Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Şirketlerde yolsuzluklar artıyor PDF Yazdır e-Posta
09 Haziran 2010

Türk yöneticiler şirketlerinde son 2 yıldır önemli yolsuzluk olaylarının yaşandığını bildirdiler

Ernst & Young 11. Global Yolsuzluk Anketine yanıt veren Türk yöneticilerin yüzde 14'ü, son 2 yılda şirketlerinde önemli bir yolsuzluk olayı yaşandığını bildirdi.

Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş ile Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir tarafından düzenlenen toplantıyla, ''11. Global Yolsuzluk Anketi-Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu'' açıklandı.

Dünya genelinde 1.409, Orta Doğu ve Doğu Avrupa'da 353, Türkiye'de 50 yönetici ile görüşülerek gerçekleştirilen araştırma raporuna göre, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki ve dünyadaki katılımcıların (yüzde 16) oranına paralel olarak Türk katılımcıların yüzde 14'ü son 2 yıl içinde şirketlerinde önemli bir yolsuzluk olayı yaşandığını belirtti.

Yolsuzluk eylemlerinin önlenmesinde Türk yöneticilerin yüzde 90'ı güçlü bir iç denetim mekanizmasının etkili olabileceğini düşünüyor. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 65 düzeyinde kaldığı dikkati çekiyor.

Anketin Türkiye katılımcıları, muhtemel bir usulsüzlük karşısında yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88'inin şirket faaliyetlerine bağlı olarak aldıkları sorumluluk konusunda oldukça kaygılı olduklarını ifade ederken, bu oran dünya genelinde yüzde 76, Orta ve Doğu Avrupa'da yüzde 83 düzeyinde seyrediyor.

Türkiye'den yönetim kurulu üyelerinin yüzde 88'inin şirket faaliyetlerinde sorumluluk alma konusunda aşırı kaygı duyduğu ortaya çıkarken, bu oran dünya genelinde yüzde 76, Orta ve Doğu Avrupa'da yüzde 83 oranında tespit edildi.

Araştırmaya göre, olası bir yolsuzluk karşısında şirketin nasıl hareket edeceği konusunda ankete katılan Türk yöneticilerin yüzde 30'u, olayların yönetim kuruluna net bir süreçte raporlandığını belirtti. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 52 civarında gerçekleşti.

Dünya genelinde katılımcıların yüzde 17'si şirketlerinde ''işleri hızlandırmak'' amacıyla para verilmesinin yasak olup olmadığı konusunda emin değilken, Türk firmaların yüzde 11'i bu konudaki şirket politikaları hakkında bilgi sahibi olmadıklarını açıkladı. Türk firmalarının yüzde 86'sı kesin olarak bu tür ödemelerin yasak olduğunu belirtti.

Ernst & Young 11. Global Yolsuzluk Anketine göre, özellikle Batı Avrupa'da kayda değer yolsuzluk bildirenlerin sayısı yüzde 10'dan 21'e yükselerek iki katına çıktı.

Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş ile Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir, düzenledikleri toplantıyla, ''11. Global Yolsuzluk Anketi-Şirketlerde Rüşvet ve Usulsüzlük Eylemleri Raporu''nu açıkladı.

Gelecek yıl için de öngörüler ortaya koyan ankete göre, Türk şirketlerinin yüzde 12'si agresif büyümeyi, yüzde 34'ü maliyet kontrolünü temel strateji olarak belirlediğini ifade etti.

Şirket yönetimleri üzerinde baskıların artması söz konusu olsa bile iç ve dış denetim süreçlerinde belirsizliğin sürdüğü bildirilirken, buna göre dünya genelinde firmaların yüzde 71'inin, Türk şirketlerinin ise yüzde 60'ının güçlü iç denetime odaklanacağının ortaya çıktığına işaret edildi.

Osman Dinçbaş, 1.409 üst düzey yöneticilerin yüzde 85'e yakın kısmının üst düzey finans yöneticisi (CFO) ve üst düzey iç denetim yöneticisinden oluştuğunu belirterek, anket sonuçlarından en önemlisinin 2008'de yapılan global yolsuzluk anketine göre şirketler içindeki kayda değer yolsuzluk olaylarında genel anlamdaki ''hafif artış'' olduğunu söyledi.

2008 yılında, kendi şirketinde son zamanlarda bir yolsuzluk olduğunu belirten katılımcı yüzdesi yüzde 13 iken, bu oranın son ankette yüzde 16'ya çıktığının altını çizen Dinçbaş, şunları kaydetti:

''Özellikle Batı Avrupa'da kayda değer yolsuzluk bildirenlerin sayısı önceki ankete göre iki katına çıktı. Bu oran yüzde 10'dan 21'e yükselirken, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede oran yüzde 12'den 14'e çıktı. Buradan iki türlü yorum çıkarıyoruz; giderek ağırlaşan ekonomik kriz koşulları sonucunda şirketler kendi maliyetlerini çok daha sıkı takip ediyorlar, kendi süreçlerini çok daha fazla irdeliyorlar. Bu sayede hep varolan muhtelif yolsuzlukları daha kolay yakalıyorlar. Bir de şirketler aynı zamanda maliyet kesme derdinde de olduğu için belli süreçlerdeki kontroller, denetimler azaltılıyor. Bunun sonucunda yolsuzluk için daha geniş platformlar ortaya çıkabiliyor.

Enteresan başka bir sonuç da yolsuzluk ortaya çıktığında buna verilen tepki... Amerika dışında diğer ülkelerde bu tür yolsuzluk olaylarının saptanmasından itibaren dokümante edilmesi, bulguların ortaya konmasında az dokümantasyon, yeteri kadar çalışılmamış bir irdeleme görüyoruz. Hatta Türkiye'nin dahil olduğu Orta ve Doğu Avrupa şirketlerindeki yöneticilerin yüzde 14'ünün elinde yazılı bir yolsuzluk tepki planı yok. Şirkette bir yolsuzluk olduğunda ve yolsuzluk ihbarı geldiğinde ne yapılması gerektiğine dair önceden yazılmış bir program yok.''

''KRİZ, ŞİRKETLERDEKİ YOLSUZLUKLARI ARTIRIYOR''

Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir de Türkiye'de yolsuzluklara ilişkin ihbarcıların ve ihbarcıların teşvik edilmesinin oldukça zayıf olduğuna dikkati çekerek, ''Dünyada yolsuzlukla mücadelede ihbarcıların teşvik edilmesi en önemli noktalardan biridir. Bu sayede şirketlerdeki birçok usulsüzlük ortaya çıkıyor. Türkiye, bu konuda daha geride. İhbarcılarına çok güvenmiyor ve çok korumuyor'' dedi.

Krizin şirketlerdeki yolsuzlukları artırdığının bilindiğine işaret eden Çilingir, şöyle konuştu:

''Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz; bir yolsuzluk üçgeni var, bunun üç boyutu var. Biri fırsat, biri baskı, diğeri mantıklı kılma... Kişiler, bu koşullar altında yolsuzluk yapmaya daha yatkın oluyorlar. Krizle birlikte bu koşullar çok daha fazla ortaya çıkıyor. Öncelikle fırsatlar fazlalaşıyor. Çünkü şirket içindeki kontroller azalabiliyor. Baskılar artıyor. Mesela ailesinden kişilerin baskıları, şirketin içindeki baskı olabiliyor. Kişilerin kendi kendilerini mantıklı kılmaları artıyor. Niye? Bir kişi örneğin krizden önce 8 saat çalışırken, diğer arkadaşlarının işten çıkarılmasıyla 10 saat çalışmaya başlıyor. Yolsuzluk veya buna benzer şeyleri yaptığında kendini haklı görüyor. Dolayısıyla krizle birlikte her zaman şirketlerdeki yolsuzluk riski artıyor.''

http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/521627-sirk...