Holding Şirketlerde Yedek Akçe Ayrımı ve Kullanımı |
29 Mayıs 2010 | |
Türk Ticaret Kanunu’nda muhtelif şirket türleri kapsamlı bir şekilde düzenlendiği ve bu şirketler konusunda açık kurallar getirildiği halde, holding şirketlere, anonim şirketlerin yedek akçeyle ilgili hükümlerinin düzenlenmesi sırasında değinilmiştir. Zira, Türk Ticaret Kanunu’nun 466. maddesinin 4. fıkrasında “ikinci fıkranın 3 numaralı bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, gayesi esas itibariyle başka işletmelere iştirakten ibaret olan ‘holding’ şirketleri hakkında cari değildir.” denilmiştir. Ancak, anılan maddenin asıl amacı, holding şirketlerin yedek akçeler konusundaki durumunu düzenlemek ve holdinglere bu konuyla ilgili olarak maddenin hangi hükümlerinin uygulanmayacağını göstermektir. Yoksa, holding şirketlere uygulanacak hükümler konusunda ayrı bir düzenlemeye gidilmemiştir. Holding şirketlerin gerek sorunlarının, gerekse avantajlarının önemli bir bölümünün yasalardaki bu boşluklardan kaynaklandığı hemen hemen tüm yazarlarca ifade edilmektedir. Bu sorunlardan biri de, holdinglerin hangi şirket türü altında faaliyette bulunabilecekleridir. Ancak, uygulamada, holdinglerin anonim şirket biçiminde kuruldukları görülmektedir. Nitekim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce sadece saf holding(1) şeklinde ve anonim şirket statüsünde holding şirket kuruluşuna izin verilmektedir(2). Ancak, önceki paragrafta da belirttiğimiz üzere, holding şirketlerde yedek akçe ayrımı ve kullanımı, anonim şirketlerden bazı noktalarda ayrılmaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmamızda, Türk Ticaret Kanunu’na göre anonim şirket statüsünde faaliyet gösteren holding şirketlerde kanuni yedek akçe ayrımı ile kullanımı konusu ele alınacaktır. II- HOLDİNG ŞİRKETLERDE KANUNİ YEDEK AKÇE (KYA) AYRIMITürk Ticaret Kanunu’nun 466. maddesi gereği, anonim şirketlerin; her yıl safi(3) kârlarının yüzde beşini ödenmiş esas sermayelerinin yüzde yirmisini buluncaya kadar umumi yedek akçe -I. tertip kanuni yedek akçe- olarak ayırmaları zorunludur. Bu manada, ülkemiz uygulamasında anonim şirket olarak kurulan ve anonim şirket statüsünde faaliyet gösteren holding şirketlerin de, her yıl safi kârlarının yüzde beşini ödenmiş esas sermayelerinin yüzde yirmisini buluncaya kadar umumi yedek akçe (I. tertip kanuni yedek akçe) olarak ayırmaları gerekmektedir. I. tertip kanuni yedek akçe ya da Kanun’daki ifadesiyle “umumi yedek akçe” ayırmak için, safî kârın elde edilmiş olması yeterli ve gereklidir. Kârın dağıtılıp dağıtılmamasının, bu ayrım üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Kâr dağıtımı yapılmasa dahi, holding şirket safî kâr elde etmişse, birinci tertip kanuni yedek akçe ayrılacaktır. TTK, I. tertip KYA için bir de tavan belirlenmiştir. Buna göre, I. tertip kanuni yedek akçenin ödenmiş esas sermayenin %20’sini buluncaya kadar ayrılması gerekir. Bu tavan aşılınca zorunluluk da ortadan kalkmaktadır. Ancak, I. tertip kanuni yedek akçenin çözülüp harcanmış olması nedeniyle kanuni tavanın altına düşülmesi yahut ödenmiş esas sermaye miktarının artması durumunda, kanuni tavanı buluncaya kadar I. tertip yasal yedek akçe ayrılmasına devam edilmesi gerekir. Gene, şirket esas sözleşmesinde hüküm bulunması durumunda, kanuni tavanı aştıktan sonra dahi birinci ayrıma devam edilir. Örneğin; holding şirketin, esas sermayesi 10.000.000 TL olup, bunun 8.000.000 TL’si ödenmiş ise, I. tertip KYA ayırma zorunluluğu, anılan yedek akçelerin toplamı 1.600.000 TL oluncaya kadar devam eder, bu miktarı geçtikten sonra ise ortadan kalkar. Ancak, Türk Ticaret Kanunu, kanuni yedek akçe ayrımını sadece umumi yedek akçe ile sınırlı tutmamış, kanuni tavan aşıldıktan sonra da birinci ayrıma bazı ilavelerin yapılmasını şart koşmuştur. Buna göre, birinci tertip KYA ayrımı bakımından kanuni tavana ulaşılsa bile; 1- Hisse senetlerinin çıkarılmasında, çıkarma masrafları indirildikten sonra, itibari kıymetten fazla olarak elde edilen hasılatın itfalara veya yardım ve hayır işlerine sarf edilmeyen kısmının (emisyon priminin), 2- İptal edilen hisse senetlerinin bedellerine mahsuben yapılan ödemelerin, bunların yerine çıkarılan senetlerden elde edilen hasılat noksanı kapatıldıktan sonra, artan kısmının (ıskat kazancının), 3- Safi kârdan, birinci fıkrada yazılı yedek akçeden başka pay sahipleri için % 5 kâr payı ayrıldıktan sonra, pay sahipleriyle kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın onda birinin kanuni yedek olarak ayrılması ve birinci ayrıma ilave edilmesi gerekir (TTK md. 466/f.2). Yukarıda sayılanlardan ilk ikisi -emisyon primi ve ıskat kazancı- kanuni yedek akçelerin olağandışı kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu itibarla, emisyon primi ve ıskat kazancı elde eden holding anonim şirketlerin, bu kazançlarını kanuni yedek akçe olarak kaydetmeleri ve birinci ayrıma ilave etmeleri gerekmektedir. TTK’nın 466. maddesinin 2. fıkrasının üçüncü bendinde belirtilen ayrım ise, uygulamada II. Tertip Yasal Yedek Akçe olarak bilinmekte olup, tıpkı I. tertip yasal yedek akçe gibi safî şirket kârından ayrılmaktadır. TTK, safî kârdan yapılan birinci ayrım için bir tavan belirlediği halde ikinci ayrım için bir sınırlama getirmemiştir. Bu nedenle, ikinci tertip yasal yedek akçenin, şartları oluştukça ayrılması zorunludur. Ancak, hemen belirtelim ki, holding şirketler için ikinci tertip yasal yedek akçe ayırma zorunluluğu bulunmamaktadır (TTK md. 466/4). Bu nedenle, holding şirketler, safî kârdan %5’i aşan oranda kâr dağıtımına gitse dahi, II. tertip KYA ayırmayacaklardır. III- HOLDİNG ŞİRKETLERDE KANUNİ YEDEK AKÇENİN KULLANIMITTK’nın 466. maddesinin üçüncü fıkrasında, kanuni yedek akçelerin harcama sınırı ve amaçları gösterilmiştir. Anılan fıkraya göre; “Umumi yedek akçe esas sermayenin yarısını geçmedikçe, münhasıran ziyanların kapatılmasına yahut işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idameye, işsizliğin önüne geçmeye veya neticelerini hafifletmeye elverişli tedbirler alınması için sarf olunabilir.” Bu çerçevede, anonim şirket esas sermayesinin yarısını aşmayan kanuni yedek akçe(4) “bağlı yedek akçe” niteliği taşır ve sadece 466. maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen amaçlar için kullanılabilir. Bu amaçlar ise iki hale özgülenmiştir. Bunların birincisi, hesap dönemi içerisinde meydana gelip sene sonunda tespit edilen zararların kapatılması, diğeri ise, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idameye, işsizliğin önüne geçmeye veya neticelerini hafifletmeye elverişli tedbirlerin alınmasıdır. Dolayısıyla, kanuni yedek akçelerin, şirket esas sermayesinin yarısına kadar olan kısmı, sadece, hesap dönemi içerisinde meydana gelip sene sonunda tespit edilen zararların kapatılması ya da işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idameye, işsizliğin önüne geçmeye veya neticelerini hafifletmeye elverişli tedbirlerin alınması için kullanılabilecektir. Kanuni yedek akçenin esas sermayenin yarısını aşan kısmı ise “serbest yedek akçe”ye dönüşür. Bu durumda, şirket genel kurulu, esas sermayenin yarısını aşan kanuni yedek akçeyi belli bir amaca tahsis edilmemiş yedek akçeler gibi kullanabilecektir. Dolayısıyla, TTK’nın 466. maddesinin 3. fıkrasına göre, kanuni yedek akçe, şirket esas sermayenin yarışını geçmedikçe, Kanun’da sayılanlar dışında bir amaç için kullanılamayacak, ancak, esas sermayenin yarısını geçen kısmının başka bir amaç için kullanılması mümkün olacaktır. Bununla birlikte, yukarıda belirtilen kural, holding şirket dışında kalan anonim şirketler için geçerlidir. Zira, TTK’nın 466. maddesinin üçüncü fıkrası ile holding şirketlere bir istisna tanınmıştır. Buna göre, “holding anonim şirketler, II. tertip KYA ayırmak zorunda olmadıkları gibi, kanuni yedek akçelerini TTK’nın 466. maddesinin 3. fıkrasındaki sınırlamaya bağlı kalmaksızın harcayabilirler.” Bu itibarla, holding anonim şirketler, esas sözleşme ile başkaca bir amaca özgülenmedikleri müddetçe, kanuni yedek akçelerini kâr dağıtımında veya esas sermaye artırımında kullanabilirler. Ancak, bir önceki bölümde de belirtildiği üzere, kullanım nedeniyle kanuni yedek akçelerinin yasal tavanın altına düşmesi durumunda, birinci tertip kanuni yedek akçe ayrımına devam edilmesi zorunluluğu doğar. IV- ÖZET VE SONUÇTürk Ticaret Kanunu’nun 466. maddesi gereği, holding anonim şirketlerin; her yıl safi kârlarının yüzde beşini ödenmiş esas sermayelerinin yüzde yirmisini buluncaya kadar umumi yedek akçe (I. tertip kanuni yedek akçe) olarak ayırmaları zorunludur. Bu tavan aşıldıktan sonra dahi, varsa, emisyon primi ve ıskat kazancı da umumi yedek akçeye ilave edilir. Ancak, holding şirketler için ikinci tertip yasal yedek akçe ayırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle, kâr dağıtımına gidilse dahi, holding şirketler II. tertip kanuni yedek akçe ayırmazlar. Kanuni yedek akçelerin kullanımı konusunda ise, TTK’nın 466. maddesinin 3. fıkrası ile sınırlama getirilmiş, ancak holding şirketler bu sınırlamadan müstesna kılınmıştır. Dolayısıyla, anonim şirketlerin aksine, holding anonim şirketler, esas sermayelerinin yarısının altında kalan kanuni yedek akçelerini serbestçe kullanabilirler. Bir başka deyişle, holding anonim şirketler, esas sözleşme ile başkaca bir amaca özgülenmedikleri müddetçe, kanuni yedek akçelerini, şirket esas sermayesinin yarısının altında kalmış olsa dahi, kâr dağıtımında veya esas sermaye artırımında kullanabilirler. Ancak, kullanım nedeniyle kanuni yedek akçelerinin yasal tavanın altına düşmesi durumunda, birinci tertip kanuni yedek akçe ayrımına devam edilmesi gerekir. Soner ALTAŞ* Yaklaşım * Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi (●) Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumu bağlamaz. (1) Kendileri sınai ve ticari faaliyette bulunmayan, gayeleri esas itibariyle başka şirketlere iştirak etmek olan holding şirket türü, saf holding olarak adlandırılmaktadır. (2) Detaylı açıklama için Bkz. Soner ALTAŞ, “Ülkemizde Holding Şirket Uygulaması”, Yaklaşım, Ağustos 2002, Sayı: 116, s. 217-221 (3) Safî kâra, o yıla ait ticari bilanço kârından varsa geçmiş yıllar zararları düşülerek ulaşılır, geçmiş yıllar kârları ise dikkate alınmaz. (4) Kanuni yedek akçe miktarı, I. Tertip KYA, II. Tertip KYA, emisyon primi ve hisse senedi iptal kârları hesaplarının toplamı alınmak suretiyle hesaplanacaktır. |