Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yıllık izinde tereddütlü konular PDF Yazdır e-Posta
10 Mayıs 2010

Image

'10 soruda yıllık izin uygulaması' başlıklı bir önceki yazımızda, yıllık izin konusunda çalışanların tereddüt yaşadığı konulara değindik.

Ancak gelen sorulardan, özellikle iki konuda hâlâ bazı tereddütlerin yaşandığını gördük. Bunlar;

1- Yıllık izindeki çalışan için iş kazası ve meslek hastalığı primi ödenir mi?

2- İşten ayrılan işçi, aynı işyerinde yeniden çalışmaya başlarsa yıllık izin hesabında önceki çalışmaları dikkate alınır mı?

Bu iki soruyu çalışanlardan ziyade işveren ve insan kaynakları yönetici/uzmanlarının yönelttiğini de ekleyelim.

Öncelikle birinci sorudan başlarsak, 4857 Sayılı Kanun'un 61. maddesi çok açık bir şekilde, "Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunur" diyor. Yani işverenler, yıllık ücretli izne gönderdikleri çalışanları için iş kazası ve meslek hastalıkları primlerini ödemeyecekler. Bu hükmün hâlâ yürürlükte olduğunu da ekleyelim. Zira sosyal güvenlik reformu sonrasında, diğer kanunlarda eski 506 Sayılı Kanun'a yapılan atıflar yeni 5510 Sayılı Kanun'a yapılmış sayılıyor. (5510/104.md)

Gelelim Sosyal Güvenlik Kurumu'nun uygulamasına. SGK, konuya ilişkin yayınlamış olduğu tebliğinde ilk önce eski uygulamayı devam ettirerek, yıllık izinde iş kazası ve meslek hastalığı primi ödenmez diyor. Fakat daha sonra 23.11.2008 tarihinde bu görüşten vazgeçerek, yıllık izinde de iş kazası ve meslek hastalığı primlerinin kesileceğini öngörüyor. SGK, bu uygulamasına 5510 Sayılı Kanun'un 80. maddesindeki, "Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz" hükmünü esas alıyor. Oysa bu hüküm iki sebeple uygulamaya esas teşkil edemez. Birincisi, 80. maddedeki hüküm, çalışanlara yapılacak ücret ve ücret dışı ödemelerden hangilerinin prime tabi olup hangilerinin muafiyet ve istisna kapsamında olduğunu düzenliyor. Yani sigorta kolları bakımından istisna ve muafiyetleri düzenlemiyor. İkincisi ise yasa koyucu, 4857 Sayılı Kanun'un 61. maddesini yürürlükten kaldırmak isteseydi, yüzlerce yasa maddesinde olduğu gibi bu madde için de bir ilga hükmü koyardı. Eğer aksini düşünecek olursak, yani zımni ilga yolu tercih edilmişse, bugün OYAK'ın da tasfiye edilmiş olması gerekirdi (5510/99. md. gereği).

Okurlarımız, 'yıllık izinde ödenen ücretten iş kazası ve meslek hastalığı primi kesilse ne olur, kesilmese ne olur' diyebilirler. Birkaç kişinin çalıştığı işyerlerinde bunun çok fazla önemi yok. Ancak örneğin 1000 kişinin çalıştığı bir maden işyeri işvereni, yıllık izindeki çalışanlar için iş kazası ve meslek hastalığı primi de ödediği takdirde, her yıl fazladan 65-70 bin TL ödemiş olacak. (ortalama 1500 TL brüt ücret ve ortalama 20 gün ücretli izin için)

Ayrıldığı işyerinde yeniden başlayanın yıllık izin hesabı

Gelelim ikinci konumuza. Bir önceki yazımızda, işten ayrılıp ya da emekli olup sonra yine aynı işyerinde çalışmaya başlayan işçiler için yıllık izin hesabının, sıfırdan başlanarak yapılacağını belirtmiştik. Ancak kimi okurlarımızdan, bunun aksinin geçerli olduğu yönünde itirazlar aldık. Hemen belirtelim ki bu konudaki genel uygulama ve yargı kararları bizim tespitimiz doğrultusundadır. Burada genel kural, kıdeme bağlı haklarını alarak işten ayrılmış ya da emekliye ayrılmış çalışanın, aynı işyerinde yeniden çalışmaya başlaması durumunda, kıdeminin sıfırdan başlatılmasıdır. Dolayısıyla yıllık izinden kıdem tazminatına kadar her şey yeni başlamış gibi hesaplanacaktır. Bunun istisnası ise, ilk çalışması sonrası işten ayrılırken kıdeme bağlı

haklarını (izin ücreti dahil) almamış olan çalışan, yeniden aynı işyerinde çalışmaya başlarsa, yıllık izni, kıdem tazminatı vs. eski çalışmaları da dikkate alınarak hesaplanır. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2006/12556 E ve 30.01.2007 tarihli kararı da bu yöndedir.

Sadettin Orhan

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/101846-yillik-izinde-ter...