Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Mustafa Tan / Gelirler Kontrolörü - Kurumlar Vergisi Kanunu'nda tartışmalar biter mi? (26.11.07) PDF Yazdır e-Posta
26 Kasım 2007

Kurumlar vergisi mükellefleri için 2006 önemli bir yıldı. Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) yeniden yazıldı ve eski kanun yürürlükten kaldırıldı. Peki kanunun yayımından sonra neler oldu? Önemli gelişme vergi oranının yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülmesiydi. Hafızalarda daha çok da bu kısım kaldı. Onun haricindeki gelişmeler daha teknik kısımlar. Yeni kanun yayımlandıktan sonra sorunlar bitti mi? Hafızalarımızı yoklayalım.

İlk tartışma, 2006 yılında örtülü kazanç dağıtımına dair hükümlerin uygulanmayacağı konusu idi. Geçiş döneminde 2006 yılı boşlukta kaldığı için örtülü kazanç aktarımının cezalandırılamayacağı ileri sürüldü.

Yeni KVK'nın 21 Haziran 2006 tarihinde yayımlanıp birçok maddesinin 1 Ocak 1006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi ile birlikte yıl başından beri yapılan işlemlerin yeni kanuna göre durumu tartışıldı.

Kurucu ve intifa senetlerinden elde edilen temettü gelirleri ile bu senetlerin satışından elde edilen gelirlerdeki istisna için tarih tartışması yaşandı.

Muafiyet kapsamından çıkartılan kooperatiflerin mükellefiyetinin başlangıcı tereddüt oluşturdu.

Vergi kesinti oranlarının belirlenmesine kadar olan dönemde bazı ödemelerdeki tevkifat oranları tereddütlü idi.

Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarında kontrol oranının tespitinde birbirinden haberi olmayan tam mükellef kurum ve gerçek kişilerin durumu tartışıldı.

Başka kanunlarda düzenlenecek istisnaların KVK açısından anlam ifade edip etmeyeceği gündeme geldi.

Örtülü sermaye ve örtülü kazanç dağıtımında ödenecek vergi çıkmaması halinde düzeltmenin karşı tarafta yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini korumaya devam ediyor.

Konular uzatılabilir. Son olarak transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına bakalım. Düzenleme 1 Ocak 2007 tarihinden bu yana yürürlükte. Üstelik sadece kurumlar vergisi mükelleflerini değil gelir vergisi mükelleflerini de etkiliyor.

Transfer fiyatlandırması KVK'nın 13'üncü maddesinde düzenlendi. Gelir Vergisi Kanunu'nunda (GVK) ise 41'inci maddede yerini aldı. GVK, uygulamaya dair atfı KVK'ya yaptığı için KVK düzenlemeleri önemli hale geldi.

1 Ocak 2007 tarihinden bu yana KVK'nın 13'üncü maddesinin son fıkrasına göre hazırlanacak Bakanlar Kurulu kararı ve buna göre hazırlanacak genel tebliğ merakla bekleniyordu. Her iki düzenleme taslak olarak Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet sitesinde yer aldı. Ancak taslak metinlerin değişme ihtimalini gözden uzak tutmamak gerekiyordu.

18 Kasım 2007 tarihli Resmi Gazete'de Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ yayımlandı. Genel tebliğe baktığımızda taslak metinlerden farklı kısımların da olduğunu görüyoruz.

Transfer fiyatlandırması mükellefler için ilave iş yükü getirecek. Ayrıca bazı işlemler eskisi kadar kolay olamayacak. Özellikle fiyatlar konusunda ispat sorumluluğu mükellefe yükleniyor. Mükellef, fiyatlarını açıklamak durumunda kalacak. Dokümantasyon önemli olacak.

Genel tebliğin 8 numaralı başlığında cezalar düzenlenmiş. Mükellefe ibraz etme zorunluluğu getirilen bilgi ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde ceza uygulanacaktır. Daha önceki yazılarımızda ele aldığımız geriye dönük işlemler dolayısıyla cezai işlem olup olmayacağı soru işareti olarak durmaktadır.

Bir tartışma da Bakanlar Kurulu kararı yayımlanmadan genel tebliğin yayımlanması konusunda olabilir. Özetle, Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ, bize göre bir süre tartışılacaktır.

Son olarak, vergi cennetlerine yapılan ödemelerdeki tevkifata değinelim. Bu düzenleme de 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren yürürlükte. Hangi ülkelerin vergi cenneti olduğu ise henüz belirlenmedi. Dolayısıyla bir tartışma da burada yaşayabiliriz.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=335465&dept_id=80