Yasal düzenleme gereği olarak bu fon hesabı sermayenin cüz'ü (parçası) addolunmakta ve yurtiçi varlıkların beyanı halinde, beyan tarihinden itibaren fona alınan miktarların altı ay içinde sermayeye eklenmesi gerekmektedir.
Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkındaki yasanın 3'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında yer alan düzenleme gereği bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun hükümlerine göre Vergi Usul Yasası uyarınca yasal olarak tutmak zorunda oldukları defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydırarak ‘pasifte özel fon hesabı' açmakla yükümlü tutulmuşlardır. Yasal düzenleme gereği olarak bu fon hesabı sermayenin cüz'ü (parçası) addolunmakta ve yurtiçi varlıkların beyanı halinde, beyan tarihinden itibaren fona alınan miktarların altı ay içinde sermayeye eklenmesi gerekmektedir. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstermek zorundadırlar. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmamıştır. Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait tutarları banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmakla yükümlü tutulmuşlardır. Yasa koyucu, 5811 sayılı yasanın 3/2'nci maddesi ile bilanço esasına göre defter tutanların söz konusu yasa hükümlerinden yararlanabilmeleri için yasada belirlenmiş koşulların birlikte gerçekleştirilmesini öngörmüştür. Ancak yurtdışındaki varlıkların bildirim ve beyanında sermayenin bir cüz'ü olan fonun sermayeye eklenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır. İsteyenler söz konusu fonu diledikleri zaman herhangi bir süre şartı olmaksızın sermayelerine ekleyebilmektedirler. (Yazar, Feyyaz ‘Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına dair 5811 sayılı kanun-varlık barışı' Vergi Dünyası, Aralık 2009 sayısı eki, Sf: 29) Buna karşın bilanço esasına göre defter tutan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak 01.06.2009 tarihi itibariyle yasal defter ve kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların yasal defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin taşınmazlar dışındaki varlıklarını, öncelikle banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırmaları öngörülmüştür. Bu şekilde banka veya aracı kurumlara yatırılarak varlığı ispatlanan varlıkların bu tutarlar üzerinden yasal defterlere kaydedilmesi mümkün olmuştur. Vergi dairelerine beyan edilen taşınmazlar ise yasal defterlere, vergi dairelerine beyan edilen değerleriyle kaydedilmek zorundadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bilanço esasına göre defter tutan mükellefler özel fon hesabında yer alan miktarı, beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye eklemekle yükümlü tutulmuşlardır. Bakanlar kurulunun 2009/15456 sayılı kararı ile bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması hakkındaki yasa hükümlerinden yararlanmak için öngörülen bildirim ve beyan süreleri 31.12.2009 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmış olup, bu bağlamda bilanço esasına göre defter tutan gerçek ve tüzelkişilerin de özel fon hesabında izledikleri tutarların 30 Haziran 2010 tarihine kadar sermayeye eklenmesi öngörülmüştür. Ancak uygulamada bazı mükelleflerin yasa kapsamına giren varlıklarını bildirim konusu yaptıkları, muhasebe hesaplarında da söz konusu varlıkların pasifte özel fon hesabı alacaklandırılmak suretiyle muhasebeleştirdikleri buna karşılık sermaye artırımı için temmu zayı içnide ticaret sicili müdürlüklerine başvurdukları gözlenmektedir. Sermaye artış işlemlerinin ticaret hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret siciline tescil ettirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. ‘Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkındaki Yasa' hükümlerinden yararlanmak amacı ile 30 Haziran 2010 tarihinden sonra ticaret sicil müdürlüklerine yapılan başvurular ile ilgili sermaye artırım istekleri başvuru tarihi itibariyle dikkate alınacağı için sözü edilen yasa hükümleri çerçevesinde 30 Haziran 2010 tarihi de dahil bu süre için başvuruda bulunulmadığı için bilançonun pasifinde yer alan özel fon hesaplarının sermaye artırımında kullanılmak üzere gerekli tescil işlemleri yapılmamış sayılmaktadır. Ticaret Sicili Tüzüğü'nün 24'üncü maddesi uyarınca vakıaların (olayların) ticaret sicili memurluğundan dilekçe ile istenmektedir. Tescilin şartlarının yerine getirilmiş bulunduğu anlaşılır anlaşılmaz gerekli tescil işlemi yapılır. Bu bağlamda tescilde, tescil tarihi, kaydın sicil numarası ve memurun sicil sıra numarası ve imzası bulunur. (Ticaret Sicil Tüzüğü madde 26) Türk Ticaret Yasası hükümlerine göre sermaye artırımları da tescile tabidir. 5811 sayılı ‘Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkındaki Yasa'nın 3/2'nci maddesinde Türkiye'de bulunan varlıkların sermayeye ilavesi koşulu fon hesabına alınmasında öngörülen sürenin 30 Haziran 2010 tarihinde sona ermesi yasa hükmü olarak belirlendiğinden bu tarihten sonra yapılan sermaye arıtrımları taleplerinin 30 Haziran 2010 tarihi itibariyle tescili mümkün değildir. Veysi Seviğ http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=157&H... |