Gelir İdaresi geçen hafta KDV ile ilgili üç sirküler yayımladı. Mükellefin tam anlayamadığı bazı konuların idare tarafından açıklanarak kamuoyuna duyurulması olan sirkülerle yeni bir hüküm ortaya konmaz. Sadece mevcut hükümlerin nasıl anlaşılması gerektiği izah edilir. Muhtemelen bu konularla ilgili idareye birçok soru sorulmuş, İdare de her soruya ayrı ayrı cevap yazmaktansa böyle genel bir yazı yayımlama yoluna gitmiş. Mükelleflerin ayrımını yapmakta en çok zorlandığı ve en fazla sorduğu konulardan birisi KDV'nin indirimi. Bu vergi mükellefleri, bir mal veya hizmeti satmak için satın aldıklarında ödedikleri KDV'yi kendi satışları dolayısıyla hesapladıkları KDV'den indirim konusu yapmayı hak ederler. Böylece mükellefler sattıkları mal veya hizmet için oluşturulan katma değer için KDV ödemiş olurlar. Zaten bu vergi de nihai tüketiciden alındığı için esasen mükellef üzerinde herhangi bir vergi yükü oluşmaz. Ancak bazı durumlarda mükelleflerin mal veya hizmeti satın aldıkları KDV'yi kendi hesapladıkları KDV'den indirim konusu yapma hakkı bulunmaz. Bu durumda söz konusu vergi mükellef üzerinde kalmış olur. Bunlardan birincisi vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna tutulan işlemler için ödenen KDV'dir. Normalde KDV hesaplanmaması gereken bir işlem için bu vergi ödenmişse KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Mesela yurtdışında alınan bir hizmet için KDV ödenmişse bu vergi yurtiçindeki işlemlerden kaynaklanan KDV'den indirilemez. Tıpkı bunun gibi KDV'den istisna tutulan işlemler için ödenen KDV'ler de indirim konusu yapılamaz. Ancak kanunda ihracat, denizcilik sektörü vs. bazı istisnalar için ödenen KDV'nin iade alınmasına imkan tanınmıştır. İndirilemeyecek KDV'lerden ikincisi binek otomobillerle ilgilidir. Faaliyetleri binek otomobilini işletmek veya kullanmak olanlar dışındaki (rent a car, taksicilik şirketleri, sürücü kursları) mükellefler satın aldıkları binek otomobiller için ödedikleri KDV'yi indirim konusu yapamaz. Normalde ticarî araç olduğu için vergi indirimine müsaade edilen hafif ticarî taşıtların (Kangoo, Doblo, Caddy) sonradan değişiklik yapılarak binek otomobiline dönüştürülmesi halinde taşıtın alımında indirim konusu yapılan KDV dönüşüm işleminin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak 'ilave edilecek KDV' olarak beyan edilecektir. KDV'si indirilemeyecek diğer bir durum da zayi olan mallardır. Zayi olan mallarda da bir katma değer oluşmayacağı için alımda ödenen KDV'nin indirilemeyeceği kabul edilir. Yangın, hırsızlık, su baskını, bina çökmesi vs. durumlarda mallar tamamen yok olduğundan bu malların satılması mümkün değildir. Bu yüzden mal sahibi mükellef bu malların nihai tüketicisi kabul edilir ve KDV onun üzerinde bırakılır. Tıpkı bunun gibi kullanım süresi geçen veya kullanılamayacak hale gelen mallar da zayi olan mal olarak değerlendirildiğinden, ödenen KDV'ler de indirilemez. İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma, çürüme, çatlama gibi sebeplerle kullanılamaz hale gelen ve imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve malzeme ile ambalaj maddeleri bu kapsamda sayılabilecek mallardır. Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar sebebiyle yüklenilen vergilerin indirimine imkan tanınmaktadır. Ayrıca malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmaz. Bu durumda malların zayi olması değil düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Mesela üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin, yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri olan yedek parça ve malzemelerin daha düşük bir fiyatla satılması halinde bunlar sebebiyle yüklenilen KDV'nin tamamı indirim konusu yapılabilir. Fire sonucu meydana gelen kayıplar da zayi olan mal kapsamı dışındadır. Bu yüzden belirlenen fire miktarı kadarlık kayıplara ilişkin KDV'ler indirim konusu yapılabilir. Son olarak Gelir veya Kurumlar Vergisi kanunlarına göre gider kabul edilmeyen harcamalara ilişkin ödenen KDV'ler de indirilemez. Faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan giderler dışında kalan, işle ilgili bulunmayan veya işletme sahibinin özel tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde bulunan ve sair kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemez. Mesela kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusuyla ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları, kazancın tespitinde indirim olarak dikkate alınmadığından, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Bu durumda KDV kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınır. Diğer hallerde ise indirim konusu yapılamayan KDV Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir. Zayi olan mallarda olduğu gibi indirilemeyecek KDV şartları sonradan oluşmuş ve yüklenilen KDV'nin daha önce indirim konusu yapılmış olması halinde, bu tutarların indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü vergilendirme dönemine ait 1 No'lu KDV Beyannamesi'nin 'İlave Edilecek KDV' satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekir. Ahmet Yavuz http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1000263&title=bi... |