Mükellefçe Belirlenen Yöntem Yöntemsizlik Değildir |
16 Mayıs 2010 | |
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı konusunda 2007 yılında yapılan düzenlemelerin en önemli özelliklerinden birisi, konu ile ilgili ispat yükümlülüğünün mükellefe verilmiş olmasıdır. Bu tarihten itibaren transfer fiyatlandırmasına konu bir işlemi olan tüm mükelleflerin, gerek kurumlar vergisi beyannamesinin 2 numaralı eki, gerekse yıllık transfer fiyatlandırması raporu aracılığı ile ilişkili işlemlerini ve bu işlemlerde uyguladığı yöntemleri düzenli olarak beyan etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Transfer fiyatlandırması yöntemleri ile ilgili mükelleflerin bilgilendirilmesi, büyük ölçüde 1 Seri Numaralı Transfer Fiyatlandırması Genel Tebliği vasıtası ile gerçekleştirilirken bu tebliğde hem yöntemler hem de yöntemlerin uygulama alanlarına dair bilgiler verilmiştir. Söz konusu tebliğde mükelleflere yol göstermesi amacıyla üç geleneksel, iki de kâra dayalı yöntem olmak üzere beş yöntem ismi zikredilmiş, bunun yanı sıra "Mükellefçe Belirlenen Yöntem" başlığı altında, mevcut yöntemlerin yetersiz kalması durumunda emsal bedel veya fiyata ulaşmak için belirlenecek ve daha doğru sonuç verdiğine inanılan bir yöntemin de uygulanabileceği ifade edilmiştir. Mükellefçe Belirlenen Yöntem gerçekten de mevcut yöntemlerle açıklanması mümkün olmayan fakat tutarlı bir açıklaması olan türde ilişkili işlemlere sahip olan şirketler için önemli bir haktır. Ancak bir yandan mükelleflerin konu ile ilgili fazla tecrübeli olmamaları diğer yandan da konunun ilgili tebliğlerde yeterince açıklamamış olması nedeniyle yanlış anlaşılma ve yanlış uygulamalara oldukça müsait bir alan olarak dikkat çekmektedir. Mükellefçe Belirlenen Yöntem Nedir? Transfer fiyatlandırması formunun yöntemler bölümündeki haliyle mükellefçe belirlenen yöntem, adeta bir altıncı yöntem izlenimi vermektedir ama aslında mükellefçe belirlenen yöntem başlı başına bir yöntem değil mevcut transfer fiyatlandırması yöntemleri ile emsal bedel veya fiyata ulaşamayan mükelleflerin kendi işlemlerine uygun olarak kullandıkları her türlü yöntem için belirlenmiş ortak bir başlıktır. Dolayısıyla mükellefçe belirlenen yöntem kapsamında değerlendirilen her işlem için öncelikle iç veya dış emsallere dayanan ve sürekli uygulanan bir fiyatlandırma modeli tespit edilmeli, daha sonra mevzuatımızdaki mevcut yöntemlerin uygulanmasına olanak vermeyen özel durumlar açıklanmalı ve bu yöntemin seçilme nedenleri ile uygulama esasları ile ilgili bilgi ve belgeler hazır edilmelidir. Bu konuda en sık yapılan hatalardan birisi gerçek bir fonksiyon-risk analizi çalışmasına dayanmayan ve uygulanma nedenleri açıkça belirlenmeyen kimi ilişkili işlemler için mükellefçe belirlenen yöntemin uygulandığının beyan edilmesidir. Diğer Ülkelerde Mükellefçe Belirlenen Yöntem Söz konusu düzenlemenin diğer OECD üye ülkelerindeki uygulamaları incelendiğinde mali idarelerin iki farkı anlayışa sahip oldukları görülmektedir. İtalya ve Rusya mali idareleri mükelleflerine geleneksel yöntemlerin dışında – Küresel Bölüşüm Yöntemi – Kâr Telafisi Yöntemi – Sermaye Dönüşü Yöntemi – Brüt Kâr Telafisi Yöntemi – İkinci Üretim Yöntemi gibi alternatif yöntemler önerirken ülkemizde ve Portekiz’de mükelleflere "diğer yöntemler" seçeneğini sunulmuş yöntem isimlerinin belirlenme hakkı mükelleflere bırakılmıştır. Konu ile ilgili çeşitli ülkelerde farklı düzenlemeler olmakla birlikte tüm uygulamaların ortak yanı, mükellefçe belirlenen yöntemlerin ancak ve ancak öncelikli yöntemler olan Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi, Maliyet Artı Yöntemi ve Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi’nin uygulanamadığı işlemler için kullanılabilecek olmaları ve bu kapsamda verilecek bilgilerde bu yöntemin neden seçildiği, emsal fiyat veya bedele ulaşırken hangi verilerin baz alındığı ve nihayetinde karşılaştırılabilirlik analizine uygun olacak şekilde hangi iç veya dış emsallerin kullanıldığı detaylı bir şekilde açıklanma zorunluluğudur. Mükellefçe belirlenen yöntemin yurt dışındaki uygulamaları da bize göstermektedir ki bazı mali idareler mükelleflerine doğrudan ek yöntem isimleri sunmakta, bazıları da, bizim mali idarenin uygulamalarına paralel olarak, mükellefçe belirlenen yöntem kapsamında bu isimleri mükelleflerden beklemektedir. Mükellefçe Belirlenen Yöntem Dikkat Çekici Bir Uygulamadır Mükellefçe belirlenen yöntemin uygulama alanının çok dar ve işlem konularının çok özel olması nedeniyle bu kapsamda beyan edilen ilişkili işlemler büyük olasılıkla, Mali İdare tarafından mercek altına alınacaktır. Zira mevcut yöntemler vasıtasıyla emsal bedel veya fiyata ulaşılamayan bir işlemde, özellikle de yüksek meblağlar söz konusu ise, ne tür bir yöntem izlendiği inceleme yetkisine sahip kişiler tarafından öğrenilmek istenmesi oldukça olası bir durumdur. Sonuç olarak, mevzuatımızdaki mevcut açıklamalara göre mükellefçe belirlenen yöntem, emsal fiyat veya bedele mevcut yöntemlerle ulaşma olanağı vermeyecek derecede özellikli işlemler için geçerli ve açıklanması oldukça zahmetli bir uygulamadır. Bu nedenle mükellefçe belirlenen yöntemi bir çıkış kapısı olarak görmek ve yeterince detaylı incelenmediği için tebliğdeki beş yöntem ile açıklanamayan ilişkili işlemleri bu başlık altında değerlendirmek doğru bir yaklaşım değildir. Şayet mali idaresi bu uygulamanın gerçekten kullanılmasını bekliyorsa bu konuda daha detaylı ve bilgilendirici açıklamalar yapmalıdır. Zira hâlihazırdaki kimi uygulamalar mükellefçe belirlenen yöntemin "yöntemsizlik" olarak kullanıldığını göstermektedir. Can Nizamoğlu Dünya Gazetesi
|