Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kredi Kartıyla Yapılan İşlemlerde Hapis Cezası Tehlikesi PDF Yazdır e-Posta
18 Haziran 2010

Image

Alışverişlerde kredi kart kullanımı son yıllarda önemli boyutlara ulaşmıştır.

Kredi kartı kullanımı da Bankalar Birliği’nce özendirilmektedir. Ayrıca kredi kartı kullanımı tüketici açısından da belirli bir süre sonra ödenmesi açısından avantaj sağlamaktadır. Bunun yanında tüketici, üzerinde para taşıma riskinden de kurtulmaktadır. Satıcı ise kredi kartı ile satışı bir pazarlama tekniği olarak kullanmaktadır. Özellikle taksitli kredi kartla alış veriş sağlayan işletmeler satış avantajı açısından öncelik kazanmaktadır. Aynı zamanda satıcı işletme taksitli satışta tahsilat riskini en aza indirmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nca kredi kartıyla yapılan işlemler ile KDV matrahları uygun olmayan mükelleflerden önce izahat istenilmekte izahatı, yeterli görülmeyenler ise incelemeye tabi tutulmaktadır. İncelemeye sevkedilen mükelleflerden bazılarınca kredi kartıyla yapılan işlemlere ilişkin düzenlenen belgelerde ise mükelleflerin bilinçsizce hareket etmesi nedeniyle, ileride hapis cezasıyla karşı karşıya kalınabilmektedir. Yazımızda kredi kartıyla yapılan işlemlerde belge düzenini açıklamaya çalışacağız. 

 

II- KREDİ KARTIYLA YAPILAN İŞLEMLERDE BELGE DÜZENİ

Gelir İdaresi Başkanlığı, POS cihazıyla yapılan satışlar ile KDV matrahı arasındaki uyumsuzlukları aylık olarak izlemektedir. Söz konusu uyumsuzluk bulunan mükelleflerden vergi dairelerince izahat istenir ve izahat yeterli görülmezse mükellef incelemeye alınır. Yine kredi kartıyla yapılan işlem ile KDV matrahı arasındaki uyumsuzluğun nedenlerinden bir tanesi de POS cihazının nakit çekim amacıyla işletme sahibinin kendisi, yakınları ve üçüncü şahıslar tarafından kullanılması sonucunda oluşabilmektedir. Bu tür nakit çekim yapılan işlemlerde mükelleflerin KDV matrahı ile POS satış tutarı arasında fark oluşmaktadır. Bu nedenle mükellefler inceleme riskiyle karşılaşmamak maksadıyla nakit çekimi amacıyla yapılan işlemlere de fatura düzenlemek suretiyle KDV matrahı ile POS satış tutarı arasındaki uyumsuzluğu gidermeye çalışmaktadır.

Özellikle kredi kartıyla yapılan ödemelerde, bazen emtiayı alan müşteri ile ödemeyi yapan müşteri farklı olabilmektedir. Bu tür durumlarda mükellefler kime fatura düzenleyecekleri konusunda tereddüte düşmektedirler. Yine mükelleflerce finansal anlamda nakit temini maksadıyla yapılan işlemlere fatura düzenlenmesi gerekmekte midir? Bir çok mükellef özellikle nakit POS cihazından yapılan nakit çekim için KDV matrahı ile POS satışı arasındaki uyumsuzluğu gidermek için nakit çekim karşılığında yapılan işlemlere de fatura düzenlemektedirler.

Yukarıda belirtilen konunun çözümlenmesi için faturanın tarifine bakmak gerekir. Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde Faturanın tarifi “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine VUK’un 230. maddesinde de faturada en az bulunması gereken unsurlar açıklanmaktadır. Söz konusu maddelerin açıklamasında fatura üç şeyi açıklayan bir vesikadır. Bunlar; faturayı düzenleyen, satılan emtia veya yapılan iş ve müşteriyi ifade eder. Söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere fatura yapılan iş veya satılan emtia karşılığında emtiayı alan veya iş yaptıran kişiye düzenlenmesi gerekmektedir.

Yine Vergi Usul Kanunu’nun 359/b-1. maddesinde sahte belge; “b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan;

1- Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar (Sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir.)…” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge aynı maddenin a/2. bendinde;

“a) Vergi Kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;

1- Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,

2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler (Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi gizleme demektir.) veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar (Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir.)” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Sahte belge düzenlemek ile muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek arasındaki temel fark işlemin gerçek bir muameleye dayanıp dayanmamasıdır. Kanun’da sahte belge ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin sadece tanımı verilmiştir. Bu konuya ilişkin olarak daha geniş tanım Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan 84 No.lu Tebliğ’de yapılmıştır. 84 No.lu Tebliğ’in II/1-1.2 bölümünde Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB) başlığı altında aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır.

“…1.2. Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB)

İade taleplerinin yerine getirilebilmesi, düzenlenen ve kullanılan belgelerin geçerliliğine ve gerçeği yansıtmalarına bağlıdır.

Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge tanımına Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer verilmiştir. İade taleplerinin değerlendirilmesi sırasında anılan maddede yer alan hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre, sahte belge gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir. Bu itibarla; bir mal hareketi veya hizmet ifası söz konusu olmaksızın düzenlenen belgeler sahte belge olarak kabul edilecektir.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler ise gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgelerdir. Buna göre;

- Mal veya hizmetin miktar veya değerini gerçeğinden az veya çok gösteren,

- Alıcı veya satıcısı, tarihi, seri numarası tahrif edilmiş,

- Mal tesliminin veya hizmet ifasının gerçek olduğu ancak belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen veya adına belge düzenlenmesi gereken kişi yerine başkası adına düzenlenmiş belgeler (bu belge kullanıcı açısından muhteviyatı itibariyle yanıltıcı, düzenleyen açısından sahte belge olarak kabul edilecektir.)

muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerdir…” şeklinde açıklanmıştır.

Yukarıda izah edildiği üzere gerçek bir mal hareketine dayanmadan düzenlenen belgelerin sahte belge olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Kredi kartıyla yapılan işlemlerde bu tür durumlar nakit ihtiyacı gerçekleştirmek maksadıyla mükellefin kendisine ait veya başkasına ait kredi kartından yapılan işlemlere fatura düzenlenmesi ve emtiayı alan mükellef ile ödemeyi yapan mükellefin farklı olması halinde faturanın ödemeyi yapan kişiye düzenlenmesi halinde gerçekleşmektedir. Özellikle nakit temini için yapılan kredi kartı işlemlerinde mükellefler katma değer vergisi matrahı ile POS satış tutarları uyumsuz olmasın diye nakit çekim yapılan kredi kartı sahibine emtia satışı olmadan fatura düzenlemektedirler. Bu tür durumlarda mükellef mal ve hizmet satmadığı bir kişiye mal ve hizmet satışı yapılmış gibi fatura düzenlemektedir. Söz konusu düzenlenen fatura ise Vergi Usul Kanunu’na göre sahte belge olarak adlandırılır ve düzenleyen kişiler hapis cezası ile cezalandırılır. Nakit temini için yapılan işlemler nedeniyle POS satış tutarı ile KDV matrahı arasındaki uyumsuzluğu mükellefler Vergi Dairesine VUK’un 3. maddesince “Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır.” hükmüne dayanarak ispat edebilirler. Ancak mükellefler, nakit çekimi için yapılan kredi kartı işlemlerine fatura düzenlenmesi halinde de düzenlenen faturaların sahte belge olması nedeniyle gereksiz yere hapis cezası ile karşı karşıya kalabilirler.

 

III- SONUÇ

POS cihazının işletmelerce mal teslimi amacıyla kullanılması gerekmektedir. POS cihazının, nakit çekim amacıyla işletme sahibini, kendi kartını kullanması Bankalar Kanunu’nca yasaktır. Ancak işletme sahipleri nakit ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla POS cihazından kendi kartını veya üçüncü şahsın kartını kullanabilmektedir. Nakit temini için POS cihazından yapılan çekimlerde mükellefler Vergi Dairesi’nce incelemeye alınmamak amacıyla emtia satmadıkları halde nakit temini için yapılan kredi kartı çekimlerine fatura düzenlemektedir. Ancak bu tür durumlarda mükellefler, nakit çekim için yapılan kredi kartı işlemlerine fatura düzenlenmesi halinde de düzenlenen faturaların sahte belge olması nedeniyle 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılabilirler.

 

Fatih GÜNDÜZ *

Yaklaşım 

 

* Vergi Denetmeni