İşçilere ödenecek Tazminatların Banka aracılığı ile ödenmesi zorunlu mu? |
14 Haziran 2010 | |
Sosyal Güvenlik Reformu olarak bilinen 5754 sayılı kanunla yapılan değişiklikle; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenmesine hükmedilmiştir. Düzenleme 01 Ocak 2009 tarihinden itibaren uygulamaya başlamıştır. Ücretin banka aracığıyla ödenmemesi hali için idari para cezası da öngörülmüştür. İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usul ve esasları düzenleyen Yönetmelik ise 18 Kasım 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Öte yandan, İş Kanununda öngörülmüş olan ihbar ve kıdem tazminatı ile işe başlatmama tazminatı gibi tazminatlarında banka aracılığıyla ödenip ödenmeyeceği hususunda tereddütler yaşanabilmektedir. Bu yazımızda, bu soruyu mevzuat hükümleri çerçevesinde cevaplamaya çalışacağız.
Görüldüğü üzere, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısı en az 10 olan işyerlerinde 01.01.2009 tarihinden itibaren ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın net tutarı kural olarak, banka hesabına ödenmelidir. Banka bulunmaması halinde ise ödemenin niteliği açıklanmak suretiyle PTT Şubeleri aracılığıyla ödenecektir. Yönetmelik kapsamındaki işyerlerinde fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri, avans, asgari geçim indirimi gibi ödemeler “her türlü istihkak ödemeleri” kapsamında değerlendirilerek bankalar (veya PTT şubeleri) aracılığı ile yapılmalıdır. Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısı 10’dan az olan işyerlerinde ise, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın elden veya banka aracılığıyla ödenmesi mümkündür(Bayhan, 2009, 115). İş Kanunu’nda işyerinde işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince en az bir tam yıl çalışmış olan işçilerin iş sözleşmelerinin 1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte olan 14. maddesinde sayılan nedenlerden birisi uyarınca son bulmuş olması halinde her geçen tam yıl için 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanacağı düzenlenmiştir. Yine, İş Kanunu’nun 17. maddesinde ihbar tazminatı ve 21. maddesinde iş güvencesi kapsamındaki işçinin açmış olduğu işe iade davasını kazanması halinde hükmedilecek işe başlatmama tazminatı düzenlenmiştir. İşçilere ödenecek tazminatlarında banka aracılığıyla ödenmesinin zorunlu olup olmadığı hususu kanunda yer alan “Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak … banka aracılığıyla ödenir“ düzenlemesinin “bu nitelikteki her çeşit istihkak” ibaresinden ne anlaşılacağı noktasında ortaya çıkmaktadır. Yönetmelik bu ibareye açıklık getirmek yerine durumu daha karmaşık bir hale getirmiştir. Nitekim, Yönetmeliğin 1. maddesinde “bu nitelikteki her çeşit istihkak” ibaresi daha açık bir biçimde izah edilmekten ziyade tekrar edilmekle yetinilmiş, 10. maddesinde ise tereddütleri artıracak bir biçimde “ay içerisinde yapılan her türlü ödeme” ifadesine yer verilmiştir. Kanaatimizce bu hususta, ödemenin “ücret vb. niteliğinde bir istihkak” olması önem taşımaktadır. Bu itibarla, ikramiyeler, primler, 6772 sayılı kanuna göre yapılan ilave tediyeler, İş Kanunu’nun 51. maddesine göre yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde bahşişler, yemek, konut, yakacak, çocuk, aile, evlenme, doğum, ölüm, öğrenim vb. adlar altında nakdi olarak yapılan yardımlar, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, bayram harçlığı, harcırah gibi ödemelerin banka aracılığıyla yapılması gerekir. Ancak, tazminatlar ise, ücret sayılmazlar. Tazminat tutarlarının işçinin ücretine ve hizmetine bağlı olması durumu değiştirmez. Nitekim, tazminatlar zamanaşımı süresi, kesilecek vergi ve primler bakımından ücretten farklılık gösterirler. Dolayısıyla, tazminatların “her türlü ödeme” ibaresinden hareketle banka aracılığıyla ödenmesi gerektiği düşünülmemelidir. Daha açık bir ifadeyle iş kanunu gereği işçilere ödenecek tazminatların elden ödenmesi mümkündür. Ancak, bu hususta, kıdem ve işe başlatmama tazminatından farklı olarak, ihbar tazminatı bakımından karşıt görüşler bulunduğunu belirtmekle yetinelim. Elden yapılacak ödemelerde ise, düzenlenecek ödeme belgelerine ispat yükümlülüğü bakımından işçilerin imzalarının alınmasının gerekeceği açıktır. İş Kanunu, iş görme edimini yerine getiren işçilerin ücretlerini alamamaları durumunun önüne geçmek amacıyla bazı düzenlemeler içermektedir. Bu amaçla, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısı en az 10 olan işverenlere ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü istihkakı banka aracılığıyla ödeme yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak, tazminatlar ise, ücret sayılmazlar ve ücret niteliğindeki istihkak kapsamında değerlendirilemezler.
Dolayısıyla, iş kanunu gereği işçilere ödenecek tazminatların banka aracılığıyla ödenmesi zorunluluğu bulunmamakta olup, elden ödenmesi mümkündür. Bu itibarla, tazminatları elden ödeyen işverenlerin banka aracılığıyla ödememekten dolayı idari para cezasına maruz kalmaları da söz konusu olmaz. Ancak, elden yapılacak ödemelerde işçilerin tazminat taleplerini idari veya adli mercilere taşıyabilecekleri düşünülerek, düzenlenecek ödeme belgelerine ispat yükümlülüğü bakımından işçilerin imzalarının alınması işverenlerin lehlerine olacaktır.
Tevfik BAYHAN |