Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Resul Kurt - Eğrisiyle doğrusuyla "Sosyal Güvenlik Reformu (21.11.07) PDF Yazdır e-Posta
21 Kasım 2007

Sosyal Güvenlik Reformu'nda neler oluyor?

Sosyal Güvenlik Reformu ile hem dağınık sosyal güvenlik mevzuatının tek elde toplanması ve hem de çalışanların eşit kurallara tabi olması ve aynı haklara kavuşturulması amaçlanıyordu.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın birbirinden farklı uygulamalarının meydana getirdiği rahatsızlıkların giderilmesi sağlanacak, çalışanlar arasında memur, işçi, köylü, esnaf ve işadamı statüsünden kaynaklanan haksız ve anlamsız ayrımcılık sona erdirilecekti.

Anayasa Mahkemesi'nin, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun bazı maddelerini iptal etmesi, bazı maddelerinin de yürürlüğünü durdurmasının ardından 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" önce 01.07.2007 tarihine ve daha sonra 01.01.2008 tarihine ertelendi. Reformla ilgili hazırlanan ve kamuoyuna açıklanan taslağın yakın bir tarihte TBMM'de görüşülerek yasalaşacağı görülmektedir.

Yasa neler getiriyor?

Gurbetçi işçinin topluluk sigortası kaldırılıyor

Halen Sosyal Güvenlik Sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde Türk işverenler tarafından istihdam edilen Türk işçilerinin sosyal güvenlikleri 506 sayılı kanunun 86'ncı maddesi uyarınca topluluk sigortası ile sağlanmaktadır.

Taslakta, 5510 sayılı kanunda yer alan yurtdışında Türk işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin tüm sigorta kollarına tabi sigorta olarak çalıştırılması uygulamasından daha başlamadan vazgeçiliyor.

Türkiye ile Sosyal Güvenlik Sözleşmesi imzalamayan ülkelerde Türk işverenlerin yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında emeklilik primi olan uzun vadeli sigorta kolu primleri alınmayacak, sadece kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacak. Bu hem kurumun yıllık yaklaşık 100 milyon YTL civarındaki prim matrahından yoksun kalmasına yol açacak, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu'nu önemli bir yükün altına koyacak. Kurum iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında yardım yapacağı işçilere yüzbinlerce YTL tutarında geçici iş göremezlik ödeneği verip, sakatlık halinde gelir bağlayacak.

Gelişme hızının yüzde 25'i emekli aylığı artışında dikkate alınacak

Emekli aylıklarında artış yapılırken güncelleme katsayısı dikkate alınmamaktaydı. Yeni düzenleme ile gelişme hızının yüzde 25'i emekli aylığı artışında dikkate alınacak.

Evlenen malul çocukların aylığı kesilecek

Halen, evlenen malul çocuklar hastalık sigortasından ve ölüm aylığından yararlanabilmektedir.

Sosyal Güvenlik Reformu evlenen malul kızların yetim aylığı kesilmektedir.

Altı ay süreyle 58,50.-YTL süt parası ödenecek

Halen yürürlükte olan mevzuata göre, SSK'lılara doğum nedeniyle emzirme yardımı (süt parası) olarak 50 YTL, memurlara ise 2500 gösterge rakamı karşılığı olarak 120,88 YTL doğum yardımı ödeneği veriliyor. Bağ-Kur'luların ise bu hakkı yok.

Sosyal Güvenlik Reformu ile çocuğun yaşaması şartı ile doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli olan asgari ücretin üçte onda biri (Halen 58,50.-YTL) tutarında emzirme ödeneği verileceği öngörülmüştür. Bu tutar 6 ay boyunca her ay için uygulanacaktır.

Bağ-Kur'luya da iş göremezlik ödeneği geliyor, ödeme oranı düşüyor

Halen, SSK sigortalılarının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık halinde sigortalının sağlık tesislerine yatırılmak yahut bakımı kurumca sağlanarak kaplıca veya içmelere gönderilmek yoluyla tedavi ettirildiği takdirde, hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayakta tedavi ettirildiğinde ise üçte ikisi oranında geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Bağ-Kur'lulara ise raporlu oldukları sürelerde geçici işgöremezlik geliri verilmemektedir.

Ancak Sosyal Güvenlik Reformu ile bir sağlık kuruluşunda yatarak tedavi gören sigortalılarla ayakta tedavi edilen sigortalılar arasında bir fark öngörülmeden tüm sigortalılar aynı kapsamda değerlendirilmiştir. Bağ-Kur'lular da uğrayacakları iş kazası sonrası iş göremedikleri sürelerde ve hastanelerde tedavi için kaldıkları dönemde geçici iş göremezlik geliri alabileceklerdir.

Bugüne kadar sigortalıların iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının doğum yapması halinde günlük kazancının üçte ikisi olarak verilen tutar, sigortalılar aleyhine değiştirilerek iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, günlük kazancının beşte üçü olarak değiştirilmektedir. Bu sigortalıların haklarında önemli bir kayıp anlamına gelmektedir.

Borçlu Bağ-Kur'luya sağlık yardımı yapılmayacak

Borçlu Bağ-Kur'lu sigortalılarının sağlık yardımı ve iş göremezlik ödeneği alabilmeleri mümkün olamayacak.

Kayıtdışı istihdama ceza yok

Kayıtdışı istihdam ülkemizin karşı karşıya olduğu en büyük sorundur. Çalışanların sosyal güvencelerini engelleyerek vergi ve sigorta primi kaybına yol açtığı gibi, işverenler arasında da haksız rekabete yol açıyor.

Sosyal güvenlik sistemimizde kayıtdışı (sigortasız) işçi çalıştırmaya ilişkin herhangi bir cezai müeyyide bulunmamaktadır. Mevzuatta düzenlenen idari para cezaları tamamen prim belgelerinin ve bildirgelerin (işe giriş bildirgesi, işyeri bildirgesi, aylık prim ve hizmet belgesi) verilmemesine ilişkindir.

Mevcut prim belgesi verilmemesine yönelik uygulanan idari para cezalarına ek olarak ayrıca kayıtdışı çalıştırıldığı tespit edilen her bir sigortalı ve her bir ay için 2 asgari ücret idari para cezası getirilmeli ve tekrarı halinde ceza bir kat artırılmalıdır. Böylece kayıtdışı istihdamla mücadele konusunda önemli bir sistem kurularak işverenlerin prim yükünün azaltılması mümkün olacaktır.

Yıpranma payı kalkıyor

Bugüne kadar bu haktan faydalandırılan basın ve gazetecilik iş yerlerinde İş ve Basın Kanunu'na göre çalışanlar, hava yolları uçuş personeli, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, posta dağıtıcıları, TRT'de haber hizmetinde çalışanlar, Devlet Tiyatrosu sanatçıları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın şef ve üyelerinin fiili hizmet süresi zammı hakları kaldırılmaktadır.

Ancak, bu hükümlerden bugüne kadar yararlandırılmış olup, 3600 günden az çalışmış olanların bundan sonra fiili hizmet süresi zammından yararlandırılmamaları halinde bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir. Zira, 3599 gün bu işlerde çalışmış olanlar artık bu haktan yararlanamamaktadır. Diğer bir deyişle bugüne kadar ödedikleri gün sayıları boşa gitmiş olacaktır.

Aylık bağlama oranı düşüyor

Halen, SSK'da aylık bağlama oranı, sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 gününün her 360 günü için yüzde 3.5, sonraki 5400 günün her 360 günü için yüzde 2 ve daha sonraki her 360 gün için yüzde 1.5 oranlarının toplamıdır.

Halen, Emekli Sandığı Kanunu'nda emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkları, (a) fıkrasına göre tespit edilen rakamların her yıl Bütçe Kanunu'nda tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak tutarın fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara yüzde 75'i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için yüzde 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için yüzde 1 fazlası üzerinden bağlanır.

Halen, Bağ-Kur Kanunu'nda; aylık bağlama oranı, sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için yüzde 3,5, takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için yüzde 2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için yüzde 1,5 oranlarının toplamıdır.

Sosyal Güvenlik Reformu ile hem aylık bağlama oranı düşürülüyor, hem de tavan getiriliyor. Mevcut yasalardaki oranlar daha yüksek, hem de memurlarda yüzde 100 işçi ve esnafta tavan sınırlaması yok. Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar yüzde 2,5; 2016 yılı başından itibaren ise yüzde 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı yüzde 90'ı geçemeyecek.

Emeklilerin çalışması kaldırılıyor

5510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilecektir. Bu düzenleme ile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaları kaldırılmaktadır.

12) Bağ-Kur'lu emeklinin destek primi artıyor

Halen, Bağ-Kur'lunun emeklilik aylığından yüzde 10 oranında, Bağ-Kur dışındaki SSK ve Emekli Sandığı emeklilerinden Bağ-Kur Sosyal Güvenlik Destek Primi kapsamında çalışanlardan 12. basamağın yüzde 10'u oranında (68,75.-YTL) destek primi alınmaktadır.

Sosyal Güvenlik Reformu ile Bağ-Kur'lu olarak çalışmaya başlayacak sigortalılardan 55 yaş ve altında olan sigortalılar için aylık prime esas kazanç alt sınırının yüzde 16'sı, 56 yaş ve üzerinde olan sigortalılar için yüzde 14'ü oranlarında sosyal güvenlik destek primi kesileceği belirtilmektedir.

Emekliden de genel sağlık sigortası primi alınacak

Sosyal Güvenlik Reformu ile emekli aylığı almakta iken sigortalı bir işe giren veya kendi adına kurduğu işyerinde çalışan esnaf, tüccar, şirket ortağı ve vergi mükelleflerinden sosyal güvenlik destek primi ve kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yanı sıra genel sağlık sigortası primi de tahsil edileceği öngörülmüştür.

2008'den önce işe girenlerin emeklilik süresi değişmiyor

01 Ocak 2008 tarihinden önce işe girmiş olanlar için geçerli olan emeklilik yaşları ve şartlarından herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. Emeklilik yaşı 2036 yılına kadar kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaş olarak uygulanacaktır.

Ölüm sigortasından yararlanma şartları eşitleniyor

Halen, TC Emekli Sandığı'ndan memurların dul ve yetimlerine aylık bağlanması için 10 yıl ve daha fazla süre prim ödeme koşulu şartı aranmaktadır. Bağ-Kur'luların hak sahiplerine ise en az beş tam yıl sigorta primi ödenmiş olması halinde dul/yetim aylığı bağlanmaktadır. SSK'lılar ise 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 prim gün sayısı ile ölüm aylığı almaktadır.

Sosyal Güvenlik Reformu ile "Bu kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahipleri için ölüm aylığı;

a)En az beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

a) En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır" hükmü getirilmektedir.

"Çalışan kadın"ın dul aylığı düşürülüyor

Ölen sigortalının 33'üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının; dul eşine yüzde 50'si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi çalışmaları sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde aylığının yüzde 75'inin bağlanacağı belirtilmektedir. Çalışan kadının dul aylığı yüzde 25 eksiltilmektedir.

Evlilik ve Çeyiz Yardımı eşitleniyor

Halen, SSK'da sadece kız çocuklara, Emekli Sandığı'ndan dul ve yetim aylığı alan eş ve kız çocukları ile memurun anasına evlendikleri takdirde "Evlenme İkramiyesi (Çeyiz Parası)" veriliyor. Bağ-Kur'da evlenildiği takdirde "Evlenme İkramiyesi (Çeyiz Parası)" uygulaması yok.

Sosyal Güvenlik Reformu ile kadın erkek ayrımı olmaksızın dul eşler ile kız çocuklarına 'Evlilik ve Çeyiz Yardımı' alabilecek. İşçi, memur, Bağ-Kur'lu ayrımı olmaksızın, kurumdan gelir veya aylık almakta iken evlenen (erkek veya kadın) eşler ile kız çocuklarına 12 aylık aylıkları tutarında Evlilik ve Çeyiz Yardımı alabilecek. Memurun anasına verilen çeyiz yardımı ise sona erdirildi.

Cenaze yardımı 2 asgari ücret olacak

SSK'lı vefat ederse ailesine veya cenazeyi kaldıran kimselere 241,75 YTL, Bağ-Kur'lu vefat ederse 185,56 YTL ve memur vefat ederse 918,65 YTL cenaze yardımı veriliyor.

Sosyal Güvenlik Reformu ile iş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, asgari ücretin iki katı tutarında (Şu anki asgari ücretten 1.170.-YTL) cenaze ödeneği verilecek.

Ücret dışındaki ödemelerin tavanı aşan kısmından prim alınacak

Halen, sigortalılara ödenen ücret dışındaki diğer ödemelerin üst sınırı aşan kısmından sigorta primi kesilmemektedir.

Sosyal Güvenlik Reformu ile ücret dışındaki diğer ödemelerin üst sınırı aşan kısmından, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak oniki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edileceğine ilişkin bir hüküm getirilmektedir.

Basamak sistemi kalkıyor, Bağ-Kur'lunun primi işçisinin ücretine bağlanıyor

Halen Bağ-Kur Kanunu'na göre, 24 gelir basamağı var. Bağ-Kur'lular bulundukları basamağa göre prim ödüyor.

Sosyal Güvenlik Reformu ile Bağ-Kur'lu olmasını gerektirecek bir faaliyette bulunan kişilerin (vergi mükellefiyeti, ticari faaliyet, şirket ortaklığı gibi), asgari ücret ile asgari ücretin 6,5 katı arasında olmak koşuluyla her ay dilediği rakam üzerinden yüzde 33,5 veya yüzde 39 arasında oranında (yaptığı işin tehlikesine göre değişmektedir) prim ödemekle yükümlü tutuluyor.

Ancak, 4/b'li (Bağ-Kur'lu) işveren olup işçi çalıştırıyorsa en yüksek ücret ödediği işçisinden daha az gelir beyan edemeyecektir. Bu durum, işçi ücretlerinin kayıtdışına itilmesini teşvik etmektedir.

Her şirketten ayrı Bağ-Kur primi alınacak

Halen, Bağ-Kur'lu olması gerekenler kaç şirkette ortak olurlarsa olsunlar, her ay sadece bir kez Bağ-Kur primi ödemektedirler. Yani, ödenecek Bağ-Kur primi, ortak olunan şirket sayısına bağlı olmayıp sadece bir kez ödenmektedir.

Sosyal Güvenlik Reformu ile Bağ-Kur'lu olmayı gerektiren şekilde birden fazla şirkete ortak olunması halinde, her şirketten ayrı ayrı prim alınması öngörülmektedir. Özellikle doktor, mali müşavir, mühendis, mimar gibi birçok kişinin gerçekten hiçbir ortaklığı olmamasına rağmen sırf yasa hükümlerine uygunluk sağlanması için hatır ortağı olanlara büyük yük gelecek.

Kayıt ve belgeleri saklama süresi 10 yıla çıkıyor

Halen işverenlerden geriye doğru beş yıllık defter, kayıt ve belgeler müfettişlerce incelenmek üzere talep edilebilirken, reformla birlikte hem işverenlerden hem de işveren olmayan işyeri sahiplerinden istenecek kayıt ve belgelerde bu süre 10 yıla çıkarılıyor.

Kamu idareleri 30 yıl süreyle, tasfiye ve iflas idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve denetim ve kontrol memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=334955&dept_id=80