Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
5607 Kaçakçılık Kanunu ve 5326 Kabahatler Kanunu PDF Yazdır e-Posta
04 Ağustos 2010

Bu iki kanun gümrüklerimizle ilgili çok önemli kanunlardır. Malumlarınız, çok eskilerde 1918 Kaçakçılık Kanunu gümrük ilgililerini mahkeme kapılarını mesken seçtirmişti. Sonra 4926 sayılı Kaçakçılık Kanunu hakikaten gümrükler için idealdi, çünkü suçluyu, suçsuzu önemli hatlarla ayırıyor, hak ve adalet ilkesini işletip sağlıyordu. Oda, her nedense yürürlükten kaldırıldı. Bugün işleyen 5607 ve 5326 sayılı kanunları acımasız hatları ile yürürlük kazandı.

Tabii ki bu iki kanunun eleştirilen maddeleri birçok hatları ile mevcuttur. 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda yer alan kusur cezalarını içeren bir madde ve bir noktaya atıf yapan bir husus bu kanunların muhteviyatında yoktur. Gümrük beyanları, gümrük vergisi hesaplamada menşei de onay alınacaksa ilgili makamlardan alınacak müsaade ile en önemlisi tarife ve istatistik verilmesiyle muayenede tatbikat ve uygulamada çok büyük hassasiyet ve dikkat isteyen bir çalışma süreci içerir. İşte muayene esnasında muayene memuru ile fizik muayene yapan müşavir, saptanan bir yanlış sonrası, hüsniniyet ve suiniyete bakılmaksızın, 5607 olmadı, müteselsil kefil uygulamasıyla 5326'ya göre mal sahibi ile müşaviri savcının karşısına çıkarmak, hangi hukuk uygulamasındaki hakkın teslimidir. Masum olan mükellefine ıstıraptan başka bu maddeler hiçbir şey getirmemiştir. Tek mali sahibi değil, gümrük müşavirleri de aynı kaderi paylaşırlar bu kulvarda. Bir yanlışta tatbikat bulan, gerekli madde ile mahkeme kapılarında sürünerek yazıklar olsun dedirtircesine...

Gümrüklerimizde kaçak ve kaçakçılık bu terimler çok çirkin olduğunu savunarak belirtmek istiyorum ki, büyük merhaleler kat ederek geçen bir malın millileşmesi sürecinde bir kaçak olay olmaz. Olsa olsa işlevde yanlış ve kusur olur. Bu da 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda 241'inci maddesine göre kusur cezası uygulanması ile tatbikat bulmalıdır diyorum, ayrıca bu uygulama ve tatbikatlar çok hassas dengelerden geçmesi, uzman kadroların bu kulvardaki oluşumlara cevaz vermesi ile hak ve adalet sağlanabilir olduğu görüşündeyim. er zaman yazılarımda yer verdiğim önemli bir husus vardır.

Kanunun muhteviyatına bir madde koyalım. "Malın sahibi olarak, kim malını ithal veya ihraç etmek istiyor. Her türlü sorumluluk ona aittir" desek, bunu hem Gümrük Kanunu'nda, hem de rejimde bir madde ile belirtsek o zaman ithalatçı ve ihracatçı işadamı tüccar çok dikkat edecek, kendi nezdinde kusur ve yanlış yapmayacaktır. Çünkü, gümrükle yüzleşen bir gümrük müşavirinin, olaydaki rolü, verilen vesaikler üzerinden gümrük beyanının gümrüğe yapması ile her şeye vakıf olur. Sonra gümrük makamlarınca beraber muayene safhası geçirirler. Bu arada gümrük beyanında müşavirin hakikaten yanlışı varsa, bu husus tamamen müşavirin sorumluluğunu kapsar.

Bir müşavir arkadaş anlattı, gümrük kaçakçılığa işlevi sokmuş ve yazmış "5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu'nun ilgili maddesine göre" peki sayın ilgili hangi maddesi ile ilgilidir, yazsana, mükellefine yazdığın yazıda işte bu olmuyor. Şu bir gerçek ki, kanun, kararnameler, yönetmelikler ve tebliğler yoruma tabi olmayan arı bir Türkçe ile yazılmalıdır. Yoksa, acaba şunu mu kastediyor, yoksa bunu mu gibi bir yorum karmaşasında tatbikat ve uygulama yapılmamalıdır.

Gümrük uğraşında bugün işleyen, bilgisayarda, şifre uygulamasında bazı aksaklıkllar, kötü niyetlilerin isteklerine yarar sağlamaktadır. Muhakkak bu uygulamaya daha başka bir veçhe kazandırılmalıdır. Aksi halde kurunun arasında yaşın yanmasına sebep olunmuş olur. Çünkü, 5607 ve 5326 sayılı kanunları, 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, acımasız ve bu nevi suçlara ağır cezalar hükmetmesi çok dikkat isteyen bir düzeye konumuzu taşır. Demek ki çalışmalarımızda her şeyimiz düzgün, doğru ve yanlışsız ve kusursuz bir çalışma düzeyinde gerçekleşmelidir.

Yoksa kanunlarımız ağır müeyyideler içeren, kaçakçılıkla yanlışı ve kusuru ayırt etmeyen bir tarzda işlemektedir. Tabii ki bu ağır müeyyideler, caydırıcılık rolü üstlenip olanayabilir mi denirse;

Hepsi kişinin namus trendine sahip çıkmasıyla özdeşleşir olduğu unutulmamalıdır.


İhap SUBAŞI

http://www.dunyagazetesi.com.tr/5607-kacakcilik-kanunu-ve-53...