Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İşletmelerce indirilemeyecek Katma Değer Vergisi PDF Yazdır e-Posta
01 Temmuz 2010

Image

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nca 23.06.2010 tarihinde yayınladığı 57 nolu Katma Değer Vergisi (KDV) sirküleri ile indirilemeyecek KDV konusundaki tereddütleri gidermek üzere geniş açıklama yapıldı.

KDV Kanunu'nun 30'uncu maddesindeki hükümler ve belirtilen sirkülerdeki açıklamalara göre başlıca konulara aşağıda da kısaca yer verilmiştir.

Vergiye tabi olmayan işlemlerdeki KDV yükü

KDV Kanunu'na göre; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyetler ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan mal teslimleri ve hizmetlerin KDV'ye tabidir. Bilindiği gibi, kanunun 6'ncı maddesinde işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği ifade edilmiştir. Bu kapsama girmeyen mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV'ye tabi değildir. Bu nedenle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamaz.

Bunlar başlıca aşağıda olduğu gibidir;

- Yurt dışındaki malların Türkiye'ye getirilmezsizin yine yurt dışına satışı yoluyla yapılan ihracat işlemi (Transit ticaret)

- Türkiye'de KDV mükellefi olan bir firmanın yabancı bir ülkede yer alan fabrikasında üretilen malların yine yurtdışında satışı

- Yurt dışındaki havayolu firmalarına yurtdışında yolcu taşımak üzere yapılan uçuş hizmetleri

- Yurt dışına çıkartılan kamyon, iş makinesi, tarım makinesi vb. araçların yine yurtdışındaki kişi ve kurumlara kiralanması

- Türkiye'de mükellef olan avukatın yurtdışında görülen bir davada müvekkilini temsil etmesi

- Türk inşaat firmasının yurtdışında inşaat onarım ve montaj işleri gibi işlemler KDV'ye tabi olmadığından, bu işlemler nedeniyle Türkiye'de KDV ödenmiş olması halinde, yüklenilen KDV tutarları indirim konusu yapılamayacaktır.

Vergiden istisna edilmiş işlemlere ve yüklenilen KDV

Bilindiği gibi KDV Kanunu'na göre bir kısım işlemler vergiden tam olarak istisna edilmiştir. İhracat istisnası gibi bu tür istisnalarda mükellef üzerinde hiçbir vergi yükü kalmaz. İndirim veya iade yoluyla yükün tamamı kaldırılır. Bazı hallerde ise nihai aşamadaki teslim ve hizmetlere istisna tanınmaktadır. Kısmi istisna olarak da ifade edilen bu durumda alıcıya kesilen faturada KDV hesaplanmaz. Vergiden istisna edilmiş bulunan bu tür işlemlerle ilgili olarak yüklenilen vergilerin indirimi mümkün bulunmamaktadır. Başlıca istisnalar aşağıda olduğu gibidir.

- Kanunun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamayacaktır. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığı'na bağışlanacak hastanelerin veya Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlanacak okulların inşası nedeniyle yüklenilen KDV veya kamu menfaatine yararlı bir derneğe, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakfa yapılan ayni bağışlarla ilgili yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.

- Tarım Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri veya Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri tarafından tarımı yaymak, ıslah ve teşvik amacıyla zirai araştırmalar, arazi ıslah çalışmaları yapılması; tohumluk, fidan, damızlık hayvan teslimleri kanunun 17/1-a maddesi gereğince KDV'den istisna olduğundan bu teslimlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu ürünlerin maliyetleri içinde yer alan KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

- Kamu menfaatine yararlı bir derneğe ait sağlık biriminin KDV'den müstesna olan sağlık hizmeti ifaları ile ilgili olarak yüklenmiş olduğu KDV indirim konusu yapılamayacaktır.

- Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösterenler tarafından verilen bazı yazılım hizmetleri dolayısıyla yüklenilen KDV, ürettikleri yazılımı Türkiye'de satmaları halinde indirim konusu yapılamayacaktır.

- Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimi KDV'den istisna olduğundan bu teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamayacaktır.

Binek otomobillerinin alımında ödenen KDV


KDV Kanunu'nun 30/b maddesi hükmüne göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV hariç olmak üzere, KDV mükelleflerinin binek otomobili alımında yüklendikleri KDV'nin indirimi mümkün bulunmamaktadır.

KDV uygulaması bakımından binek otomobili kapsamına giren araçlar, 54 nolu KDV sirkülerinde yapılan açıklamalar göre belirlenecektir.

Bu çerçevede, taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alış belgesinde gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde, bu araçların fiilen faaliyette kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir.

Binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, otomobil kiralama şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için aldığı otomobili (örneğin; genel müdüre tahsis edilen otomobil, bir pazarlama şirketinin satış elemanına tahsis ettiği otomobil vb.) nedeniyle yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Zayi olan mallara ait KDV

KDV sisteminde alış belgelerinde gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanmaktadır. Zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir katma değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracağı; bu nedenle, kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV'nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyecektir.

Ancak, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimi mümkün bulunmaktadır.

Buna karşılık Maliye Bakanlığı'nca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal nedeniyle yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Örneğin, ithal edilen malların depolandığı antrepolarda çıkan yangın sonrasında Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilan edilmediği takdirde zayi olan malların ithalinde ödenen KDV indirilemez.

Ayrıca 113 Sayılı KDV Genel Tebliği'ndeki açıklamalara göre;


- İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma, çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen ve bu nedenle imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve malzeme ile ambalaj maddeleri

- Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli kimyasallar içerdiğinin tespit edilmesi gibi nedenlerle kanunen tekrar satılması mümkün olmayan ve imha edilen bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda ürünleri

- Sağlık Bakanlığınca kullanımının yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar ile kullanım süresi içinde formül hatası bulunan miadının dolması veya hasar görmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, üretimden kalkmış, insan sağlığını tehdit eden ilaçlar

- Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle yada şirket politikası gereği satışı mümkün olmadığından imha edilen mallar,

- Kullanım ömrünü tamamladığı için imha edilen araç lastikleri

için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz.

Malların değerinin düşmesi sonucu meydana gelen kayıplar

Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde iktisadi ve teknik nedenlerle, önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması ile ilgili hükümler geçerli olmaz. Bu durumda malların zayi olması değil düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir.

Fire sonucu meydana gelen kayıplar

Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlandığından, imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin de düzetilmesine gerekmez. Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire oranlarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin de indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır.

Gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV

KDV Kanunu'nun 30/d maddesi uyarınca, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen) giderler dolayısıyla ödenen KDV indirim konusu yapılamamaktadır. Buna göre, faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan giderler dışında kalan, işle ilgili bulunmayan veya işletme sahibinin özel tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde bulunan ve sair kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV' den indirilemeyecektir. Buna göre;

- Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları, kazancın tespitinde indirim olarak dikkate

- Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması kabul edilmediğinden, bu giderler dolayısıyla ödenen KDV'nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

KKDV Kanunu'nun 30'uncu maddesi gereği indirin konusu olamayan KDV tutarları Gelir ve Kurumlar Vergileri Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre,gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir.Bu kanunlar uyarınca indirimi kabul edilmeyen giderler nedeniyle yüklenilen KDV tutarları ise gider veya maliyet unsuru olarak ta dikkate alınamaz.

Akif AKARCA / Dr. Mehmet ŞAFAK

http://www.dunyagazetesi.com.tr/akif-akarca--drmehmet-safak_...