Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kazım Yılmaz - Aile şirketleri ve patronluk (29.11.07) PDF Yazdır e-Posta
29 Kasım 2007

Maliye'deyken sanayide oldukça iyi sayılan bir ilimizde inceleme yapıyordum. Genelde de sanayicilerin dosyalarına bakıyordum. Bir gün sanayi ve ticaret odasından aradılar. Yönetim kurulu ziyarete gelmek istiyordu, kabul ettim. Geldiklerinde bana sanayicilerin dosyalarını incelediğimi bildiklerini söylediler ve durumlarını nasıl gördüğümü sordular.
Vergi dairesinden bilgi s
ızmış olmalıydı ama bunun üzerinde durmadım. Gözlemime göre biraz büyüyen imalathaneler hemen kardeşler arasında bölünüyor ve kardeşler küçük imalathanelerde işlerine devam ediyorlardı. Hemen hepsi belli ölçüde ihracat da yapıyordu ama yapılan iş de ihracat da esnaf ölçüsündeydi.
Gözlemimi aktard
ıktan sonra neden böyle olduğunu sordum. Güldüler, doğru bir gözlem yaptığımı söylediler ama nedenini açıklayamadılar. Büyümenin bölünmeden değil, birleşmeden geçtiğini, üretim ve rekabet gücünün öyle kazanılacağını anlattım. Hak verdiler, öyle yapmaya çalışacaklarını söylediler. Daha sonra bunu belli ölçüde başaranlar oldu.
ıklayamadıkları neden kültür idi. Birlikte iş yapma kültürü yoktu. Ne yazık ki, bugün de toplum olarak en büyük sorunlarımızdan biri birlikte iş yapma, ortaklık yapma kültürü. Aile şirketlerinde bile bu pek becerilemiyor.
Neden? Birinci adam
ın, ikinci, üçüncü adamların kimler olacağı sorun oluyor. Çünkü herkes patron olmak istiyor. Patron olmayı da istediği gibi karar vermek ve harcama yapmak sanıyor. Kardeşlerden birine bir araba alınırsa, diğerleri hemen daha lüksünü istiyor. Kardeşlerden birinin eşine bir şey alınırsa, diğeri derhal daha iyisini istiyor. Sonuçta şirket üretim ve yatırım yeri olarak değil, kardeşlerin ve onların eşlerinin harcama yarışmalarına finansman sağlama yeri durumuna geliyor. Şirketin kazancı bazen tek başına bu harcamalara yetmiyor. Bazen de şirketin yatırım harcamaları ile birlikte bu harcamalar da olunca yetersiz kalıyor. Sonuçta şirket batıyor. Şirket batarken de daha fazla götürme yarışı olduğunu görüyorsunuz.
Ku
şkusuz bütün aile şirketleri böyle değil. Ama genelde böyle bir eğilim var. Ana sorun kültür. Ortak iş yapma kültürü. Ortak iş yapmak, kural koymayı ve konulan kurallara uymayı gerektirir. Herkes için.
(Bundan sonraki yaz
ımda işadamlığı ile patronluk arasındaki farkı anlatacağım.)

 

http://www.takvim.com.tr/2007/11/29/yaz1626-3150-114.html