Yargı Kararlarında BSMV |
19 Mayıs 2010 | |
1. Danıştay 7. Dairesi'nin E.2003/2186, K.2004/2006 sayı ve 23.6.2004 tarihli kararı "Davacı bankanın müşterileri ile yaptığı sözleşme ile belirlenen miktardaki dövizi, belirlenen bir vadede ve cari kurdan bağımsız olarak kararlaştırılan kur üzerinden (Türk Lirası üzerinden belirlenmiş birim fiyatından) müşterilerinden satın alması, yani forward işlemi; niteliği itibariyle davacı banka bakımından kambiyo alımı, müşterileri açısından da kambiyo işlemi niteliğindedir. Bu şekilde yapılan işlemler dolayısıyla BSMV doğuran olay, davacı bankaya yapılan kambiyo satışı olduğundan, verginin matrahı bu satışa ait tutardır. Bu matrah üzerinden hesaplanacak BSMV'nin oranı ise yüzde 1'dir. Bu durumda, davacı banka ile müşterileri arasında yapılan sözleşmeyle belirlenen kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alımı işlemi sonucu, banka lehine, cari kura nazaran bir fark kaldığından ve bu farkın da yüzde 5 oranında BSMV'ye tabi tutulması gerektiğinden bahisle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmemiştir."2. Danıştay 7. Dairesi'nin E.2004/483, K.2006/1380 sayı ve 26.4.2006 tarihli kararı "Bankalar Kanunu'na göre banka şubelerinin, genel müdürlükten ayrı bir tüzelkişilikleri bulunmadığından, kendi adlarına veya genel müdürlüğü temsilen bir davada taraf olmalarına olanak bulunmadığı gibi, temsili de söz konusu değildir. Bu hukuki durum karşısında, tüzelkişiliği bulunmayan banka şubesinin kendi adına açmış olduğu davanın ehliyetsizlikten reddi gerekirken işin esasından verilen vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir." 3. Danıştay 7. Dairesi'nin E.2005/1059, K.2007/5159 sayı ve 10.12.2007 tarihli kararı "Gider Vergileri Kanunu'nun 28. ve 30. maddeleri ve ayrıca VUK'nın 8. maddesi gereğince, ihracat kredilerine ilişkin BSMV'nin mükellefi, krediyi kullandıran bankadır. Kredinin kullandırılması sırasında tahsil edilmeyen bu verginin, krediyi kullanan şirket ile arasında (açık ya da kapalı, yazılı ya da sözlü olarak kurulu) özel hukuk ilişkisi bulunan davacı bankadan, mükellef olarak istenilmesinde, bir başka deyişle bankanın bu verginin mükellefi kabul edilmesi suretiyle salınan BSMV'de isabetsizlik bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir." 4. Danıştay 7. Dairesi'nin E.2006/1493, K.2008/4078 sayı ve 20.10.2008 tarihli kararı "(…) olay tarihi 2004 yılında yürürlükte bulunan 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu'nun 2. maddesinde, Türkiye'de kurulacak sigorta veya reasürans şirketlerinin anonim ortaklık şeklinde kurulmalarının şart olduğunun belirtildiği; bu hükümlere göre, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin mükellefinin anonim ortaklık şeklinde örgütlenen sigorta şirketleri olduğu; sigorta şirketleri ile yaptıkları acentelik sözleşmesi ile sigorta sözleşmesi yapma ve prim tahsil etme konularında yetkili kılınmalarının, acentelerin verginin mükellefi sayılmalarını gerektirmeyeceği; diğer bir anlatımla sözleşme ile mükellefin değiştirilmesinin olanaklı olmadığı, A veya B tipi acente olunmasının da bu hukuki durumu değiştirmediği; bu bakımdan, olayda, sigorta şirketi olmayan davacı, adına salınan verginin mükellefi olmadığından, tarh ve ceza kesme işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararı dayandığı gerekçeler karşısında hukuka uygun bulunmuştur." http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=158&H... |