Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Torba Yasa Tasarısı ile Vergi Denetiminde Değişiklik ve Yenilikler PDF Yazdır e-Posta
02 Ağustos 2010

Image

Mayıs/2010 sonunda son şeklini alan Gelir Vergisi Yasa Taslağı''''nın TBMM''''ne sunulması beklenirken, Başbakanlık sürpriz bir şekilde Maliye Bakanlığı-Gelir İdaresi Başkanlığı''''nca hazırlanan 51 madde ve iki cetvelden oluşan ve iki düzineye ulaşan vergi ve diğer mali mevzuatta değişiklikler yapan Torba Yasa Tasarısını 25 Mayıs 2010 tarihinde TBMM''''ne sevk etmiştir. Gerekçe ve eklerle beraber 50 sayfaya yaklaşan bu Tasarı kamuoyuna açıklandığı için, bu alanda yazı yazan meslektaşlarımız bu uzun ve ayrıntılı Taslağın vergilerle ilgili bölümlerini kendi gazete ve dergilerinin sütunlarında ele alıp incelemişlerdir. Bunlardan görebildiklerimizi yazımızın kaynakça bölümünde sizlere sunmaya çalıştık.

Eski bir hesap uzmanı ve vergi denetçisi olarak Taslağın 9-14''''üncü maddeleri arasında Vergi Usul Kanunu içinde yer alan vergi denetimi ile ilgili değişiklik ve yenilikler üzerinde durmak, bu konudaki görüş ve önerilerimizi bu yazı içinde okuyucularımıza açıklamak istiyoruz.

I. Torba Yasa Tasarısına Toplu Bakış

Torba Yasa taslağı hazırlamak, kolay, rahat ve pratik bir yöntem olduğu için zaman zaman hükümetler tarafından başvurulan bir yol haline gelmiştir. Böylece bir çırpıda, birçok yasada değişiklik ve yeniliğin gerçekleşmesi kolaylaşmış olmaktadır. Ancak böyle bir yasa değiştirme ve yenileme yöntemine sıkça başvurulduğu zaman, ülkenin bir bütün olan vergi sisteminin bozulduğunu ve bütünlüğünü kaybettiğini unutmamak gerekir. Kaldı ki, değişiklik 1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gibi yarım yüzyıla yaklaşan yaşı ve sürekli değişikliğe uğrayan yapısı ile tanınmaz hale gelen eskimiş bir yasada gerçekleştiği takdirde, durum daha da ciddiyet ve önem kazanmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı yasayı yaşatmak için çareyi değişikliklerde arıyor. Halbuki kurtuluş ve çare hazır bekleyen yeni Yasa Taslağının yasalaşmasında olacaktır.

Torba Yasa Taslağına dönecek olursak, taslağın baş tarafına: i) Genel gerekçe ii) Madde gerekçeleri konmuştur. Bunlar uzun olmayıp 15 sayfa tutmaktadır. Sonra yasa taslağı gelmektedir. Torba Yasa Tasarısı 51 madde ve iki bağlı Liste''''den oluşmaktadır. Oldukça hacimli ve yüklü bir tasarı. Bu yazının kaleme alındığı tarihe kadar Plan ve Bütçe Komisyonu tasarıyı henüz gündeme almamıştı.

II. Vergi Denetim Hizmetinin Tek Çatı Altında Toplanması

Bundan önceki AKP Hükümetinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan''''ın son döneminde Türkiye''''de dağınık şekildeki vergi denetim hizmet birimlerinin tek çatı altında toplanması ve gerekli koordinasyonun sağlanması için merkez denetim elemanlarına ait üç kurulun (Maliye Teftiş, Hesap Uzmanları ve Gelirler Kontrolörleri Kurulları) lağvedilip bunların tek çatı altında, tek unvanla Gelir İdaresi Başkanlığına bağlanması hakkında çok güçlü bir reform hareketi başlatılmış ve konu ile ilgili tasarılar bile hazırlanmıştı. Fakat uzun bir geçmişi ve gelenekleri olan ve Bakanlığa bağlı olarak görev yapan bu kurulların ani bir kararla ortadan kaldırılması pek kolay olmamış ve bu radikal reforma karşı kamuoyunda güçlü bir mukavemet başlamış ve daha sonra bu girişimden vazgeçilerek eski durum aynen devam etmiştir.

III. Etkin Vergi Denetimi ve Güçlü Koordinasyon Dönemi

Yeni bir organizasyonla ilgili olarak merkezi vergi denetim kurullarının tek çatı altında toplanması tasarısı yürümeyince, bu kez yasa koyucu hazırladığı Torba Yasa Tasarı Taslağında, vergi denetimini yeniden ele almış ve vergi tekniği ve organizasyonu ile ilgili olarak etkin vergi denetimi ve güçlü bir koordinasyon hareketini başlatmak istemiştir. Burada hareket noktası vergi denetim hizmetlerinin etkinliğinin artırılması, incelenecek mükelleflerin nesnel risk analizlerine dayalı seçilmelerine yönelik düzenlemeler yapılması ve güçlü koordinasyon sistemi kurulması dönemine geçilmesi uygun görülmüştür.

Şimdi, Torba Yasa Tasarısında etkin vergi denetimi ve güçlü koordinasyonun sağlanması için yapılan düzenleme ve değişiklikleri VUK''''daki sıraya göre teker teker ele alıp açıklamak istiyoruz.

1. VUK Madde 134 – Maksat

“Maksat” başlığı altında düzenlenen bu maddenin amacı, vergi denetiminin tarifine ayrılmıştır. “Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.” Bilimsel olmaktan çok pratik ihtiyaçlara cevap veren bu tanımlama yasada aynen muhafaza edilmiş fakat maddeye iki fıkra daha eklenmiştir.

Birinci ek fıkrada vergi incelemesi tam ve sınırlı olmak üzere ikiye ayrılmış ve her iki tür denetim ayrıca tanımlanmıştır. Böyle bir ayırım bugün uygulamada zaten fiilen mevcuttur. Yasa koyucu bu fiili durumu yazılı hale getirmiştir. Yeni tanımlamaya göre;

Tam inceleme: İncelemeye tabi olanlar nezdinde ödenmesi gereken verginin doğruluğunun araştırılması amacıyla gelir veya kurumlar vergisi açısından bir takvim yılını veya hesap dönemini bütünüyle kapsayan incelemedir.

Sınırlı inceleme: İncelemeye tabi olanlar nezdinde, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması amacıyla belirli bir konuyla sınırlı olarak yapılan incelemedir.

Aynı maddeye eklenen ikinci fıkrada ise, vergi incelemeleri, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca, yıllık vergi inceleme ve denetim planına uygun olarak yerine getirilir. Teftiş, soruşturma, ihbar, şikâyet ve benzeri nedenlerle yıl içinde ortaya çıkabilecek vergi incelemelerinin yapılmasına dair usul ve esaslara yıllık vergi inceleme ve denetim planında ayrıca yer verilir.

2. VUK Madde 137 – İncelemeye Tabi Olanlar

Yasanın bu maddesi vergi incelemesine tabi tutulacak mükelleflerin belirlenmesinde genel nitelikte yuvarlak bir ilke ortaya koymuş ve maddeyi bağlamıştır. Halbuki konu, güç, çapraşık ve önem taşımaktadır. Vergi denetimine etkinlik kazandırmak için mükellefler nasıl ve hangi yöntemle seçilecektir? İşte Torba Yasa Tasarısında çözüm için bu konuda objektif kriterler getirilmiş, vergi denetiminin siyasi ve idari bir baskı aracı haline getirilmesini önleyici tedbirler alınmıştır. Çünkü bu tür uygulamalar kamuoyunda büyük tepki ve memnuniyetsizliklere neden olmaktadır. 137''''nci maddeye eklenen fıkra aşağıya aynen alınmıştır.

“Vergi incelemesine tabi tutulacakların, risk analizlerine dayalı olarak seçimi esastır. Ancak, vergi incelemesine tabi tutulma bakımından birinci sınıf tüccarlar, yıllık iş hacimleri, aktif ve öz sermaye büyüklükleri esas alınarak üç gruba ayrılır. Birinci gruba dahil olanlar üç yılda en az bir kez, ikinci gruba dahil olanlar altı yılda en az bir kez, üçüncü gruba dahil olanlar ise dokuz yılda en az bir kez tam veya sınırlı vergi incelemesine tabi tutulur. Maliye Bakanlığı, vergi incelemesine tabi tutulma bakımından mükellef gruplarını ve bu hükmün uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Vergi incelemesine tabi tutulma bakımından yapılan gruplandırma, sadece bu fıkrada öngörülen amaçlar için kullanılabilir.”

Yeni düzenlemeye göre, vergi incelemesine tabi tutulacak mükelleflerin risk analizine dayalı olması esastır. Yeni değişiklikteki hükümler bu ilkenin istisnası olmaktadır. Şunu da belirtelim ki, Gelir İdaresi Başkanlığı''''nın teknolojiye dayalı veri tabanı son yıllarda gerçekten güçlü hale gelmiş durumdadır. Artık yeni vergi incelemelerine baz oluşturacak mükellef bilgileri konusunda idare yeterli bilgiye sahip durumdadır. Yeter ki risk bazlı analiz süreci iyi tanımlansın.

3. VUK Madde 140 – İncelemede Uyulacak Esaslar

213 sayılı Vergi Usul Kanunu''''nun 140''''ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (2) numaralı bent eklenmiş, mevcut (2) ve (3) numaralı bentler (3) ve (4) numaralı bentler olarak teselsül ettirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki (5) ve (6) numaralı bentler ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

Vergi incelemesinde uyulacak esaslarla ilgili VUK''''nun 140''''ıncı maddesinin üç bendi aynen muhafaza edilmiş yeniden üç önemli bent eklenmiştir. Eklenen 2 nolu yeni bende göre vergi incelemesine başlandığı bir tutanakla tespit edilir ve bir kopyası nezdinde inceleme yapılan mükellefe, bir kopyası denetçinin mensup olduğu idari birime ve diğer örneği de ilgili vergi dairesine yollanır. Bu yöntem eskiden beri uygulamada mevcut iken, yasa koyucu bu işlemi genişleterek yasa metnine aktarmıştır.

Çağdaş vergi uygulamalarında mükellef haklarına riayet vergi idarelerinin önem verdiği konuların başında gelmektedir. Bu kurala göre, bir işletmede vergi denetiminin başladığı, bunun tespiti, incelemenin mevzuata uygun şekilde yürütülmesi ve belirli bir sürede bitirilmesi mükellef hakları açısından önem taşımaktadır.

VUK''''nun 140''''ıncı maddesinin 5 nolu bendi ile getirilen düzenleme önemli bir yenilik sayılabilir. Buna göre: İnceleme elemanları,

5. Vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemezler. Ancak, bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığı''''na yazılı olarak bildirirler.

Bu yeni düzenleme ile vergi inceleme raporlarının işleme konulmadan önce yetkili komisyonlar marifetiyle değerlendirilmesi suretiyle bunların kanun, kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülerlere uygun olması amaçlanmaktadır. Vergi denetim elemanlarının mevzuata aykırı inceleme raporu düzenleyememeleri Maliye Bakanlığı''''nda görev yapan tüm memurlar açısından bağlayıcı niteliktedir. Bu durumda fazla bağlayıcı hukuki gücü olmayan sirkülerler du bu gruba dahil olmuş durumdadır. Bu şekilde vergi incelemesinde tek düze uygulama sağlanmış idari bazı pürüzler ortadan kalkmış olacaktır.

140''''ıncı maddenin 6 nolu bendi vergi inceleme raporlarının rapor değerlendirme komisyonları tarafından okunup değerlendirilmesi ile ilgili olarak iki kademeli bir düzenleme yapmıştır. Bununla ilgili yasal düzenleme tasarıda şu şekilde açıklanmıştır.

“Maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, işleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birimler nezdinde meslekte on yılını tamamlamış en az üç kişiden oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sürküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanla komisyon arasında uyuşmazlık oluşması halinde uyuşmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Maliye Bakanlığı''''nca belirlenen tutarları aşan tarhiyat önerisi içeren vergi inceleme raporları ise doğrudan, Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ve Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı bünyesinde oluşturulan rapor değerlendirme komisyonlarının üyeleri arasından görevlendirilecek üçer üyeden oluşan dokuz kişilik Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanlar, bu komisyon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi inceleme raporlarını işleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi ederler.

Vergi incelemesi yapmaya yetkili olan diğer memurlar tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, Gelir İdaresi Başkanlığı merkez ve taşra birimlerinde oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından değerlendirilir.”

4. Torba Yasa Tasarısı Madde 28 – Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu

Yazımızın baş tarafında da değindiğimiz gibi, Torba Yasa Tasarısı ile yapılmak istenilen reformlardan biri de, çok başlı bir görünüm arzeden Türkiye''''deki vergi denetim sistemini bir düzen ve disiplin altına almak, vergi denetiminde etkinliği sağlamak ve kuruluşlar arası güçlü bir koordinasyon kurmak ve bu alanda yeni bir dönem başlatmaktır. Çünkü denetim kuruluşlarını tek çatı altında toplama ve birleştirme çabaları çeşitli nedenlerle gerçekleşemeyince, hükümet alternatif yol olarak bu yeni düzeni denemeyi uygun görmüştür.

Konuyu açıklamak için önce çok başlı bir görünüm arzeden vergi inceleme ve denetiminin farklı kuruluş ve başlıklar altında bağımsız görev yapan merkez ve taşra''''daki hizmet birimlerinin durumunu özet olarak göstermek istiyoruz:

1. Maliye müfettişlerinden oluşan Maliye Teftiş Kurulu,

2. Hesap Uzmanlarından oluşan Hesap Uzmanları Kurulu,
3. Gelirler Kontrolörlerinden oluşan Gelir İdaresi bünyesinde merkezi vergi inceleme birimi,

4. Vergi Denetmenleri, Vergi Dairesi Bölge Başkanlıklarında görev yapmaktadırlar.

5. Vergi Dairesi Müdürleri de vergi inceleme yetkisine sahiptirler.

6. Torba Yasa Tasarısında yeniden ihdas olunan Gelir Uzmanlarının da belirli sınırlar içinde inceleme ve denetim yetkileri mevcuttur.

7. Mustafa Uysal arkadaşımızın belirttiği gibi, VUK''''nun 127''''nci maddesi gereğince Yoklama Memurlarının da mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve konuları araştırma yetkileri mevcuttur.

Görüldüğü gibi, vergi inceleme kuruluşlarının sıralamasında ortaya oldukça zengin bir tablo çıkmıştır. Bunların kadrolarına gelince:

Merkezi vergi inceleme hizmet birimlerindeki toplam eleman sayısı 650 kişi olduğu halde, vergi denetmenlerinin sayısı 2800 kişidir. Torba Tasarıda bu kadroya ayrıca 5000 kişilik bir ilave yapılması düşünülmüştür. Buna mukabil yoklama memurlarının sayısı düşük durumdadır. Bu kadro eğitilerek ve sayıları artırılarak daha yararlı bir duruma getirilebilir.

Bu tablo vergi denetim ve inceleme hizmetinde güçlü bir koordinasyonun kurulmasının zorunluğunu ortaya koymaktadır. Torba Yasa Tasarısının 28''''inci maddesinde yeniden kurulması tasarlanan Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu ile bu amaca ulaşılacağı öngörülmüştür.

Vergi Usul Kanunu''''nun 134''''üncü maddesine Torba Yasa Tasarısı ile eklenen son fıkra gereğince vergi incelemeleri, her denetim birimi tarafından hazırlanacak olan Yıllık Vergi İnceleme ve Denetim Planına göre yürütülecektir. Bu planda hem normal ve mutad denetimler hem de teftiş, soruşturma, ihbar ve şikâyet gibi yıl içinde çıkabilecek olağanüstü olaylara da yer verilecektir. Bu şekilde uygulamada halen mevcut planlama çalışmaları yasal bir nitelik kazanmıştır.

Yeniden kurulması tasarlanan Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu ile vergi incelemelerinde etkinliğin ve verimliliğin artırılması, vergi inceleme hizmet birimleri arasındaki koordinasyonun sağlanması, uygulama birliğinin temin edilmesi, yıllık denetim planının hazırlanması ve uygulamaların izlenmesi gibi birçok amaç birlikte öngörülmüştür. Bu yeni reform ile halen mevcut olan dağınıklığın uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Bu açıdan kurula ağır bir hizmet ve buna ek bir sorumluluk yüklenmiştir.

a) Vergi İnceleme ve Koordinasyon Kurulu, Kuruluş ve Görevler

Bu kurul 1983 yılında yayımlanan 178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK''''ya eklenen 33/B maddesi ile kurulacaktır. Buna göre kurul, 1 başkan ve 4 üyeden oluşmaktadır:

Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu; Gelir İdaresi Başkanının başkanlığında (1), Maliye Teftiş Kurulu Başkanı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığının bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı ve Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanından oluşur. Kurulun sekreterya görevi Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından yerine getirilir.

Görevleri ise, Bakanlığın vergi inceleme ve denetim amaçlarına ulaşmasını sağlamak, vergi inceleme ve denetimleri ile raporlamaya ilişkin standart, ilke, yöntem ve teknikleri geliştirmek, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların uyacakları etik kuralları belirlemek, vergi inceleme birimleri arasında koordinasyonu, bilgi akışını ve uygulama birliğini temin etmek, Bakanlığın vergi incelemeleri ve denetim birimlerinin uygulayacağı yıllık vergi inceleme ve denetim planını hazırlamak ve uygulamayı izlemek şeklinde sıralanmıştır.

Vergi incelemesi ve denetimine ilişkin temel amaç ve hedefler, Gelir İdaresi Başkanlığı risk analiz sistemi üzerinden yapılan analizlere dayalı olarak incelemeye alınacak sektörler ile mükellefler, vergi incelemesi ve denetiminin uygulanması ve izlenmesine ilişkin diğer hususlar yıllık vergi inceleme ve denetim planında gösterilir. Yıllık vergi inceleme ve denetim planı Bakanın onayı ile yürürlüğe girer.

Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu, yıllık vergi inceleme ve denetim planı uygulama sonuçlarını ertesi yılın Nisan ayı sonuna kadar kamuoyuna açıklar.

b) Çalışma Düzeni

Gelir İdaresi Başkanlığı, Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ile vergi incelemesine yetkili olanlar, vergi incelemesi ve denetimine ilişkin görevlerini bu maddede ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yerine getirmek zorundadır.

Kurulun çalışma usul ve esasları, yıllık vergi inceleme ve denetim planının hazırlanması, uygulanması ve sonuçlarının izlenmesi ile bu maddede yer alan diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Kurulun önerisi üzerine Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Vergi denetim ve inceleme sisteminde güçlü koordinasyon döneminin başlaması, Torba Yasa Taslağında yukarıda özetlemeye çalıştığımız şekilde dizayn edilmiştir. Son olarak hazırlanması öngörülen yönetmelik ile gerek denetim ve koordinasyonu ve gerekse izlemede ince ayarların yapılması, sisteme esneklik kazandıracaktır. Yeni dönem ve düzenleme bu hali ile daha şimdiden bazı ön eleştiriler almaya başlamıştır. Tasarı taslağında Koordinasyon Kurulunun oluşmasında Başkanlığın işin patronu sıfatı ile Gelir İdaresi Başkanına verilmesi ve bu kurulda Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu gibi iki üst denetim biriminin başkanlarının üye olarak görev alması Maliye Bürokrasi ve Protokolü açısından pek hoş olmamıştır. Ancak bu durum Vergi Yasası Komisyonundaki görüşmeler sırasında değiştirilmiş ve Kurul, Bakan ya da vekâlet vermesi halinde Müsteşar başkanlığında toplanabilir hale dönüştürülmüştür. Diğer yandan Koordinasyon Kurulunda, denetimde sayıca büyük ağırlığı olan Vergi Denetmenlerinin temsil edilmemesi büyük boşluk ve ihmal şeklinde yorumlanmaktadır. Halbuki bu hizmet birimi elemanlarının katkı payı, gerçekten yüksek ve ihmal edilmeyecek bir düzeydedir. Ayrıca vergi denetimine sonradan katılan ve oldukça önemli görevleri olan gelir uzmanlarının durumu daha şimdiden eleştiri konusu olmaya başlamıştır. İşaret ettiğimiz bu pürüzlerin zaman içinde düzeleceğini ümit ediyoruz.

5. İncelemelerde Yetkili Gelir Uzmanı Çalıştırılması

213 sayılı Vergi Usul Kanunu''''nun 141''''inci maddesinden sonra gelmek üzere yasaya, Torba Yasa Tasarısının 12''''nci maddesi ile aşağıdaki 141/A maddesi eklenmiştir.

“İncelemelerde yetkili gelir uzmanı çalıştırılması

MADDE 141/A- İnceleme yapmaya yetkili olanlar, vergi incelemeleri sırasında gerekli görmeleri halinde refakatlerinde çalıştırmak üzere, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde, yetkili gelir uzmanı görevlendirilmesini talep edebilir. Bu şekilde görevlendirilen yetkili gelir uzmanları, nezdinde vergi incelemesine başlanılan mükelleflere ait beyanname, bildirim, defter ve belgeler üzerinde kontrol yapabilir, gerektiğinde mükelleften izahat isteyebilir, lüzumunda iş yerinin her tarafını gezip görebilir, fiili envanter çalışmalarına katılabilir ve vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları hakkında tespit ettikleri hususları tutanağa bağlarlar. İlgililerin itiraz ve mülahazaları varsa bunlar da tutanağa geçirilir. Bu tutanaklar, 141''''inci madde uyarınca düzenlenen tutanaklar hükmündedir. Tutanakların bir nüshasının, nezdinde inceleme yapılan kimseye verilmesi mecburidir. Yetkili gelir uzmanları, düzenledikleri tutanaklar ile diğer bilgi ve belgeleri, yapılmakta olan vergi incelemesinde değerlendirilmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara tevdi eder.”

Madde gerekçelerinde bu değişiklik ile ilgili açıklamaya bakacak olursak, vergi incelemeleri sırasında vergi incelemesine yetkililer yanında yine kısmi yetkili gelir uzmanlarının çalıştırılması olanağı sağlanmıştır. Yetkili gelir uzmanları, yanında çalıştıkları incelemeye yetkili kişiler tarafından kendilerine verilen görev sınırları içinde, kendilerinden istenen işleri yapacak ve bu işlere ilişkin tutanak, bilgi ve belgeleri yanında çalıştığı incelemeye yetkili kişilere tevdi edecektir. Böylece, vergi denetim kapasitesinin artırılmasına da önemli bir katkı sağlanmış olacaktır.

Daha önceleri yasalarımızda vergi denetimi yapmaya yetkili gelir uzmanı başlığı altında bir hizmet birimi mevcut değildi.

Bu hizmet birimi yine Torba Yasa Taslağının 45''''inci maddesi ile 05.05.2005 tarih ve 5435 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun, başlığı “Denetim elemanı, avukat ve uzman personel çalıştırılması” şeklinde değiştirilen 29''''uncu maddesine eklenen bir fıkra ile ihdas edilmiştir. Önemli bir değişiklik olduğu için aşağıya aynen aktarıyoruz:

“Meslekte en az altı yıl fiilen çalışmış olan gelir uzmanları arasından, Başkanlık tarafından yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olanlar, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu''''nun 141/A maddesi kapsamında görevlendirilebilecek yetkili gelir uzmanları olarak belirlenir. Yetkili gelir uzmanları, sadece görev yaptıkları yerlere bağlı mükellefler nezdinde yapılan vergi incelemelerinde görevlendirilebilirler. Yapılacak yetkilendirme sınavlarına ilişkin usul ve esaslar ile yetkilendirilen gelir uzmanlarının çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.”

6. Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı

05.05.2005 tarih ve 5435 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun''''un ilk şeklinde, Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı başlığı altında bir hizmet birimi mevcut değildi. Fakat Torba Yasa Tasarısının 42''''nci maddesi ile asıl yasanın 16''''ncı maddesinden sonra gelmek üzere yasaya 16/A maddesi eklenmiş ve kuruluşa “Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı” başlığı altında yeni ve önemli bir hizmet birimi eklenmiştir. Böyle bir değişikliğin nedenleri yasa tasarısının madde gerekçeleri içinde şu şekilde açıklanmıştır:

“Hazırlanan tasarıyla, vergi incelemelerinin Bakanlık düzeyinde Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanacak tek bir Plan dahilinde yürütülmesi öngörülmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde vergi incelemesi yapmakla yetkilendirilmiş olan Gelirler Kontrolörlerinin söz konusu plan dahilinde vergi incelemelerini gerçekleştirecekleri hususu dikkate alındığında, Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığının ana hizmet birimleri arasından çıkarılarak icra ettiği görevle mütenasip bir şekilde “Danışma ve denetim birimleri arasında yer alması, bu nedenle de doğrudan Gelir İdaresi Başkanına bağlanması sağlanmaktadır.”

Bu gerekçeye dayandırılarak yasanın 16/A maddesi şu şekli almıştır:

“Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı

MADDE 16/A- Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı, doğrudan Başkana bağlı olup, Başkan adına aşağıdaki görevleri yapar:

a) Yıllık Vergi İnceleme ve Denetim Planına uygun olarak, vergi inceleme ve denetimlerinin gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yerine getirilmesini sağlamak,

b) Gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörlerinin belirlenecek görev yerlerinde çalıştırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek,

c) Vergi inceleme ve denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler konusunda görüş ve önerilerde bulunmak,

ç) Belirlenecek konularda etüt, araştırma ve incelemeler yapmak,

d) Mevzuatla gelirler kontrolörlerine verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak,

e) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmak.”

Gerekçede yer almamakla beraber, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde yapılan bu idari değişiklik, Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu''''nun kurulması ve bu Kurulda Gelir İdaresi Başkanlığının pozisyonun daha güçlü hale getirilmesi ile de ilgilidir. Çünkü bir yandan Gelir İdaresi Başkanı Kurulun Başkanı olurken diğer yandan kalabalık bir denetim biriminin başkanı olan Gelirler Kontrolörü Daire Başkanı da bu Kurulda üye olarak yer almıştır. Bu şekilde sayıca da bir üstünlük sağlanmış olmaktadır. Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığının en önemli görevlerinden biri, yıllık Vergi İnceleme ve Denetim Planına uygun olarak, vergi inceleme ve denetiminin gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu açıdan Daire Başkanının Kurulda özel ve önemli bir ağırlığı vardır.

Genel Değerlendirme

25 Mayıs 2010 tarihinde Başbakanlık tarafından TBMM''''ne sunulan ve Maliye Bakanlığı''''nca hazırlanan 51 ana madde, 1 geçici madde ve 2 listeden oluşan ve birçok yasada değişiklik yapan Torba Yasa Tasarısının etkin vergi denetimi ve bunun güçlü koordinasyonu ile ilgili hükümlerini ele alıp açıklamaya ve bu konudaki görüş ve önerilerimizi ifade etmeye çalıştık. Konu çok yönlü, karmaşık ve tartışmaya açık hükümler içermektedir. Tasarının Vergi Yasası Komisyonunda görüşülmesi sırasında bunlar ele alınacak ve tartışılacaktır. Bundan sonra tasarı son şeklini alacak ve genel kurulun onayına sunulacaktır.

Tasarıda yer alan vergi denetiminde çok başlılık ve bunun ortaya koyduğu sorunlar ele alınmış ve bunların güçlü bir koordinasyon çalışması ile uyumlu hale getirilmesi için çabalar harcanmıştır. Bu reform gerçekten başarıya ulaşırsa sorun çözülebilirse bu konu kapanmış olacaktır. Ancak güçlü koordinasyon gerçekleşemez ve aksaklıklar devam ettiği takdirde, yazımızda ifade ettiğimiz gibi, çok başlı vergi denetim hizmetinin tek çatı halinde toplanması ve vergi denetim hizmet birimlerinin halen yarım düzineye ulaşmış sayısının makul düzeye çekilmesi kaçınılmaz bir zorunluk olacaktır.

Böyle nahoş bir çözüme başvurulmaması için, girişilen reformun başarıya ulaşmasını bekliyor ve içtenlikle ümit ediyoruz.


Prof. Dr. Selahattin TUNCER
(E. Öğretim Üyesi – YMM)
Lebib Yalkın yayımları

Kaynaklar                                                              :

1.Adnan Nas
Vergi Denetiminde Reform, DÜNYA 8.6.2010 tarihli sayı.

2.Mustafa Uysal
Vergi Denetiminde Etkinlik Arayışı No.1-4
- İkincil Mevzuata Aykırı Rapor Yazılamayacak, Dünya 14.6.2010.
- Denetimde Güçlü Koordinasyon Dönemi, Dünya 15.6.2010.
- Mükellefler Nasıl Seçilecek?, Dünya 16.6.2010.
- Raporlar Özel Komisyon Tarafından Okunacak, Dünya 17.6.2010.

3.Akif Akarca – Dr. Mehmet Şafak
- Vergi Yasalarında Anayasa Mahkemesi Kararlarına Uyum Amacıyla Yapılan Değişiklikler, Dünya 3.6.2010.
- Vergi İncelemelerine Ayrıntılı Düzenleme, Dünya 10.6.2010.

4.Dr. Veysi Seviğ
Vergi İncelemeleri Merkezden Planlanacak, İstanbul Ticaret, 11.6.2010 tarihli sayı.

5.Anadolu Ajansı Haber Bülteni
Vergi Denetiminde Kadro Erozyonu, Dünya 22.6.2010 tarihli sayı.

6.Av. Zeki Gündüz
Vergi Usul Kanununda Öngörülen Değişiklikler, Dünya 11.6.2010 tarihli sayı.


---------o---------

(1) Torba yasa tasarısının TBMM Vergi Yasası Komisyonunda görüşülmesi sırasında, Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulunun başkanlığı tartışma konusu olmuş ve sonuçta başkanlığa bizzat Maliye Bakanı ya da vekâlet vermesi halinde Müsteşarın getirilmesi uygun görülmüş ve madde metni buna göre değiştirilmiştir.