Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hisarcıklıoğlu: Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz ama en büyük 100'de şirketimiz yok PDF Yazdır e-Posta
26 Kasım 2007
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz ama en büyük 100 şirket içinde tek bir şirketimiz yok. Üstelik bizden daha küçük ölçekteki Yunanistan'ın, Portekiz'in, Finlandiya'nın olmasına rağmen bizden bir tane bulunmamaktadır" dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından bu yıl "Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon" temasıyla 6'ncısı düzenlenen Sanayi Kongresinin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, ekonomide son 6 yılda kaydedilen büyümenin temel kaynağının, Türk sanayicilerin, girişimcilerin, her türlü zorluğa göğüs gererek gösterdikleri, çalışma, üretme ve ihracat yapma azimleri olduğunu belirtti.

Hisarcıklıoğlu, "Öte yandan büyümeyle beraber, bir sürece daha şahit oluyoruz. Artık eskiden para kazandığımız faaliyetlerden kar edemiyoruz. En iyi bildiğimiz işlerde, sektörlerde, rekabette zorlandığımızı görüyoruz" diyerek, rekabetin arttığı, karların düştüğü bir dönemin yaşandığını kaydetti.

Eskisine göre daha sermaye yoğun ve değerli ürünler ihraç edildiğini, ancak bunun ürünlerin katma değerinin yüksek olduğu anlamına gelmediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Her ay ihracat rekoru kırıyor olabiliriz ama düşen kurun etkisiyle ithal girdilerimiz ihracatımızdan çok arttıkça, net katma değerimiz düşmektedir. Bugün sanayimiz, düşük döviz kuru rüzgarının önünde sürüklenen, hangi limana gittiğini bilmeyen bir gemi durumundadır" diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, bu durumda akla gelen ilk sorumlunun düşük kur olduğunu, ancak yalnızca kuru sorumlu tutmanın, fırtınada dümeni çalışmayan bir gemi karaya oturunca bundan sadece rüzgarı sorumlu tutmaya benzediğini belirterek, yaşanan sıkıntının temelinde döviz kuru kadar, bir sanayi politikasının olmamasının yattığını, döviz kurunun, buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu ifade etti.

Kapsamlı sanayi politikasının iki ayağı

Kurun mecbur bıraktığı faaliyetlerin değil, sanayinin rekabet gücüne katkıda bulunacak yenilikçi faaliyetlerin gelişmesi, ihracat potansiyeli ve katma değeri fazla olan sektörlerin büyümesine odaklanmak gerektiğini söyleyen TOBB Başkanı, ''Bunlara kur karar vermesin, biz karar verelim. Küresel ekonomiye nasıl entegre olacağımıza, küresel eğilimler, küresel sermayeli şirketler değil, biz kendimiz karar verelim" dedi.

Kapsamlı bir sanayi politikasının iki ayağından birinin sanayicinin önündeki engellerin kaldırılması olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Bu yüzden her bürokratın, özel sektörün üzerindeki yükü daha nasıl azaltırım diye düşünmesini bekliyoruz. Ben her gördüğümde, bürokratları ikaz ediyorum. Bakın çocuklarınız yarın, bizlerden iş isteyecek. Yani onların geleceği bizim başarımıza bağlı. O yüzden 'Bırakın, her şeye olumsuz yaklaşan, iş yapmamayı marifet sayan eski düşünce kalıplarınızı' diyorum" diye konuştu.

Rifat Hisarcıklıoğlu, sanayicilerin nitelikli iş gücü bulma konusunda da sıkıntı yaşadığını, özellikle pratik tecrübe, yabancı dil bilgisi ve bilgisayar becerisi alanında eksikler olduğunu kaydetti.

Bu çerçevede meslek eğitiminin reforme edilmesi, kurumsal yapının sağlamlaştırılması, hukuk sisteminin etkin işlemesi gibi ihtiyaçlara değinen Hisarcıklıoğlu, kayıt dışılık konusunda ise "Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz ama en büyük 100 şirket içinde tek bir şirketimiz yok. Üstelik bizden daha küçük ölçekteki Yunanistan'ın, Portekiz'in, Finlandiya'nın olmasına rağmen bizden bir tane bulunmamaktadır. Kayıt dışılık, finansal kaynaklara ulaşmaya engeldir. Finansal kaynağa ulaşamamak demek, küçük kalmaya mahkum olmak demektir" değerlendirmesinde bulundu.

Hisarcıklıoğlu, bu nedenle kurallara dayalı ve daha düşük oranlı bir vergi sistemi ile kayda girmenin maliyetlerinin düşürülmesini, "kayıt dışı belasına" bir son verilmesini beklediklerini söyledi.

Teşvik sistemi

Sanayi politikasının diğer ayağının ise sanayicinin yüksek katma değerli faaliyetlere yönlendirilmesi olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, bunun aracının da teşvik sistemi olduğunu belirterek, "Teşvik deyince bazılarımızın aklına bitmeyen fabrika iskeletleri geliyor, biliyorum. Çünkü her faaliyetin teşvik edilmesinin, aslında hiçbir şeyin teşvik edilmemesi anlamına geldiğini dikkate almayan, karmakarışık bir teşvik sistemimiz vardı. Şimdi şeffaf, getirisi götürüsü ölçülebilen, performansı izlenebilen bir sistem kurmak zamanı gelmiştir" dedi.

Rifat Hisarcıklıoğlu, katma değeri yüksek ve yenilikçi faaliyetlerin teşvik edilmesi gerektiğini, rüzgarda savrulan sanayicinin, düşük katma değerli ürünlere yönelebileceğini, doğru bilgi ve teşvikleri alan sanayicinin ise, rekabet gücü yüksek alanlarda faaliyet göstereceğini belirterek, ucuz iş gücüne dayalı rekabet döneminin sona erdiğini vurguladı.

İnovasyonun Türkiye'de olmayan, yurt dışından gelmiş mucizevi bir çözüm gibi algılandığına işaret eden TOBB Başkanı, şunları kaydetti:

"Oysa, dün sokak satıcılarının tablada sattığı en basit tüketim maddesi olan simidi, bugün simit saraylarında, 15-20 farklı çeşitte satarak, yeni katma değer sağlayan da biziz. İşte inovasyon bu... Şimdiyse, nasıl ki simidi saraya sokmayı başardıysak, tüm şirketlerimizin de üretim sürecinin her aşamasında daha yenilikçi olması, daha çok patent alması, teknolojik altyapısını yükseltmesi, çalışanların pratik bilgilerini ve eğitim düzeylerini geliştirmesi gerekmektedir."

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=335530