Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hakan Üzeltürk - Vergi düzenlemelerinin uygulamaya yansımaları (23.11.07) PDF Yazdır e-Posta
23 Kasım 2007

Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Vergi düzenlemelerinin uygulamaya yansıması konusunda zaman zaman ilginç konuşmalar ve tartışmalar oluşmaktadır. Bunlardan bana ulaşanlardan bazıları şöyledir:

"Hocam, tebliğ ile bu konuda bana yetki verilmiş. Ben bu yetkiyi kullanıyorum.

(Kanunda bu konuda tam tersine hüküm var sözüne yanıt)

"Beyefendi, bu konuda muktezalar açık. Bunun aksine bir işlem yapılamaz.

(Yapılan işlemin dayanağı nedir sorusuna cevap)

"Efendim, konu sadece kanunla olmuyor. Tebliği var, yazışmalar var. Vergi ciddi bir iştir. Hepimiz bütün bu düzenlemeleri bilmeliyiz. Siz de öğrenin.

(Kanun ifadesinin neden dikkate alınmadığı sözüne cevap)

"Hocam, fiş alma bildiğiniz gibi artık kaldırıldı. O sebeple almıyoruz.

(Fiş-fatura alıyor musunuz sorusuna cevap)

"Kardeşim, burada mükellefin hakkı mı olur. Vergini vereceksin. Hem vergini ödeme, hem de hak filan de. İşimiz, gücümüz var.

(Vergisini ödememesinin nedenlerini ve dayanağını anlatan mükellefe cevap)

Örnekler daha da çoğaltılabilir. Sanırım vergiyle uğraşanlara benzer ifadeleri içeren şikayetler gelmekte. Sizler de vergiler konusundaki ilginç konuşmaları gönderirseniz onları da yayınlarız. Amaç bu tür komik örneklerin ortadan kaldırılmasıdır.

Bütün bu garip cevaplar, yapılan vergi düzenlemelerinin uygulamaya tam ve iyi olarak yansımamasından kaynaklanmaktadır. Buna mükellef ve idarenin vergi konusuna bakış açıları, kişisel gelişimleri, vizyonları, hukuki düzenlemeleri iyi anlama ve uygulama becerileri de eklenince benzer diyaloglar kaçınılmaz gözükmektedir.

Uluslararası kural ve kararların niteliğini tartışmak bir yana önce Anayasa ve kanunların uygulamada öncelikli olarak hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu konuda gerek mükelleflerin gerekse idarede çalışanların bilgiden kaynaklanan tereddütleri ve yanlışları vardır. Bu konuyu düşünürken sadece büyük şehirleri değil, bütün ülke idare çalışanlarını ve mükelleflerini dikkate almak gerekmektedir.

Neler yapılmalıdır? İsterseniz yukarıdaki cevaplardan gidelim.

1.Tebliğ ile yapılan bir düzenlemenin kanun ve Anayasa'ya uygun olması gerektiği, aksi halde yapılan uygulamanın hukuka aykırı olacağı, hukuka aykırı bir uygulamanın da idare aleyhine dava konusu yapılacağı bilinmelidir. Bilinmiyorsa öğretilmelidir.

2.Muktezaların vergi hukukunda ancak bir yardımcı kaynak olduğu, bütün mükelleflerin uyması gereken bir düzenleme gibi sunulmaması ve bilinmemesi gerektiği, ancak o konuda idarenin görüşünü yansıttığı anlatılmalıdır.

3.Verginin ciddiyetinin ahkam kesmekle olmadığı, ciddiyetin hukuka uygun uygulamalarla olduğu yazışmaların (hangi yazışmalar olduğu da belli değil) mükellefin davranışları bakımından öncelik sırasında başlarda olmadığı lisan-ı münasiple anlatılmalıdır. Böylece ilgili kişinin yanlış bilgisinin mükellefin geleceğini de karartmasının önüne geçilebilir.

4.Fiş-fatura konusunda hakikaten uygulamada çok yanlış bir anlama var. Kaldırılan vergi iadesi olmasına rağmen nedense insanlar fiş ve faturanın kaldırıldığını düşünüyor ve almıyor. Bunda bazı satıcıların alıp da ne yapacaksınız. Artık vergi iadesi yok sözü kadar, fiş-fatura almamanın bir cezası olduğunun yeterince bilinmemesi ve fiş vermesi gerekenlerin de bu yükümlülüklerini yerine getirmemesinin rolü büyük. Bazı satıcılar da kasaların önündeki yığınları göstererek almıyorlar, zorla veremiyoruz diyorlar. Demek ki eğitim şart, demek de yeterli olmamakta. Bir tepki ve umursamazlık var.

5.Mükellef haklarının durumu daha da içler acısı. Mükellef haklarının yanından dahi geçmeyen bir anlayış her kesimde hem mevcut hem de maalesef yerleşmiş durumda. Bu konuda arzın gelişmesi için talebin de olması gerektiği anlaşılıyor. Burada sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşmekte. Acilen.

Görüldüğü üzere birkaç konuşma bile problemlerin derinliğini göstermektedir. Bilgilendirme ve eğitim konusunda çalışmalara derhal başlamak gerekiyor. Yoksa bu konuşmalar devam edecek.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=335214&dept_id=80