1. Danıştay 3. Dairesi'nin E.1999/3010, K.2001/4807 sayı ve 27.12.2001 tarihli Kararı; "İnşaat taahhüt işlerinde hak ediş raporları müteahhitlerin, taahhüt ettikleri inşat giderlerinin bedelini ve idareden olan alacağını gösteren resmi belgelerdir. Hak ediş raporlarında, birim fiyatlarla değerlendirilen ve imalata giren temel inşaat malzemesi miktarları ayrıntılı olarak gösterilmektedir. Bu nedenle vergi incelemelerinde, inşaata kullanılan demir, çimento ve kereste gibi malzeme miktarları hak ediş raporlarına dayanılarak saptanabilir. (…) Bir kısım inşaat malzemesinin, taahhüt sözleşmesi dışında kalmakla birlikte ihale makamının isteği üzerine ve bedelsiz yapılan işler ya da taahhüdün gereği olarak imal edilen geçici şantiye binası, güvenlik ve çevre koruma çitleri nedeniyle kullanıldığını kanıtlama yükü davacıya ait olmasına ve bu yolda kanıt sunulmamasına karşın hak ediş raporlarının bu iddiaları desteklediği ve bu gibi imalatın vergi idaresince saptanması gerektiği yönündeki hüküm de uygun düşmemiştir." 2. Danıştay 4. Dairesi'nin E.1999/5322, K.2000/4860 sayı ve 16.11.2000 tarihli Kararı; "Taahhüt işi yapan dar mükellef kurumun hesaplarının incelenmesinde, şirketin hizmet satışı, süresi dolmuş amortismana tabi demirbaş satışı, makine ve araç kiralama nedeniyle elde ettiği gelir ve banka mevduat gelirlerini yıllara yaygın inşaat işi ile değerlendirmeksizin yıllık beyana tabi tutulması gerektiği gerekçesiyle yapılan kurumlar vergisi tarhiyatının iptali talebi ile açılan davaya ilişkin olarak Vergi Mahkemesi'nin, GVK'nın 42. maddesi uyarınca yıllara yaygın inşaat ve onarma işinde vergi alacağının inşaatın bittiği yılda doğduğuna göre inşaat işi nedeniyle elde edilen hak edişlerin değerlendirilmesi sonucu lehe oluşan değişikliklerin, hak edişin bir unsuru olarak değerlendirilerek, inşaat işinin sonunda elde edilen vergiye tabi kazancın belirlenmesinde hak edişlerle birlikte göz önünde tutulması gerektiği, bu gelirler, işin bitiminde kâr ve zararı etkileyeceğinden, inşaat işlerine ait gelirin bir unsuru olarak inşaat hesabıyla ilgilendirilerek işin bitimi tarihi itibariyle vergilendirilmesinin GVK'nın 42. maddesi gereği olduğu, bu gelirin yapılan inşaat işinden elde edilen gelirden ayrı, başka bir kaynaktan elde edilmiş gelir niteliğinde kabul edilerek yapılan tarhiyatta isabet görülmediği yönündeki Kararı, yerinde ve hukuka uygundur." 3. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2000/2917, K.2001/1732 sayı ve 1.5.2001 tarihli Kararı; "Bir işin, GVK'nın 42. ve 44. maddeleri ile düzenlenen özel kazanç rejimi kapsamına girmesi için faaliyet konusunun inşaat ve onarım işi olması, işin resmi veya özel taahhüde bağlı olarak yapılması ve yıllara sirayet etmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Olayda ise; davacı şirket ile S.S. (…) Mensupları Yapı Kooperatifi arasında düzenlenen sözleşmenin incelenmesinden, sözleşmede işin başlama ve bitiş tarihlerinin belli olmadığı, hakedişlerin nasıl yapılacağının açıkça gösterilmediği, işin yapımı ile ilgili masrafların bir kısmının yüklenici firmaya imkanlar ölçüsünde verilecek avanslar ile, bir kısmınında yüklenici firma tarafından yapılacağı ve yıl sonunda kooperatife fatura edileceği, yapılan meskenlerin kooperatif ile davacı şirkete ait sayılacağı, inşaat harcamalarının yıl sonu itibarıyla hesaplanıp davacı şirket tarafından maliyetlere % 10 müteahhitlik ve diğer giderler ilave edilerek kooperatife fatura edileceği, şirket tarafından fatura edilen tutardan verilen avansların düşüleceğinin anlaşıldığı, bu durumda, sözleşme kapsamında yapılan işin yıllara sari inşaat ve onarım işi olmadığı, yıllar itibarıyla yapılan ve bitirilen müstakil iş niteliğinde olduğu sonucuna ulaşıldığından, davalı idarece işin yıllara sari inşaat işi kapsamında değerlendirilerek kazancın işin bitim tarihi itibarıyla beyanı gerekeceği görüşüyle inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta ve tarhiyatı kısmen onayan vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir." http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=158&H... |