Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi Borcundan dolayı Ev Haczi PDF Yazdır e-Posta
26 Haziran 2010

Image

Vergi borcunun vadesinde ödenmemesi halinde vergi idaresinin tahsilat için izleyeceği yol, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda hüküm altına alınmıştır.

Yasaya göre ödeme müddeti içinde ödenmeyen vergi borcu tahsil dairesince cebren tahsil edilecektir. Cebren tahsil ise aşağıdaki şekillerden herhangi birinin uygulanması suretiyle olacaktır.

- Teminat gösterilmişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi,

- Borçlunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi,

- Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi.

İdarece borcunu vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde[1] bulunmaları gerektiği öncelikle "Ödeme emri" ile tebliğ olunur.

Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur.

Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava yolu ile itirazda bulunabilir.

Ayrıca kendisine ödeme emri tebliğ olunan ve malı olmadığı yolunda bildirimde bulunan vergi borçluları bu bildirim ile birlikte veya bildirim tarihinden itibaren 15 gün içinde:

1. En son kanuni ikametgah ve iş adreslerini,

2. Varsa devamlı mükellefiyetleri bulunan diğer tahsil dairelerini ve amme idarelerini ve bunlardaki hesap ve kayıt numaralarını bildirmek, nüfus kayıt suretini vermek mecburiyetindedirler
Yazımızda, mal bildiriminde belirtilen ya da tahsil dairesince tespit edilen ikamet amaçlı kullanılan gayrimenkullerin haczi irdelenecektir.

2. Vergi Borcundan Dolayı Haciz


Borçlunun mal bildiriminde gösterdiği veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından vergi borçlarına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunabilmektedir.

Vergi alacağının takibinde haciz uygulaması için borçlunun mal bildiriminde bulunması şart değildir. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun Kanunda belirtilen süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaması halinde, tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarından vergi alacağını karşılayacak miktarı haczedilebilir.

Ödeme emri tebliği üzerine mal bildiriminde bulunmayan borçlunun, Kanunun 60 ıncı maddesine göre hapsen tazyik edilmesi, borçluya ait malların tahsil dairesince haczine de engel değildir.

Haczedilen her türlü mallar satılarak paraya çevrilebilir. Satıştan elde edilen bedelden, takip masrafları ve takip edilen vergi alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısım borçlunun ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçlarına mahsup edilir ve artanı, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verilir. Hacze iştirak etmiş başka daire varsa, artan kısımdan evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra, bakiyesi borçluya verilir.

3. İKAMET EDİLEN GAYİRMENKULÜN HACZİ

Vergi borcundan dolayı haczedilecek varlıkların da bir sınırının olacağı muhakkaktır. Bu amaçla Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70. maddesinde haczedilemeyecek mallar açıklanmıştır.

Yasa maddesinde belirtilen haczedilemeyecek mallardan biri de borçlunun haline münasip evidir. Ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabilir.

Dolayısıyla ödeme emrinin akabinde devam eden süreçte borçlunun haline münasip evi haczedilemez.

Nitekim konu ile ilgili verilen bir özelgede aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının B.07.1.GİB.4.06.18.03/6183-062-1759/70 sayılı özelgesi).

Bilindiği üzere; 6183 sayılı Kanunun 62 nci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödemeyen borçlunun, mal bildiriminde gösterdiği veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmış ise de; Kanunun 70 inci maddesinde haczedilemeyecek mallar sayılmış olup, maddenin 11 inci bendinde de Borçlunun haline münasip evi ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere satılabilir.denilmektedir.

Bu itibarla; borçlunun başkaca menkul ve gayrimenkul malının hak ve alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, yapılan araştırma neticesinde ödevlinin dilekçesinde iddia ettiği gibi oturabileceği başkaca bir evinin bulunmaması ve mükellefin haczedilen evine satış komisyonunca tespit edilecek rayiç değer dikkate alınmak suretiyle satış bedelinden haline münasip bir evin satın alınamayacağı kanaatinin oluşması halinde, gayrimenkulün satışının yapılmaması ve konulan haczin de kaldırılması Kanun gereğidir.

Ayrıca yargıya yansıyan olaylarda da aşağıdaki kararlar verilmiştir.

Danıştay 3. Dairesi - Karar No: 2004/268


..Bu düzenlemeye göre borçlunun evinin haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olduğunun alacaklı amme idaresince tespit edilmesi gerekirken idarece, bu yönde yapılmış bir tespit olmaksızın borçlunun evine haciz uygulanması yasaya uygun değil ise de; mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda hacizli gayrimenkulün özellikleri ve değeri tespit edilmiştir. Bu özellikler ile borçlunun aile yapısı, borçlu ile aynı konutta ikamet etmek durumunda bulunan birey sayısı, bunların sosyal konumları ve ihtiyaçları gibi ölçülerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle haczedilen evin, borçlunun haline münasip olup olmadığı hususunda bir sonuca varılması mümkün olacaktır.

Bu durumda, borçlu yönünden, sosyal durumu da göz önüne alınarak yapılacak değerlendirme ile evinin haczedilip edilemeyeceği hususunda sonuca varılarak, öte yandan 6183 sayılı Yasada amme alacağının cebren tahsiline ödeme emri düzenlenerek başlanacağının öngörülmesi karşısında, dosyadan davacı adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği anlaşılamadığından bu konu da araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Danıştay 3. Dairesi - Karar No: 2004/162

Davacı vekilince, temyiz aşamasında dosyaya sunulan belgelerden, davacı adına kayıtlı 2'nci bir evin bulunmadığı anlaşılmış ise de; hacizli gayrimenkulün değer tespiti için düzenlenen 21.11.2001 günlü bilirkişi raporunda, taşınmazın alanın yaklaşık 125 m2, doğramalarının ahşap, giriş kapısının çelik olduğu, dairenin kat kaloriferiyle ısıtıldığı, konumu itibarıyla ilçenin iyi sayılabilecek bir mevkiinde bulunduğu hastaneye sosyal, kültürel ve işmerkezlerine yakın, değerinin de 37 milyar lira civarında olduğu hususlarının tespit edilmesi karşısında, olay, 6183 sayılı Yasanın 70'inci maddesinin 11'inci bendi hükmü yönünden değerlendirildiğinde, hacizli gayrimenkulün satılıp satış tutarından haline münasip bir ev satın alınabilecek miktarının borçluya bırakılması kaydıyla davacının sahibi olduğu tek evinin de haczedilebileceği sonucuna varıldığından, davanın reddi yolundaki mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu - Karar No: 2009/594

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun haczedilemeyecek malların gösterildiği 70. maddesinin 11. bendinde, borçlunun haline münasip evinin, ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alabilecek miktar borçluya bırakılmak üzere haczedilebileceği kurala bağlanmıştır. Kamu borçlusunun kendisinin ve ailesinin ikametgahı da olan konutunun hiçbir koşulda haczedilemeyeceği yolunda yapılmış bir düzenleme yoksa da konut olarak kullanılan taşınmazına haciz konulan borçlunun, mahcuzun değerinin; bulunduğu yer ve özellikleri ile borçlunun aile yapısı ve bu yapı içinde yaşantısına uygun olan bir konut edilmesine elverişli olan değerden daha fazla olmadığının iddia edilebileceği ve 11. bentte yapılan düzenlemeden, borçlunun haline münasip bir ev alınabilecek değerdeki taşınmazın haczinin caiz olmadığı anlaşıldığından, bu iddia ile açılan davanın incelenmesi sırasında mahcuzun daha fazla değerde olduğu kanıtlanamadığı takdirde haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Danıştay 4. Dairesi - Karar No: 1989/3286

Davacının hacizli gayri menkulünden başka gayri menkulünün bulunmadığı dosya münderecatından anlaşılmaktadır. Davacının mesken olarak kendinin ve ailesinin kullandığı gayri menkulün haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olduğu tespit olunmadan haczedilerek satışına karar verilmesinde, 6183 sayılı Kanunu 70. Maddesinin 11. Bendi karşısında isabet yoktur. Dava konusu işlemin iptali anlamına gelen, davanın kabulü yolundaki mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde ve kanuna uygundur.

Yukarıdaki yargı kararları incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

* Borçlunun bir tek evinin olması ve o evde ikamet etmesi tek başına haczi engellemez.
* Ancak sahip olunan söz konusu tek ev, borçlunun haline münasip ise evin haczi mümkün değildir. Haline münasipliğin belirlenmesinde, borçlunun aile yapısı, aynı konutta ikamet etmek durumunda bulunan birey sayısı, bunların sosyal konumları ve ihtiyaçları vb. unsurlar dikkate alınır.
* Evin değerinin, borçlunun ve birlikte yaşayan ailesinin yaşamına uygun olan (başka) bir evin satın alma değerinden fazla olması halinde haciz söz konusu olabilecektir.

Yeterli araştırma yapılmadan başlatılan haciz işlemlerinde, evin haline münasip olduğu hususu borçlu tarafından ileri sürülmeli yasal olmayan uygulamaya itiraz edilmelidir. Hacze karşı, 30 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açılması mümkündür.[2]

4. SONUÇ

İcra ve İflas Kanununda[3] olduğu gibi Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda da borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak ikamet etmek amacıyla kullanılan tek evin değerinin, borçlu ve ailesinin haline uygun başka bir evin satın alma değerinden yüksek olması halinde haciz uygulanabilecektir.

[1] Mal bildirimi, borçlunun gerek kendisinde, gerekse üçüncü şahıslar elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın, nevini, mahiyetini, vasfını, değerini ve her türlü gelirlerini veya haczi kabil mal veya geliri bulunmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya sözle tahsil dairesine bildirmesidir.
[2] İhtiyati hacizde ise bu süre 7 gündür.
[3] Madde 82: Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:

Emrah AYGÜL
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

http://alomaliye.com/2010/emrah_aygul_vergi_borcu.htm