları, hisse devrine ilişkin alınan ortaklar kurulu kararı ile hissenin devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin ve devrin pay defterine işlendiği sayfanın birer suretlerinin Kuruma (SGK’ya) birlikte ibraz edilmesi veya hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise, ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi kaydıyla, ortaklar kurulu karar tarihi itibarıyla sona erdirilmektedir.

Bahse konu yönetmelik ve genelge hükümlerinde dikkati çeken husus, limited şirketteki hissesini devreden kişinin sigortalılığı sona erdirilirken asıl olarak itibar edilecek kayıt ve tarihin, ortaklar kurulu karar tarihi olduğudur. Noter devir sözleşmesinin, pay defterinin ilgili sayfasının sureti ile ticaret sicil gazetesinin SGK’ya ibraz yükümlülüğü şartı ise, yapılan hisse devir işlemlerinin gerçek olup olmadığı ve devrin şekilsel prosedürlere uygun olup olmadığına kanaat getirmek içindir.

Bu itibarla, limited şirketteki hissesini devreden kişinin 5510 sayılı kanun kapsamındaki sigortalılığı sona erdirilirken, noter devir sözleşmesi tarihinin, hisse devrinin pay defterine işlenme tarihinin ve ticaret sicil gazetesinin tarihi ne olursa olsun, ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle (ortaklar kurulu karar tarihi esas alınarak) sigortalılığının sona erdirilmesi yasal bir zorunluluktur (5510 sK. md. 9)

IV- HİSSESİNİ DEVRETTİĞİ HALDE TİCARET SİCİLDEKİ KAYDI DEVAM EDEN ORTAĞIN SİGORTALILIK DURUMU

Üstte de belirttiğimiz gibi limited şirket ortaklarının hisse devir işlemleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesindeki hükümler çerçevesinde yapılmaktadır. Söz konusu madde metni hükümlerini incelediğimizde hisse devri işlemi sırasıyla; taraflar arasında yazılı anlaşma yapılması, imzaların noterce onaylanması, devrin şirkete bildirilmesi, ortaklar genel kururunda karar alınması, pay defterine kayıt edilmesi ve pay devrinin ticaret sicile tescili şeklinde olmaktadır.

Hisse devri ile ilgili üstte saydığımız silsileden anlaşılacağı üzere, hisse devrinin ticaret sicile tescil edilmesi hisse devriyle ilgili yapılması gereken son işlem (prosedür) olup, devir işleminin üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmesi ve aleniyet kazanması bakımından oldukça önemlidir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 32. maddesi gereği, hisse devrinin 15 gün içinde ticaret sicile bildirilmesi ve tescil edilmesi gerekmektedir. Madde metninde 15 günlük sürenin başlangıcı olarak ise, tescile tabi hususun vuku bulduğu, tamamlanması bir senet veya vesikanın tanzimine bağlı olan hususlarda bu senet veya vesikanın tanzim olunduğu tarih olarak belirlenmiştir.

Ancak, her ne kadar şirket payının devri işlemi, ticaret sicile tescil ile tamamlansa da, Türk Ticaret Kanunu’nun şirketteki hisse devirleriyle ilgili hükümleri düzenleyen 520. maddesinde, devrin hangi hallerde ve şartlarda yapılabileceği, şekil ve geçerlilik şartları düzenlenmesine rağmen, devrin ticaret siciline işlenmeyle son bulacağı veya devrin ticaret sicile işlenmesi gerektiğine yönelik bir hüküm ya da zorunluluk bulunmamaktadır. Yani, Türk Ticaret Kanunu şirket hissesi devirlerinde tescil ve ilan zorunluluğu getirmediği gibi böyle bir görevi de, ne şirket müdürüne, ne devredene veya devralana, ne de ticaret sicil memurluğuna vermemiştir.

Kaldı ki, Türk Ticaret Kanunu’nun 32. maddesinde, şirket hissesinin başkasına devredildiği tarihten itibaren 15 günlük süre içinde ticaret sicil memurluğuna bildirilip tescil edilmesi zorunlu tutulmasına rağmen, Türk Ticaret Kanunu’nun “İlgililerin Cezai ve Hukuki Mesuliyeti” başlıklı 40. maddesinde; bahse konu bildirime uymayanlarla ilgili herhangi bir cezai müeyyide yer almamaktadır.

Ancak bu konuda bir hususun karıştırılmaması gerekir. Şöyle ki; Türk Ticaret Kanunu’nun 519. maddesi 2. fıkrasında; “Her takvim yılı başında ticaret sicil memuruna, ortakların ad ve soyadlarını, her ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarını ve buna mahsuben ödediği kısmı gösterir ve müdürler tarafından imzalanmış bir liste verilir. Son listenin tevdi tarihinden itibaren her hangi bir değişiklik olmamışsa liste verilmez. Yalnız, bir değişiklik olmadığı dilekçe ile bildirilir.” şeklinde yer alan düzenleme[1], ticaret sicil görevlileri tarafından ortakların pay durumlarının öğrenilmesi ve ortaklıklarının devam edip etmediğinin her yıl mutad aralıklarla kontrolünü sağlamak amacıyla konulmuş bir düzenleme olup, anılan fıkradaki ifadeler hisse devrine ilişkin bir yükümlülük veya hüküm içermemektedir.

İşte, Türk Ticaret Kanunu’nun üstte bahsini ettiğimiz hükümleri gereği, limited şirketteki hissesini devreden kişinin pay devir işlemini ticaret sicile tescil ettirmesi yasal bir zorunluluk olmadığı gibi, pay devir işleminin ticaret sicile tescil ettirilmemesinin cezai bir müeyyidesi de bulunmadığından, bu hususlar göz önünde bulundurularak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, hisse devir işlemlerinde ticaret sicile tescil zorunluluğu zımnen konulmamıştır.

Dolaysıyla, limited şirketteki hissesini devreden kişilerin ticaret sicildeki kayıtları devam etse bile, ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sigortalılıklarının sona erdirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, hissesini devreden limited şirket ortağının ticaret sicildeki kaydı devam etse bile, ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sigortalılığının sona erdirilmesi gerektiği, 28.08.2008 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 14. maddesi ç-3 bendi ile SGK’nın 2009/37 sayılı Genelgesi’nin 3.5.3. başlıklı bölümünde dolaylı ve zımni olarak ifade edilmektedir.

Şöyle ki; bahsi geçen yönetmelik ve genelge hükümlerinde aynen; “limited şirket ortaklarının sigortalılıkları hisse devrine ilişkin alınan ortaklar kurulu kararı ile hissenin devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin ve devrin pay defterine işlendiği sayfanın birer suretlerinin birlikte ibraz edilmesi veya hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi kaydıyla ortaklar kurulu karar tarihi itibarıyla sona erer.” hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere dikkat edilirse, limited şirketteki hissesini devreden ortağın sigortalılığı sona erdirilirken Sosyal Kurumu tarafından zorunlu olarak istenilen kayıt ve belgeler arasında, aynen Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesinde bulunan hisse devriyle alâkalı şekil ve geçerlilik şartlarına paralel kayıt ve belgeler yer almış, ortağın hisse devrinde ticaret sicil gazetesinin ibrazı ise, “veya” ibaresinden de anlaşılacağı üzere, istisnai bir durum olarak hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise istenilmiştir.

Özetle, anılan yönetmelik ve genelge hükümlerine göre, hisse devreden ortağın sigortalılığı ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sona erdirildiği ve sigortalılık sona erdirilirken ticaret sicil kayıtlarına göre sona erdirilmediği için, devrin ticaret siciline işlenmesi ve bu devrin ticaret sicile tescil edildiğine dair ticaret sicil gazetesi SGK tarafından ilgili kişilerden mutlaka istenilmemektedir. Ticaret sicil gazetesinin ibrazı ancak hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise istenilmektedir.

V- SONUÇ

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, limited şirketteki hissesini devreden kişinin hisse devrini ticaret siciline tescil ettirme gibi zorunluluğu bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun “Devir” başlıklı 520. maddesinde; limited şirketlerde hisse devrinin yazılı şekilde yapılması, imzaların noterce onaylanması, devrin şirkete bildirilmesi, ortaklar genel kururunda karar alınması ve pay defterine kayıt edilmesi gibi zorunluluklar bulunduğu ve devrin ticaret sicile tesciline dair bir zorunluluk bulunmadığı için, 5510 sayılı kanunda da şirketteki hissesini devreden ortağın sigortalılığı sona erdirilirken Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerine paralel olarak TTK’da hisse devriyle ilgili aranılan kayıt ve belgeler ilgili kişilerden istenilmiş ve pay devreden ortağın sigortalılığının ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sonlandırılması hüküm altına alınmıştır. Hissesini devreden limited şirket ortaklarının sigortalılıklarının sona erdirilmesinde ise, ticaret sicil kayıtları esas alınmamıştır.

Bu bakımdan, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalı olan bir limited şirket ortağının, şirketteki hissesini başkasına devrettiği halde, devrini yaptığı şirket hissesiyle ilgili ticaret sicilde kaydı devam ediyorsa, sigortalılığının ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sona erdirilmesi ve devam eden ticaret sicil kaydına SGK tarafından itibar edilmemesi gerekmektedir.

Vakkas DEMİR*
Yaklaşım

(*) Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi

[1] Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 71. maddesinde de benzer hükümler ve ifadeler yer almaktadır.