Servet Özkök / YMM, KPMG - Ticaret Kanunu Tasarısı'nın muhasebe standartlarına etkisi (28.11.07) |
28 Kasım 2007 | |
TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülen 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın yasalaşması halinde, 1957 yılından beri uygulanan Türk Ticaret Kanunu yürürlükten kalkacaktır. Bununla birlikte; Yeni Türk Ticaret Kanunu tüm tacirlere Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan muhasebe standartlarına göre defterlerini tutma zorunluluğu getirmektedir. Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) bazı farklılıklar dışında Uluslararası Muhasebe Standartları'nı (UMS) aynen yansıtmaktadır. UMS'nin yaygınlaştırılması ile ülkeler arasında tek bir muhasebe dili oluşturmak amaçlanmaktadır. Yeknesaklığın zorunluluğuna örnek olarak: Amerikan New York Borsası'na 1993 yılında ilk Alman firması olarak başvuran Daimler-Benz'in borsaya kaydı sürecinde yaşananlardır. Daimler-Benz, Almanya'da uygulanan standartlar doğrultusunda hazırladığı mali tablolarını, Amerikan sistemine uyumlaştırmak için 6 ay gibi bir zamana ihtiyaç duymuştur. Bu dönemin sonunda çıkan tablo, iki ülkede uygulanan muhasebe standartlarının farklılığını yansıtması açısından önemlidir. Almanya'da uygulanan standartlara göre firmanın karı 615 milyon mark iken, Amerikan standartlarında firmanın 1,8 milyar mark zararı oluşmuştur. Son yıllarda, SPK hükümlerine tabi şirketler ve bankalar ile isteyen kuruluşlar UMS ile uyumlu raporlama yapmaktadırlar. Bir yandan Avrupa Birliği süreci, diğer yandan yabancı yatırımcıların sayısındaki artış, UMS ile uyumlu TMS'nin diğer mükellefler açısından da uygulanmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu kapsamda; TTK Tasarısının yasalaşması ile çok geniş bir kesimi ilgilendirecek olan TMS düzenlemelerini 4 ana başlıkta toplayabiliriz. 1- Mali tabloların sunumu, 2- Değerleme, 3- Mali tablolara alınma, gelirin ve kazancın oluşması, 4- Sahip olunan vergi varlıklarının ve gelecekte karşılaşılabilecek vergi yükümlülüklerinin mali tablolara yansıtılması. Mali tabloların sunumuna ilişkin hükümlere; uluslararası standartlara uygun olarak çıkarılan Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) ile açıklama getirilmiştir. Bu çerçevede; kullanım kuralları aynı olan tek bir dilin, mali tablo hazırlanmasında esas alınması amaçlanmaktadır. TFRS ile birlikte, halen düzenlenmesi zorunlu olan mali tabloların yanında, özsermaye değişim ve nakit akım tablolarının da düzenlenmesi zorunlu kılınmaktadır. Ayrıca, mali tabloların ayrılmaz parçası kabul edilen dipnotlar, TFRS ile büyük önem kazanmaktadır. Dipnotlar ile işletmenin yapısı ve faaliyet alanı, mali tabloların hazırlanmasında uygulanan muhasebe standartları, hangi muhasebe ilkeleri ve politikalarının uygulandığı okuyucunun bilgisine sunulmaktadır. TMS, Vergi Usul Kanunu'nda (VUK) yer alan değerleme ölçütlerine ilave yeni değerleme ölçütleri getirmektedir. Örneğin makul değer (gerçeğe uygun değer); TMS uygulamalarında ana ölçütlerden birisidir. Makul değer ölçütü ile hissedarların ve diğer okuyucuların mali tabloda gördükleri resmin, anı ve gerçeği yansıtması amaçlanmıştır. TMS'de dönemsellik ve ihtiyatlılık kavramları daha önem kazanmaktadır. Dönemselliğe en çarpıcı örnek; yıllara sari inşaat sözleşmeleri gösterilebilir. VUK'a göre; yıllara sari işin kar veya zararı işin tamamlanması (geçici kabul) esasına bağlanmış olmakla birlikte, TMS'de yıllara sari kavramı ortadan kaldırılarak, devam eden inşaatın kar veya zararı dönemsel olarak belirlenmektedir. İhtiyatlılık yaklaşımı ise; işletmenin varlıklarını kazanca çevirememe ihtimali olan her durumda oluşabilecek kayıplar için karşılık ayırmayı zorunlu kılmıştır. TMS ile ertelenmiş vergi varlık ve yükümlülüğü kavramları getirilmiştir. En temel anlamıyla bu kavramları; şirketlerin bilanço tarihindeki ticari karını oluşturan kalemlere ilişkin, gelecekte karşılaşacakları vergi yükümlülükleri ve vergisel avantajlarını, yine bilanço tarihindeki ticari kâr ile ilişkilendirilmesi olarak tanımlayabiliriz. TTK Tasarısı'nın yasalaşması ile birlikte muhasebecilerin, mali tablo okuyucularının, analistlerin ve şirket denetçilerinin TMS uygulamalarını bilme zorunluluğu doğmaktadır. Ayrıca, TMS'ye göre hesaplanan ticari kardan VUK'a göre hesaplanacak mali kara geçiş, beyanname dönemlerinde uygulayıcılar tarafından daha kapsamlı bir çalışmanın yapılmasını gerektirecektir. http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=335758&dept_id=80 |