Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi artışı yok, fırsat buldukça ufak ufak indirimler yapabiliriz PDF Yazdır e-Posta
21 Mayıs 2010
Krizle boğuşan birçok ülkenin vergileri artırdığını anlatan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin ise fırsat buldukça vergi konusunda ufak ufak indirimler yapabileceklerini belirtti. Forum İstanbul 2010'a katılan Babacan, Hazine'de bir sıkıntıları olmadığı için Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi ve bankacılıkla ilgili vergilerin bu kapsamda düşünülebileceğine dikkat çekti.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün, "Türkiye ekonomisinin gidişatına göre otomotiv başta olmak üzere benzeri birçok alanda vergide indirim yapabiliriz." açıklamasına bir destek de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan geldi. Babacan, "Fırsat buldukça vergiler konusunda ufak ufak indirimler yapabiliriz." dedi. Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi ve bankacılıkla ilgili vergilerin bu kapsamda düşünülebileceğini belirten Babacan, İstanbul'un, etrafındaki alternatiflere göre önemli avantajlar sunacağını söyledi. Babacan, İstanbul'u bir finans merkezi olarak görmeyi çok istediklerini dile getirdi.

Bu yıl 9'uncusu düzenlenen Forum İstanbul toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, borç stokunun arttığı bir dönemde diğer ülkelerin vergi artırımlarını gündemine aldığına dikkat çekti. Babacan, "Bu konuda IMF küresel bir vergi getirin diyor. Biz bunun öncelikle uygulanabilir olmadığına inanıyoruz. Dünyada her ülke yaparsa biz de o zaman arkasından çıkıp evet deriz. Ancak evet diyen 100 ülkeyi topladınız, kalan 80-90 ülke hayır dedi. O zaman ne olacak? Yavaş yavaş finans kuruluşları o ülkelere kayacak, işlemler o ülkelerden dönmeye başlayacak." şeklinde konuştu. Türkiye'nin Avrupa ülkelerine nazaran borç noktasında sıkıntısı olmadığı için vergilerde herhangi bir artışa gitme zorunluluğu olmadığını kaydeden Ali Babacan, "Tam tersine ileride fırsat buldukça vergilerde ufak ufak indirimler yapabileceğiz. Bu da Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran önemli bir fark olacak. Yunanistan ile ilgili tedbir paketinin bir araya getirilip uygulanmamasının Avrupa geneline etkilerinin çok büyük olacağına işaret eden Babacan, Avrupa Merkez Bankası'nın Türkiye'nin 2001 krizi öncesindeki uygulamalara benzer para basmaya başladığını hatırlattı. Bankanın geçen hafta boyunca para bastığını vurgulayan Babacan şunları söyledi: "Gerçekten bir merkez bankasının en son başvurabileceği çare. Çaresizliğin sonunda atılmış bir adım. Bakıyorsunuz Avrupa Merkez Bankası Başkanı Sayın Jean-Claude Trichet son bir yılda neredeyse 10 yıl yaşlandı. Kolay değil, yıllardır bazı ilkeleri savunacaksınız, sonra bir yılda tam tersini yapacaksınız. Allah hiçbir merkez bankası başkanını o duruma düşürmesin."

Denizbank Finansal Hizmetler Grup Başkanı Hakan Ateş ise, son birkaç yıl içinde özellikle kriz döneminde kamu bankalarının sadece mevduat toplamakla kalmadığını, döviz tevdiatı da topladığını, döviz kredisi vermeye başladıklarını, büyük projeleri fonladıklarını belirterek, "Bu bizim oyun alanımızı daraltıyor. Öyle zannediyorum ki hükümetin ekonomik politikasında bu biraz yön değiştirdi." dedi. Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan da, genelde bakıldığında kamu bankacılığının liberal ekonominin mayasına ters bir şey olduğunu, kamu bankalarının özelleşmesi gerektiğini, ancak bu konunun gündemde biraz daha kalacağını düşündüğünü kaydetti.

Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt da, "Bundan sonra dünya ekonomileri krizden çıkıp yarış başlayacak. Yarış tepeye gidilirken değil aşağı gidilirken gaza ne kadar bastığınıza bağlıdır." dedi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=986422&title=ve...