Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İşveren Tarafından Sağlanan Araçla, Sigortalının İşin Yapıldığı Yere Gidip Gelirken Geçirdiği Kazanın İş Kazası Sayılmasında Toplu Taşım Koşulu Kaldırıldı PDF Yazdır e-Posta
16 Temmuz 2010

Image

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda olduğu gibi (506 sayılı SSK md.11). 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda da (5510 sayılı SSGSSK md.13) iş kazasının tanımı yapılmıştır.

Sigortalının geçirdiği kazanın iş kazası sayılması için, yasada düzenlenen tanıma uyması ve aranan koşulları taşıması gereklidir.

Ekim/ 2008 ayı başından geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda, “sigortalının, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında” geçirdiği kazanın iş kazası sayılmasını düzenleyen bent hariç, diğer tüm bentlerde ki tanımlar aynen korunmuştur.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nda, sigortalının işveren tarafından sağlanan araçla işe gidiş ve dönüş sırasında ki iş kazası tanımını yapan düzenlemede öngörülen “toplu taşım” koşulu yeni yasal düzenleme ile kaldırılmıştır. Sigortalının işe gidiş gelişi sırasında geçirdiği kazanın iş kazası sayılıp sayılamayacağı konusu araştırılırken yapılan bu değişiklik göz önünde bulundurulacaktır.

II- 506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR YASASI’NDAKİ TANIM

Ekim/2008 ayı başından itibaren bazı maddeleri hariç yürürlükten kaldırılan Sosyal Sigortalar Kanunu’nda sigortalının işin yapıldığı yere gidip, gelirken geçirdiği kazanın iş kazası sayılması için diğer aranan koşullarla beraber, toplu taşım koşulunun da birlikte gerçekleşmesini ön görmüştü.

Sigortalının işe gidip, gelirken geçirdiği kazanın iş kazası sayılması için, aracın işveren tarafından sağlanması, zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesi, bu olay sonrasında sigortalının bedeninin ya da psikolojisinin özüre uğraması, olayla sonucu arasında illiyet bağının bulunması yeterli olmayıp, ayrıca işveren tarafından sağlanan araçla toplu taşımın yapılıyor olması da gerekiyordu. Bir başka ifade ile işveren tarafından sağlanan servis aracı ile işin yapıldığı yere birden çok sigortalının götürülüp getiriliyor olması da gerekiyordu.

Bu düzenlemede ki amaç, birden çok sigortalı çalıştıran işverenlerin çok sayıda araç tahsis ederek, sigortalılarını tek tek taşımaları halinde, gözetim ve denetim görevlerini yapmayacaklarıdır. Ancak Yargıtay, bir sigortalının dahi işveren tarafından sağlanan araçla işin yapıldığı yere götürülüp getirilirken geçirdiği kazanın, iş kazası sayılması gerektiği eğiliminde idi.

Nitekim Yargıtay 10 Hukuk Dairesi’nin bir kararında servis aracını kaçıran sigortalının, işverene ait damperli kamyonla evine giderken geçirdiği kazayı iş kazası saymıştır([1]).

İşveren tarafından sağlanan araçla işe gidip dönerken meydana gelen kazaların iş kazası sayılması için toplu taşım koşulu aranması, işin gereği olarak sigortalıların tek tek taşınmasının zorunlu olduğu işlerde ya da işyerinde tek sigortalı işçinin çalıştığı durumlarda sorun oluşturmakta, uyuşmazlıklara neden olmakta idi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile “toplu taşım” koşulunun yasa metninden çıkartılması bu koşuldan kaynaklanan olası uyuşmazlıkları ortadan kaldıracaktır.

III- EKİM/ 2008 AYI BAŞINDA YÜRÜRLÜĞE GİREN UYGULAMA

Ekim/ 2008 başında yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasası ile toplu taşım koşulu metinden çıkartılmış, “Sigortalının işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında” geçirdiği kaza iş kazası sayılmıştır (5510 sayılı SSGSSK md.13/e).

Yeni düzenleme ile toplu taşıma koşulunun yasa metninden çıkartılması metni sosyal güvenlik hukukuna daha uygun hale getirmiştir. Bu koşula dayalı uyuşmazlıklarında ortadan kalkmasını sağlamıştır

Yapılan yeni düzenleme ile Sigortalının işe gidişi ve gelişi sırasında geçirdiği kazanın iş kazası sayılması için,

Aracın işveren tarafından sağlanması,

Zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesi,

Sigortalının bedeninin ya da psikolojisinin özüre uğraması ve

Sigortalının uğradığı özür ile olay arasında illiyet bağının bulunması gereklidir.

Sigortalının işe gidişi ve gelişi sırasında meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için yukarıda sayılan koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur.

Örneğin sigortalı işveren tarafından sağlanan araçla değil de kendi özel aracı ile işe gidip geliyor ise yolda geçireceği kaza iş kazası sayılmayacaktır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kendi özel motosikleti ile işe gelirken işyeri dışında yolda geçirdiği trafik kazası sonucu ölen sigortalı açısından olayı iş kazası saymamıştır([2]).

Sigortalının işe gidiş ve gelişi sırasında meydana gelen zararlandırıcı olayın iş kazası sayılıp sayılamayacağı hususundaki uyuşmazlık, işveren tarafından sağlanan aracın bulunduğu yer ile sigortalının evi ya da işyeri arasındaki mesafede geçirdiği kazanın iş kazası sayılıp sayılmayacağıdır.

Kurum sigortalının işveren tarafından sağlanan araçtan indikten sonra yolun karşı tarafında bulunan işyerine geçerken geçirdiği kazayı iş kazası kabul etmemektedir([3]).

Oysaki madde metnindeki “sırasında” sözcüğü işe gidiş gelişi hazırlayan faktörleri de içermektedir. Bu nedenle “….(e) Bendinin salt sigortalıların taşıt aracına bindikleri ve indikleri zaman kesitiyle sınırlı biçimde anlaşılmaması gerektiğini gösteren bir hüküm taşımadığı açık seçik ortadadır.

Böyle olunca sigortalının araca bindiği ve işyeri dışında indikten sonra yaya olarak yürüdüğü zaman kesiti içinde kazaya uğraması halinde olay iş kazası sayılmalıdır([4]).

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi sigortalının servis aracından inip işyerine yürüyerek giderken işyeri dışında geçirdiği kazayı([5]), 21.Hukuk Dairesi ise sigortalının servis aracı beklerken geçirdiği kazayı([6]) iş kazası saymıştır.

Celal TOZAN*
Yaklaşım

(*) Türk-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı

[1] Yrg. 10. HD.’nin, 19.10.1981 tarih ve E.4721, K.5303 sayılı Kararı.
[2] YHGK’nın, 04.11.1998 tarih ve E.21-767, K.787 sayılı Kararı.
[3] Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kısa Vade Sigortalar Daire Başkanlığı’nın, 23.12.2008 tarih 2008/108 sayılı Genelgesi.
[4] Resul ASLANKÖYLÜ, Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, s.206
[5] Yrg. 10 HD.’nin, 19.01.1987 tarih ve E.6147, K.6285 sayılı Kararı.
[6] Yrg. 21 HD.’nin, 14.05.1996 tarih ve E.2674, K.2738 sayılı Kararı.